كَذَلِكَ حَقَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى الَّذِينَ فَسَقُواْ أَنَّهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ
Kezâlike hakkat kelimetu rabbike alâllezîne fesekû ennehum lâ yu’minûn(yu’minûne).
kezâlike | : böylece |
hakkat | : gerçekleşmiştir, hak oldu |
kelimetu | : sözü, kelimesi |
rabbi-ke | : senin Rabbin |
alâllezîne (alâ ellezîne) | : o kimselere |
fesekû | : fasık oldular |
enne-hum | : şüphesiz onlar, muhakkak ki onlar |
lâ yu’minûne | : inanmazlar |
Diyanet İşleri = Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, “Onlar artık imana gelmezler” sözü, işte böylece gerçekleşmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Buyruktan çıkanlar, Rabbinin şu sözünü haketmişlerdir: Onlar, inanmazlar.
Abdullah Parlıyan = İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkında, “Onlar inanmayanlardır” diye söylemiş olduğu sözü, gerçekleşmiş oldu.
Adem Uğur = İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki "Onlar inanmazlar" sözü gerçekleşmiş oldu.
Ahmed Hulusi = İşte böylece, Rabbinin inancı bozuk olanlar hakkında: "Onlar iman etmezler" sözü gerçekleşmiştir.
Ahmet Tekin = Onlar, imandan vazgeçirilip hak yoldan bâtıla döndürüldükleri gibi, hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, peygamberlere ve kutsal kitaplara itibar etmedikleri için, Rabbinin doğru ve mantıklı düşünmenin, hak dinin dışına çıkan fâsıklar, âsiler, bozguncular hakkındaki:'Onlar artık iman etmeyecekler' gerekçeli hükmü gerçekleşir.
Ahmet Varol = Böylece Rabbinin o yoldan çıkmışlar hakkındaki: 'Onlar iman etmezler' sözü gerçekleşmiş oldu.
Ali Bulaç = Böylece Rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: "Onlar şüphesiz iman etmezler."
Ali Fikri Yavuz = Öyle büsbütün haktan çıkmış inatçı fâsıklara Rabbinin hükmü şöyle vâcib oldu: “- onlar, artık imana gelmezler.”
Ali Ünal = (Bizzat kendilerinin de itiraf ettiği gerçek gün gibi ortada iken) başka başka yollarda giden bu hak yoldan çıkmışlar hakkında Rabbinin verdiği “Onlar iman etmezler!” hükmünün manâsı ve doğruluğu böylece ortaya çıkmış bulunuyor.
Bayraktar Bayraklı = İşte böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar hakkındaki “Onlar inanmazlar” sözü gerçekleşmiş oldu.
Bekir Sadak = Boylece, fasik olanlarin inanmayacaklarina dair Rabbinin soyledigi soz gerceklesti.
Celal Yıldırım = Bunun gibi, ilâhî sınırların ve O'na uzanan yolun dışına çıkanlara karşı Rabbin sözü gerçekleşti, ki onlar gerçekten imân etmezler.
Cemal Külünkoğlu = İşte böylece, Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki: “Artık onlar iman etmezler!” sözü gerçekleşmiş oldu.
Diyanet İşleri (eski) = Böylece, fasık olanların inanmayacaklarına dair Rabbinin söylediği söz gerçekleşti.
Diyanet Vakfi = İşte böylece Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki «Onlar inanmazlar» sözü gerçekleşmiş oldu.
Edip Yüksel = Yoldan çıkmış olanların inanmıyacağına dair Rabbinin sözü işte böyle gerçekleşir.
Elmalılı Hamdi Yazır = İşte böylece, Rabbinin inancı bozuk olanlar hakkında: "Onlar iman etmezler" sözü gerçekleşmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Öyle büsbütün yoldan çıkmış fasıklara Rabbinin sözü şöyle gerçekleşti: «Onlar artık imana gelmezler!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hak dinden çıkmış fasıklara Rabbinin kelimesi şöyle gerçekleşti: Onlar artık imana gelmezler.
Gültekin Onan = Böylece Rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: "Onlar şüphesiz iman etmezler."
Harun Yıldırım = Böylece Rabbinin sözü o fasık kimseler üzerinde gerçekleşmiştir ki: “Onlar şüphesiz iman etmezler.”
Hasan Basri Çantay = (Bizzat kendilerinin de itiraf ettiği gerçek gün gibi ortada iken) başka başka yollarda giden bu hak yoldan çıkmışlar hakkında Rabbinin verdiği “Onlar iman etmezler!” hükmünün manâsı ve doğruluğu böylece ortaya çıkmış bulunuyor.
Hayrat Neşriyat = İşte böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar hakkındaki “Onlar inanmazlar” sözü gerçekleşmiş oldu.
İbni Kesir = Böylece, fasık olanların iman etmeyeceklerine dair Rabbının sözü gerçekleşti.
Kadri Çelik = Böylece, fâsık olanların inanmayacaklarına dair Rabbinin söylediği söz gerçekleşmiş oldu.
Muhammed Esed = Böylece günahkarca davranmaya eğilimli olanlar hakkında Rabbinin sözünün hak olduğu ortaya çıkmış oldu: "Onlar inanmayacaklar".
Mustafa İslamoğlu = İşte böylece, yoldan iyice sapmış olanlar için Rabbinin sözünün hakikat olduğu ortaya çıkmış oldu: "Onlar inanmayacaklar!"
Ömer Nasuhi Bilmen = İşte fıska düşmüş olanların aleyhine Rabbinin kelimesi şöylece tahakkuk etmiştir ki, şüphe yok onlar imân etmezler.
Ömer Öngüt = Böylece hak dinden çıkmış fâsıklara Rabbinin kelimesi şöyle gerçekleşti: Onlar artık imana gelmezler.
Şaban Piriş = Böylece, fasık olanların inanmayacaklarına dair Rabbinin sözü gerçekleşti.
Sadık Türkmen = Işte böylece; Rabbinin kelimesi/ikâzı yoldan çıkan kimseler içindir. “Onlar, gerçekten inanmıyorlar!”
Seyyid Kutub = Böylece Rabbinin yoldan çıkmışlara ilişkin, onların iman etmeyecekleri şeklindeki sözü gerçekleşmiş oldu.
Suat Yıldırım = Öyle büsbütün doğru yoldan çıkmış, isyanda ısrar eden o fâsıklara, imana gelmedikleri için, Rabbinin azap kararı kesinleşmiştir.
Süleyman Ateş = Böylece Rabbinin, yoldan çıkanlar için söylediği: "Onlar inanmazlar." sözü, gerçekleşti.
Tefhim-ul Kuran = Böylece Rabbinin sözü o fıska sapanlar üzerinde (şöyle) gerçekleşmiştir ki: «Onlar gerçekten iman etmezler.»
Ümit Şimşek = Yoldan çıkmış olanların artık iman etmeyeceklerine dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk = Bu, budur! Rabbinin yoldan çıkanlar hakkındaki, "Onlar iman etmezler!" sözü gerçekleşmiştir.
İskender Ali Mihr = Böylece senin Rabbinin sözü fasık olan kimseler üzerine hak oldu. Muhakkak ki onlar, inanmazlar.
İlyas Yorulmaz = Böylece Rabbinin doğru ve gerçek sözleri, yoldan çıkmış suçluların üzerine hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.