يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ
Yurîdûne en yutfîû nûrallâhi bi efvâhihim ve ye'ballâhu illâ en yutimme nûrahu ve lev kerihel kâfirûn(kâfirûne).
yurîdûne | : istiyorlar |
en yutfîû | : söndürmek |
nûra allâhi | : Allah’ın nurunu |
bi efvâhi-him | : ağızları ile |
ve ye’ba allâhu | : Allah istemez |
illâ | : ancak, ...’den başka |
en yutimme | : tamamlamak |
nûra-hu | : onun nuru, nurunu |
ve lev | : ve ise de |
kerihe el kâfirûne | : kâfirler kerih gördüler |
Diyanet İşleri = Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.
Abdulbaki Gölpınarlı = İsterler ki Allah'ın nûrunu nefesleriyle söndürsünler, halbuki Allah, kâfirler istemese de, onlara zor gelse de nûrunu yüceltip itmâm etmekten başka hiçbir şeye râzı değildir.
Abdullah Parlıyan = Allah'ın yol gösterici nurunu, ağızlarındaki laf kalabalığıyla, batıl söylentilerle söndürmek istiyorlar. Fakat Allah, bunun gerçekleşmesine izin vermeyecektir. Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler hoşlanmasalar da, Allah nurunu tamamlamayı diliyor.
Adem Uğur = Allah'ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
Ahmed Hulusi = Allâh nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. . . Allâh, nurunun tamamlanmasından başka bir şeye razı değildir! İsterse hakikat bilgisini inkâr edenlerin hoşuna gitmesin!
Ahmet Tekin = Onlar laf ebeliği ile, birkaç üfürüklük nefesle Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler hoşlanmasalar da, Allah nurunu tamamlamaktan, İslâm’ı hakim kılmaktan asla vazgeçmez.
Ahmet Varol = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Ama kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
Ali Bulaç = Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
Ali Fikri Yavuz = Onlar, Allah’ın nurunu (Şeriatını) ağızlarıyla (sözleriyle) söndürmek istiyorlar. Fakat kâfirler hoşlanmasalar bile, Allah, muhakkak nurunu tamamlamak diliyor.
Ali Ünal = Onlar, Allah’ın Nûru’nu ağızlarıyla üfleyip söndürmek diliyorlar; Allah ise, kâfirler hiçbir zaman hoşlanmasalar da, Nûru’nu tamamlamaktan başka bir şeye razı olacak değildir.
Bayraktar Bayraklı = Allah'ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
Bekir Sadak = Allah'in nurunu agizlariyla sondurmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktir.
Celal Yıldırım = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Kâfirler hoşlanmasalar bile Allah öyle istemiyor. O mutlaka nurunu tamamlamayı diliyor.
Cemal Külünkoğlu = (İnkarcı gruplar) Allah'ın nurunu ağızlarıyla (boş ve mesnetsiz söylemleriyle) söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasa da Allah, nurunu tamamlamaktan asla vazgeçmez (ve tamamlayacaktır da).
Diyanet İşleri (eski) = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
Diyanet Vakfi = Allah'ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
Edip Yüksel = ALLAH'ın ışığını ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de ALLAH ışığını tamamlayacaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır = İstiyorlar ki Allahın nurunu ağızlariyle söndürsünler, Allah da razı olmuyor, ancak nurunu itmam eylemek dileyor, kâfirler isterlerse hoşlanmasınlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor.
Gültekin Onan = Ağızlarıyla Tanrı'nın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Tanrı, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
Harun Yıldırım = Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
Hasan Basri Çantay = Dilerler ki Allahın nuurunu ağızlariyle (püf deyib) söndürsünler. Halbuki Allah kendi nuurunu kendisi tamamlamakdan (ilâ etmekden) başkasına raazî olmaz. İsterse kâfirler hoş görmesin.
Hayrat Neşriyat = Allah’ın nûrunu ağızlarıyla (güyâ) söndürmek istiyorlar; hâlbuki kâfirler hoşlanmasa da Allah, mutlaka nûrunu tamamlamak ister.
İbni Kesir = Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
Kadri Çelik = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kâfirler istemese de Allah nurunu tamamlamaktan kesin vazgeçmez.
Muhammed Esed = Allahın (yol gösterici) ışığını, laf kalabalığıyla söndürmek istiyorlar: Fakat Allah (bunun gerçekleşmesine) izin vermeyecektir, çünkü O, ışığının olanca aydınlığıyla yayılmasına irade etmiştir, hakkı inkar edenler bundan hoşlanmasa da!
Mustafa İslamoğlu = Onlar Allah'ın (hidayet) nurunu üfürükleriyle söndürmek istiyorlar; Allah ise, nurunu tamamlamak dışındaki bir seçeneğe asla izin vermeyecektir; tabi ki inkar edenler istemese de...
Ömer Nasuhi Bilmen = Onlar Allah Teâlâ'nın nûrunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Allah Teâlâ ise nûrunu tamamlamaktan başka birşeye razı olmaz. Velev ki kâfirler hoşlanmasınlar.
Ömer Öngüt = Allah'ın nurunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.
Şaban Piriş = Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Sadık Türkmen = Allah’ın nurunu (Kur’an’ı), ağızlarıyla söndürmek/engellemek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasalar da, Allah nurunu (Kur’an’ını), tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.
Seyyid Kutub = Onlar Allah'ın nurunu ağızları ile söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kâfirlerin hoşuna gitmese de, nurunu kesinlikle tamama erdirmekte kararlıdır.
Suat Yıldırım = Onlar Allah’ın nûrunu ağızlarıyla üfleyip söndürmek isterler. Allah ise, nûrunu tam parlatmaktan başka bir şeye razı olmaz. Kâfirler isterse hoşlanmasınlar!
Süleyman Ateş = Allâh'ın nurunu ağızlariyle söndürmek istiyorlar. Halbuki, kâfirler hoşlanmasa da Allâh, mutlaka nurunu tamamlamak ister, (bundan başka bir şeye râzı olmaz).
Tefhim-ul Kuran = Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.
Ümit Şimşek = Onlar Allah'ın nurunu üfleyerek söndürmek istiyorlar. Allah ise nurunu tamamlamayı murad eder-kâfirler isterse hoşlanmasınlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Allah ise kâfirler hoşlanmasa da nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemiyor.
İskender Ali Mihr = (Onlar) ağızları ile Allah’ın nurunu söndürmeyi istiyorlar. Ve Allah, kâfirler kerih görseler bile nurunu tamamlamaktan başka bir şey istemez.
İlyas Yorulmaz = Allah’ın nuru olarak, indirdiği kitabın yol gösterici özelliğini, dilleriyle uydurdukları yalanlarla, insanlar üzerindeki etkisini kaldırmaya çalışıyorlar. Ama doğruları kabul etmeyenler istemeseler de Allah, yol gösteren ve insanları aydınlatıcı nuru olan kitabın indirilmesini tamamlayacaktır.