وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا
Ve kâlellezîne keferû lev lâ nuzzile aleyhil kur’ânu, cumleten vâhideten, kezâlike li nusebbite bihî fuâdeke ve rattelnâhu tertîlâ(tertîlen).
ve kâle | : ve dedi |
ellezîne keferû | : kâfir olanlar |
lev lâ | : olsaydı olmaz mıydı, gerekmez miydi |
nuzzile | : indirildi |
aleyhi | : ona |
el kur’ânu | : Kur’ân |
cumleten | : toplu olarak, bütün olarak |
vâhideten | : bir tek, bir defa |
kezâlike | : böylece, işte bu |
li nusebbite | : tesbit etmemiz, sabitlememiz için |
bi-hî | : onu |
fuâde-ke | : senin idrakin |
ve rettelnâ-hu | : ve onu beyan ettik, yavaş okuduk |
tertîlen | : yavaş yavaş, tertip tertip, kısım kısım |
Diyanet İşleri = İnkâr edenler, “Kur’an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur’an’la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kâfir olanlar, ona Kur'ân dediler, birden ve toplu olarak indirilseydi ya. Biz, onu, gönlüne iyice yerleştirmen için böyle indirdik ve onu âyet âyet ayırdık, birbiri ardınca indirdik.
Abdullah Parlıyan = Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Kur'ân O'na topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz O'nu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle, parça parça indirdik ve O'nu tane tane, ağır ağır okuduk.
Adem Uğur = İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Ahmed Hulusi = Hakikat bilgisini inkâr edenler dediler ki: "O'na Kurân'ın (İsrailoğullarına gelen kitaplar gibi) hepsi birden tenzîl edilmeliydi!". . . (Oysa) böylece, O'nunla, senin Fuadını (Esmâ mânâ özelliklerini şuura yansıtıcılar - kalp nöronlarının beyindeki açılımlarını) sâbitlemek için (böyle tenzîl ettik) ve (hakikatinde, her birinin kuvvelerini ayrı ayrı bulman için) bölümler hâlinde okuttuk.
Ahmet Tekin = Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler:'Kur’ân ona, bir defada, topluca indirilmeli değil miydi?' dediler. Biz onu senin kalbine, hâfızana iyice yerleştirip güven sağlamak için böyle bölüm bölüm indirdik. Onu tane tane okuduk.
Ahmet Varol = İnkar edenler dediler ki: 'Bu Kur'an ona bir kerede topluca indirilmeli değil miydi?' Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için bu şekilde (ayet ayet indirdik) ve belli bir düzen üzere ağır ağır okuduk.
Ali Bulaç = İnkâr edenler dediler ki: "Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Ali Fikri Yavuz = Bir de kâfirler dediler ki: “- Kur’ân, O’na toptan indirilseydi ya!” Biz, onu kalbine iyice yerleştirelim diye böyle âyet âyet indirdik (topluca indirmedik); ve onu güzel bir şekilde beyan edip âyet âyet okuduk.
Ali Ünal = Küfürde saplanıp kalanlar, “Bu Kur’ân O’na tek bir defada indirilseydi ya!” diyorlar. Halbuki Biz, onu kalbinde ve zihninde iyice yerleştirelim ve onunla kalbini pekiştirelim diye (böyle parça parça indiriyor) ve ortaya çıkan yeni durumlar münasebetiyle sana gerekli talimatı gönderiyoruz.
Bayraktar Bayraklı = Küfredenler dediler ki: "Kuran ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla yüreğini (fuadeke) sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Bekir Sadak = Inkar edenler: «Kuran ona bir defada indirilmeliydi» derler. Oysa Biz onu boylece senin kalbine yerlestirmek icin azar azar indirir ve onu agir agir okuruz.
Celal Yıldırım = İnkâra saplanıp kalanlar dediler ki: «Kur'ân O'na (Muhammed'e) bir defada bütünüyle indirilseydi ya..» Biz onunla senin kalbini iyice yatıştırıp pekiştirmek ve tane tane okuman için böylece (parça parça ve uzun sürede) indirdik.
Cemal Külünkoğlu = İnkârcılar: “Kur'an ona bir defada toptan indirilseydi ya!” dediler. Biz, Kur'an'la senin kalbini pekiştirmek için onu böyle kısım kısım indirdik ve onu ağır ağır okuduk.
Diyanet İşleri (eski) = İnkar edenler: 'Kuran ona bir defada indirilmeliydi' derler. Oysa Biz onu böylece senin kalbine yerleştirmek için azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.
Diyanet Vakfi = İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Edip Yüksel = İnkarcılar, 'Kuran, ona neden bir defada indirilmedi,' dediler. Biz böylece onu belleğine yerleştirmekte ve onu belirlenmiş bir dizilişe göre okumaktayız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Yine o küfredenler dediler ki: o Kur'an ona cümlesi birden indirilseydi ya! Biz onu gönlüne iyi tesbit edelim diye böyle ındirdik ve fevkal'âde bir tertil ile tertil eyledik
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yine o inkar edenler dediler ki: «O Kur'an ona hep birden indirilseydi ya!» Biz onu kalbine iyi yerleştirmek için böyle indirdik ve onu mükemmel bir okuyuşla ağır ağır okuduk.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yine o inkâr edenler dediler ki: «O Kur'ân ona, hepsi birden indirilseydi ya!» Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Gültekin Onan = Küfredenler dediler ki: "Kuran ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?" Biz onunla yüreğini (fuadeke) sağlamlaştırıp pekiştirmek için böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Harun Yıldırım = İnkâr edenler: Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi? dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık (parça parça indirdik) ve onu tane tane (ayırarak) okuduk.
