مَنْ خَشِيَ الرَّحْمَن بِالْغَيْبِ وَجَاء بِقَلْبٍ مُّنِيبٍ
Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîbin.
men | : kimse, kim, kişi, kişiler |
haşiye | : huşû duydu |
er rahmâne | : Rahmân |
bi el gaybi | : gayb ile, gaybte |
ve câe | : ve geldi |
bi kalbin | : bir kalp ile |
munîbin | : Allah’a dönük |
Diyanet İşleri = (32-33) (Onlara şöyle denir:) “İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O’nun emrini gözeten için, görmediği hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Görmediği halde rahmandan korkan ve ona yönelmiş bir yürekle gelen kişiye vaadedilen bu.
Abdullah Parlıyan = Görmediği halde Rahman'a karşı, içi titreyerek korku duyan ve içten Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen içindir.
Adem Uğur = Görmeden Rahmân'a saygı gösteren ve (Allah'a) dönük bir kalp getiren herkesin (mükâfatı budur).
Ahmed Hulusi = Gaybı olarak Rahmân'dan haşyet eden ve (hakikatine) dönük şuurla gelen kimse için.
Ahmet Tekin = Görmediği halde, saklı-gizli hallerinde, gıyaben rahmet sahibi Rahman olan Allah’tan korkan, Allah’a yönelen, Allah’a kulluk ve ibadete düşkün bir kalp, bir akıl ile huzuruna gelen herkese, hepinize bu vaat.
Ahmet Varol = Görmediği halde Rahman'dan korkan ve içtenlikle (Allah'a) yönelmiş kalple gelen herkes için.
Ali Bulaç = Görmediği halde Rahman'a karşı 'içi titreyerek korku duyan' ve 'içten Allah'a yönelmiş' bir kalb ile gelen içindir.
Ali Fikri Yavuz = Gaybde, Rahman’a iç saygısı duyan ve halis bir kalb ile gelen kimseler için...
Ali Ünal = Görmediği halde Rahmân için derin saygı besleyip, içi ürpertiyle dolan ve sürekli Allah’a yönelmiş, O’na boyun eğmiş bir kalble gelen herkese.
Bayraktar Bayraklı = Görmediği halde Rahmân'a saygı duyan ve yönelmiş bir kalple gelen herkese mahsustur.
Bekir Sadak = (32-34) Onlara: «Iste bu cennet, Allah'a yonelen, O'nun buyruklarina riayet eden; gormedigi Rahman'dan korkan, Allah'a yonelmis bir kalble gelen sizlere, hepinize soz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; iste sonsuzluk gunu budur» denir.
Celal Yıldırım = (32-33) İşte bu, size va'dolunandır. Allah'a yönelip gönül veren, (ilâhî sınırları) koruyan, gıyabında Rahmân'dan saygı ile korkan ve Allah'a yönelen bir kalb ile gelen (her insana söz verilen Cennet'tir).
Cemal Külünkoğlu = (32-33) (Onlara şöyle denir:) İşte size (dünyada iken) vaad edilen budur. Daima tevbe ile Allah'a dönen, O'nun buyruklarını koruyan, insan kavrayışının dışında olduğu halde Rahman'ın ürpertisini duyan ve (O'na) yönelmiş bir kalp ile gelen (herkese bu mükâfat vardır).
Diyanet İşleri (eski) = (32-34) Onlara: 'İşte bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun buyruklarına riayet eden; görmediği Rahman'dan korkan, Allah'a yönelmiş bir kalble gelen sizlere, hepinize söz verilen yerdir. Oraya esenlikle girin; işte sonsuzluk günü budur' denir.
Diyanet Vakfi = (32-33) İşte size vâdedilen cennet! Ki o, Allah'a yönelen, emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahmân'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur.
