وَبَدَا لَهُمْ سَيِّئَاتُ مَا عَمِلُوا وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِؤُون
Ve bedâ lehum seyyiâtu mâ amilû ve hâka bihim mâ kânû bihî yestehziûn(yestehziûne).
Diyanet İşleri = Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş ve alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıvermiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve belirir, görünür onlara yaptıkları işlerin kötülükleri ve başlarına gelir alay ettikleri şey.
Abdullah Parlıyan = O gün yaptıkları işlerin kötülükleri, günahı onlara apaçık görünecek, alay ve eğlence edindikleri azap da başlarına gelip çatacaktır.
Adem Uğur = Yaptıklarının kötülükleri onlara görünmüş, alay edip durdukları şey onları kuşatmıştır.
Ahmed Hulusi = Yaptıkları şeylerin kötülükleri onlarda açığa çıktı ve alay ettikler şey kendilerini kapsadı!
Ahmet Tekin = Derken, yaptıkları amellerin cezaları ortaya, gözlerinin önüne serildi. Alay edip durdukları şeyin gücü, onları kuşattı, işlerini bitirdi.
Ahmet Varol = Yaptıklarının kötülükleri karşılarına çıkmış ve alaya aldıkları şey kendilerini kuşatmıştır.
Ali Bulaç = Onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Ali Fikri Yavuz = Derken yaptıkları amellerin kötülükleri onlara zahir olmuş ve alay edib durdukları şeyin cezası (olan azab) kendilerini kuşatıvermiştir.
Ali Ünal = Yaptıkları bütün kötü işler karşılarına çıkmış ve alay edegeldikleri (Cehennem gerçeği) her taraftan kendilerini kuşatmıştır.
Bayraktar Bayraklı = Yaptıklarının kötülükleri onlara gözükecek ve alaya aldıkları gerçek kendilerini çepeçevre kuşatacaktır.
Bekir Sadak = Isledikleri kotulukler kendilerine belli oldu ve onlari, alaya aldiklari seyler kusatip mahvetti.
Celal Yıldırım = Yapageldikleri işlerin kötülükleri kendilerine belli oldu ve alaya aldıkları şeyler(in vebali) her taraftan onları kuşatıverdi.
Cemal Külünkoğlu = Derken yaptıkları işlerin kötülükleri onlara yüz göstermiş (gözlerinin önüne serilmiş) ve o alay edip durdukları şey(in azabı) kendilerini kuşatıvermiştir.
Diyanet İşleri (eski) = İşledikleri kötülükler kendilerine belli oldu ve onları, alaya aldıkları şeyler kuşatıp mahvetti.
Diyanet Vakfi = Yaptıklarının kötülükleri onlara görünmüş, alay edip durdukları şey onları kuşatmıştır.
Edip Yüksel = Yaptıkları kötülükler kendilerine görünecek ve alay etmekte oldukları şey onları kuşatıp avlayacaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Derken onlara yaptıkları amellerin kötülüklerini yüz göstermiş ve o istihza edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Derken yaptıkları işlerin kötülükleri onlara yüz göstermiş (gözlerinin önüne serilmiş) ve o alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Derken yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi, alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi.
Gültekin Onan = Onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Harun Yıldırım = Onların yaptıkları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve alay konusu edindikleri de onları sarıpkuşattı.
Hasan Basri Çantay = Onların yapdıkları amel (ve hareket) lerin kötülükleri, kendilerine (âid olmak üzere), açığa çıkmış, istihza edib durdukları şey (azâb) onları çepçevre kuşatmışdır.
Hayrat Neşriyat = Yaptıkları şeylerin kötülükleri onlara görünmüş ve kendisiyle alay edip durdukları(azab) onları kuşatıvermiştir.
İbni Kesir = Onlara, yaptıkları işlerin kötülükleri belli oldu ve alaya aldıkları şeyler kendilerini kuşattı.
Kadri Çelik = Onların yapmakta oldukları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve kendisini alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Muhammed Esed = (O Gün) yaptıkları kötülükler onlara apaçık görünecek ve alay edip durdukları şey onları alt edecektir.
Mustafa İslamoğlu = Onların yaptığı kötülükler (o gün gelince) ayan açık ortaya serilecek ve alay edip durdukları gerçek kendilerini perişan edecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlar için yapmış oldukları şeylerin fenalıkları zuhûra geldi ve kendisiyle istihzâda bulundukları şey, onları kuşattı.
Ömer Öngüt = Yaptıklarının kötülükleri (amel defterinin okunmasıyla) kendilerine göründü ve alaya aldıkları şey onları çepeçevre kuşattı.
Şaban Piriş = Yaptıklarının günahları onlara belli olmuş ve alay ettikleri şey onları kuşatıvermişti.
Sadık Türkmen = Yaptıkları işlerin kötülükleri onlara belli oldu ve kendisiyle alay ettikleri şey, onları kuşatıverdi.
Seyyid Kutub = Yaptıklarının kötülükleri onlara göründü ve alay edip durdukları şey onları kuşattı.
Suat Yıldırım = Derken, yaptıkları ne kadar kötü, pis iş varsa karşılarına çıktı. Alay ettikleri cehennem azabı, kendilerini her taraftan sardı.
Süleyman Ateş = Yaptıklarının kötülükleri onlara göründü ve alay edip durdukları şey onları kuşattı.
Tefhim-ul Kuran = Onların yapmakta oldukları şeylerin kötülüğü kendileri için açığa çıktı ve kendisini alay konusu edindikleri de onları sarıp kuşattı.
Ümit Şimşek = Yaptıkları işin kötülüğü artık kendilerine görünmüş ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk = Yaptıklarının kötülükleri karşılarına dikilmiş, alay edip durdukları şey kendilerini kuşatıvermiştir.
İskender Ali Mihr = Ve onlara, yaptıkları şeylerin kötülüğü aşikâr oldu. Ve alay etmiş oldukları şey, onları kuşattı.
İlyas Yorulmaz = Yapmış oldukları kötülükler karşılarına çıkmış ve alaya aldıkları azap onların üzerine gerçekleşmiştir.