وَمَن لَّا يُجِبْ دَاعِيَ اللَّهِ فَلَيْسَ بِمُعْجِزٍ فِي الْأَرْضِ وَلَيْسَ لَهُ مِن دُونِهِ أَولِيَاء أُوْلَئِكَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ
Ve men lâ yucib dâiyallâhi fe leyse bi mu’cizin fîl ardı ve leyse lehu min dûnihî evliyâu, ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin).
ve men | : ve kim |
lâ yucib | : icabet etmezse |
dâiye allâhi | : Allah’ın davetçisi |
fe leyse | : artık değildir |
bi mu’cizin | : aciz bırakacak |
fî el ardı | : yeryüzünde |
ve leyse | : ve yoktur |
lehu | : ona, onun için |
min dûni-hi | : ondan başka |
evliyâu | : dostlar |
ulâike | : işte o |
fî dalâlin | : dalâlet içindedir |
mubînin | : apaçık |
Diyanet İşleri = Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah’tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve kim icâbet etmezse Allah'a çağırana, artık o, yeryüzünde Allah'ı âciz bırakamaz ve ondan başka yardımcılar da yoktur ona; bu çeşit kişilerdir apaçık sapıklığa düşenler.
Abdullah Parlıyan = Allah'a davet edene icabet etmeyen, Allah'ın azabından yeryüzünde kaçacak yer bulamaz. Öteki dünyada da O'ndan başka hiçbir koruyucu bulamaz, böyleleri apaçık bir sapıklık içindedirler.
Adem Uğur = Allah'ın dâvetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.
Ahmed Hulusi = Kim Allâh davetçisine (DAÎALLÂH) icabet etmezse, (Allâh'ı) arzda âciz bırakamaz! O'nun dûnunda onun dostları da olmaz. . . İşte onlar apaçık bir sapma içindedirler.
Ahmet Tekin = 'Kimler Allah’ın yoluna, İslâm’a davet edene icabet etmez, uymazsa, bilsin ki, yeryüzünde Allah’ı âciz bırakacak, koyduğu kanunların dışına çıkarak yakayı kurtaracak değildir. Onların Allah’ın dışında, kulları durumundakilerden, dostlarının, velilerinin, koruyucularının olması da mümkün değildir. Onlar tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet, bozuk düzen içindedirler.'
Ahmet Varol = Kim Allah'ın davetçisine icabet etmezse o yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacak değildir ve onun, O'ndan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık sapıklık içindedirler.'
Ali Bulaç = "Kim Allah'a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah'ı aciz bırakacak değildir ve onun O'ndan başka) velileri yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler."
Ali Fikri Yavuz = Kim Allah’ın davetçisinin (Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm’ın) davetine uymazsa, arzda (Allah’ı) aciz bırakacak değildir, (asla başına gelecek azabı engelleyemez). Ona Allah’dan başka sahib olacak yardımcılar da yoktur. Böyleleri, açık bir sapıklık içindedirler.
Ali Ünal = “Allah’a davet eden elçiye icabet etmeyen bilsin ki, Allah’ın yeryüzünde dilediğini yapmasına asla mani olabilecek değildir ve bir defa Allah onu reddederse, artık başka hiçbir dost ve koruyucusu da olmaz.” Öyleleri, besbelli bir sapıklık içindedirler.
Bayraktar Bayraklı = Kim Allah'ın çağrısına uymazsa, bilsin ki yeryüzünde Allah'a karşı koyamaz, onun O'ndan başka dostları da olmaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedirler.
Bekir Sadak = Allah'a cagirana uymayan kimse bilsin ki, Allah'i yeryuzunde aciz birakamaz; onlarin O'ndan baska dostlari da bulunmaz; iste onlar apacik sapikliktadirlar.
Celal Yıldırım = Kim Allah'ın dâvetçisine olumlu cevap vermez de O'na uymazsa (bilsin ki) o, yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakacak değildir ve onun için Allah'tan başka dostlar, sahip çıkanlar da yoktur. İşte onlar açık bir sapıklık içindedirler.
Cemal Külünkoğlu = Her kim Allah'ın çağrısına uymazsa bilsin ki, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacak değildir. Kendisinin O'ndan başka dostları da olmayacaktır. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Diyanet İşleri (eski) = Allah'a çağırana uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde aciz bırakamaz; onların O'ndan başka dostları da bulunmaz; işte onlar apaçık sapıklıktadırlar.
Diyanet Vakfi = Allah'ın dâvetçisine uymayan kimse yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değildir. Kendisi için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.