Edip Yüksel = Onlar yalnız başınayken bile Rahman'ı sayarlar ve içtenlikle gelirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Gaybde rahmana haşyet duyan ve inâbeli bir kalb ile gelen kimselere
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = görmediği halde Rahman'dan korkup O'na yönelen bir kalple gelen kimselere.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (32-33) Onlara denir ki: «İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur.
Gültekin Onan = Görmediği halde Rahmana karşı 'içi titreyerek korku duyan' ve 'içten Tanrı'ya yönelmiş' bir kalp ile gelen içindir.
Harun Yıldırım = Görmediği halde Rahman’a karşı içi titreyerek korku duyan ve içten yönelmiş bir kalb ile gelen içindir.
Hasan Basri Çantay = Çok esirgeyici Allaha (bütün samîmiyyetiyle) gıyabî saygı gösteren, Hakkın tâatına yönelmiş bir kalb ile gelen kimselere haasdır.
Hayrat Neşriyat = (32-33) (Onlara şöyle denir:) '(İşte,) va'd edilmekte olduğunuz (Cennet) budur!(Allah’a) çokça yönelen (tevbe eden), (O’nun emir ve yasaklarını) gözeten, görmediği hâlde Rahmân’dan korkan ve (Allah’a) yönelmiş bir kalb ile gelen herkes içindir!'
İbni Kesir = Görmediği halde Rahman'dan korkan ve Allah'a yönelik bir kalb ile gelenlere.
Kadri Çelik = Görmediği halde Rahman'a karşı içi titreyerek korku duyan ve içten Allah'a yönelmiş bir kalb ile gelen içindir.
Muhammed Esed = insan kavrayışının dışında olduğu halde Rahman'ın ürpertisini duyan ve pişmanlık dolu bir kalp ile (O'na) gelmiş olan (herkese).
Mustafa İslamoğlu = idraki aşan bir hakikat olduğu halde, O sonsuz rahmet sahibi karşısında içi titreyen ve O'nun huzuruna adanmış bir yürekle gelen herkese:
Ömer Nasuhi Bilmen = (32-33) İşte bu, sizin vaadolunduğunuz şeydir, her bir tevbekar olan (vazifesini) muhafaza eden için. Rahmân'a gıyaben korku duyan ve hakka müteveccih bir kalb ile gelen kimseye (mahsus) bir cennettir.
Ömer Öngüt = "Görmediği halde Rahman'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur. "
Şaban Piriş = Görmediği halde Rahman’dan korkan ve ona teslim olmuş bir kalp ile gelen kimseler...
Sadık Türkmen = Görmeden rahmân’dan korkanlara ve yönelmiş bir kalp ile gelen kimselere mahsustur...
Seyyid Kutub = Görmediği Rahman'dan korkan ve Allah'a yönelmiş bir kalble gelen sizlere, hepinize söz verilen yerdir.
Suat Yıldırım = (32-33) Onlara: "İşte" denir, "buydu size vâd edilen mükâfat. Hakka yönelen, koruması gereken her şeyi koruyan, insanların görmediği yerlerde bile Rahman’a hep saygılı olan ve daima Rabbine dönen bir gönül ile gelen herkese bu mükâfat vardır."
Süleyman Ateş = Görmeden Rahmân'a saygı gösteren ve (Hakka) dönük bir yürek getiren herkesin (mükâfâtı budur)!"
Tefhim-ul Kuran = Görmediği halde Rahman'a karşı 'içi titreyerek korku duyan ve 'içten Allah'a yönelmiş' bir kalb ile gelen içindir.
Ümit Şimşek = Onlar, görmedikleri halde Rahmân'dan korkan ve Ona yönelmiş bir kalple huzuruna gelen kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk = Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese...
İskender Ali Mihr = Gaybda Rahmân’a huşu duyanlar ve münib (Allah’a ulaşmayı dileyen) bir kalple (Allah’ın huzuruna) gelenler (için).
İlyas Yorulmaz = Görmediği halde Rahmana karşı saygı duyup ve arzu dolu bir kalple gelenler için (vaat edilen cennet).