Edip Yüksel = ALLAH'a çağıranı yanıtlamıyanlar yeryüzünde kaçamaz. Onların O'na karşı dostları da olmaz. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve her kim Allahın da'vetcisine icâbet eylemezse Arzda âciz bırakacak değildir ve ona onun berisinden sahib olacak veliyler de yoktur, öyleler açık bir dalâl içindedirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Her kim Allah'ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakacak değildir ve O'ndan başka kendisine sahip olacak kayırıcıları da yoktur. Öyleleri açık bir sapıklık içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Her kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, yeryüzünde Allah'ı aciz bırakacak değildir. Onun Allah'tan başka dostları da yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içerisindedirler.
Gültekin Onan = "Kim Tanrı'ya davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Tanrı'yı aciz bırakacak değildir ve onun O'ndan başka) velileri yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler."
Harun Yıldırım = “Kim Allah’a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde aciz bırakacak değildir ve onun O’ndan başka velileri yoktur. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.”
Hasan Basri Çantay = Kim Allahın da'vetcisine icabet etmezse o, yer (yüzün) de (Allâhı) âciz bırakacak değildir. Onun Allahdan başka yardımcıları da yokdur. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Hayrat Neşriyat = 'Artık kim Allah’ın da'vetçisine icâbet etmezse, bu yüzden yeryüzünde (Allah’ı)âciz bırakıcı değildir ve kendisi için, O’ndan (Allah’dan) başka (azâbı def' edecek) dostlar yoktur. İşte onlar, apaçık bir dalâlet içindedirler!'
İbni Kesir = Allah'ın davetçisine uymayan kimse bilsin ki; yeryüzünde Allah'ı aciz bırakamaz. Ve onun için Allah'tan başka veliler de bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Kadri Çelik = “Kim Allah'a davet edene icabet etmezse artık o, yeryüzünde (Allah'ı) aciz bırakıcı değildir ve onun O'ndan başka velileri de yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.”
Muhammed Esed = Ama Allah'ın çağrısına uymayan, (O'ndan) yeryüzünde asla kurtulamaz ve (öteki dünyada) O'na karşı hiçbir koruyucu bulamaz. Böyleleri, sapıklık içinde kaybolup gitmişlerdir."
Mustafa İslamoğlu = Ama kim Allah'ın davetine icabet etmezse, asla O'nu yeryüzünde atlatmış olmaz; ve ona (Allah)tan başka hiçbir dostun yararı dokunmaz: böyleleri fark edilir bir sapıklığın göbeğine düşerler.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve her kim Allah'ın dâvetçisine icabet etmezse, artık yerde aciz bırakıcı değildir ve onun için O'nun ötesinde yardımcılar da yoktur. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.»
Ömer Öngüt = "Allah'a çağıran (Muhammed'e) uymayan kimse bilsin ki, Allah'ı yeryüzünde âciz bırakamaz. Kendisinin O'ndan başka dostları da bulunmaz. İşte onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Şaban Piriş = Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde kaçıp sığınacağı bir yer yoktur. Onun Allah’tan başka bir velisi de yoktur. İşte böyleler apaçık bir sapıklık içindedir.
Sadık Türkmen = Kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir. Ve onun, O’ndan (Allah’tan) başka evliyası/dostları yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.”
Seyyid Kutub = Kim Allah'ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde başına inecek belaya engel olamaz. Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Suat Yıldırım = Allah’ın elçisine icabet etmeyen kimse bilsin ki, Allah’ın cezasından asla kaçıp kurtulamaz ve Allah’tan başka hiçbir hâmi ve dost bulamaz. Onlar besbelli bir sapıklık içindedirler.
Süleyman Ateş = Kim Allâh'ın da'vetçisine uymazsa, yeryüzünde (başına inecek belâya) engel olamaz. Kendisinin O'ndan başka velileri de olmaz. Onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.
Tefhim-ul Kuran = «Kim Allah'a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah'ı aciz bırakacak değildir ve onun O'ndan başka) velileri de yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.»
Ümit Şimşek = Allah'a çağıran davetçiye uymayan kimse ise, dünyada Allah'ı âciz bırakacak değildir; onun için Allah'tan başka dostlar da bulunmaz. Onlar apaçık bir şaşkınlıktadır.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah'ın davetçisine uymayan, yeryüzünde hiç kimseyle yarışamaz/hiç kimseyi âciz bırakamaz. Böylesinin, Allah dışında/Allah'ın davetçisi dışında evliyası da olmaz. Böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.
İskender Ali Mihr = Ve Allah’ın davetçisine icabet etmeyen kimse, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir. Ve onun Allah’tan başka dostları yoktur. İşte onlar apaçık dalâlet içindedirler.
İlyas Yorulmaz = “Kim Allah’ın çağrısına icabet etmezse, yeryüzünde Allah’ın yapacağı şeylere, hiçbir kimse engel olamaz. Çağrıyı kabul etmeyen için, Allah dan başka sahip çıkıp koruyacak (veli) kimse de bulunmaz. O kimse açık bir sapıklık içindedir” dediler.