Hasan Basri Çantay = O küfredenler (şöyle) dedi (ler): «Ona Kur'an bir (hamlede), toplu bir halde indirilmeli değil miydi»? Biz onu senin kalbine iyice yerleşdirmek için böyle (yapdık). Onu (çok güzel bir nizaam ile) âyet âyet ayırdık (ve aheste aheste bildirdik).
Hayrat Neşriyat = İnkâr edenler ise: 'Kur’ân, ona bir def'ada topluca indirilmeli değil miydi?' dedi(ler). Onunla senin kalbini kuvvetlendirmek için böyle (azar azar indirmişiz)dir ve onu(sana) ağır ağır okuduk.
İbni Kesir = O küfredenler dediler ki: Kur'an ona bir kerede topluca indirilmeli değil miydi? Halbuki Biz; onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle azar azar indirir ve ağır ağır okuruz.
Kadri Çelik = Küfre sapanlar, “Kur'an ona bir defada indirilmeliydi” derler. Oysa onunla senin kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için onu azar azar indirir ve onu ağır ağır okuruz.
Muhammed Esed = İmdi, hakkı inkara şartlanmış olan kimseler: "Kuran ona bir bütün olarak bir kerede indirilseydi ya!" diyorlar. Oysa, Biz onu (sana) böyle tutarlı bir bütün oluşturacak şekilde belli bir düzen içinde ağır ağır vahyediyoruz ki onunla senin kalbini pekiştirelim.
Mustafa İslamoğlu = Bir de inkarda ısrar edenler dediler ki: "Kur'an ona topyekün olarak indirilseydi ya!" İşte Biz, bütünü oluşturan parçaları ait oldukları yere biri diğerini açıklayacak şekilde yerleştirerek, onunla senin iç dünyanı inşa edip pekiştirelim diye böyle yaptık.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve kâfir olanlar dedi ki: «Kur'an O'nun üzerine toplu bir halde indirilmiş olmalı değil mi idi?» Onunla kalbini takviye etmek için böyle müteferrikan indirdik. Ve onu âyet âyet beyan ettik.
Ömer Öngüt = Küfredenler: “Kur'an ona bir defada topluca indirilmeli değil miydi?” dediler. Biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu ağır ağır okuduk.
Şaban Piriş = Küfredenler: -Kur’an ona bir defada toptan indirilmeli değil miydi? dediler. Biz, onu senin kalbine yerleştirmek için böyle indirdik. Onu düzenli ve yerli yerince indirdik.
Sadık Türkmen = Inkâr eden KİMSELER dediler ki: “Kur’an ona bir defada toptan olarak indirilmeli değil miydi?” Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için böyle (Sure Sure, Bölüm Bölüm) yaptık. Onu (Kur’an’ı) ağır ağır, anlamaya çalışarak ve içine sindire sindire oku!.
Seyyid Kutub = Kafirler «Kur'an, Muhammed'e bir defada topluca indirilseydi ya» dediler. Oysa biz senin moralini güçlendirmek, azmini pekiştirmek için onu böylesine bölüm bölüm indirdik ve ağır ağır okuduk.
Suat Yıldırım = Bir de o kâfirler dediler ki: "Bu Kur’ân ona toptan, bir defada indirilmeli değil miydi?" Halbuki Biz vahiyle senin kalbini pekiştirmek için böyle ara ara indirdik ve onu parça parça okuduk.
Süleyman Ateş = İnkâr edenler: "Kur'ân, ona bir defada indirilmeli değil miydi?" dediler. Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırmak için onu böyle (parça parça indirdik) ve onu ağır ağır okuduk.
Tefhim-ul Kuran = Küfredenler dediler ki: «Kur'an ona tek bir defada, toplu olarak indirilmeli değil miydi?» Biz onunla senin kalbini sağlamlaştırıp pekiştirmek için onu böylece (ayet ayet indirdik) ve onu 'belli bir okuma düzeniyle (tertil üzere) düzene koyup' okuduk.
Ümit Şimşek = Bir de o kâfirler 'Kur'ân ona bir defada indirilmeli değil miydi?' dediler. Oysa Biz onu senin kalbine böylece yerleştirmek için tane tane, ağır ağır okuduk.
Yaşar Nuri Öztürk = İnkâr edenler dediler ki: "Kur'an ona toptan, bir kerede indirilsedi ya!" Biz böyle yaptık ki, onunla senin kalbini dayanıklı kılalım. Biz onu parça parça/ayet ayet okuduk.
İskender Ali Mihr = Ve kâfirler: “Kur’ân ona, bir defada bütün (toplu) olarak indirilmeli değil miydi?” dediler. İşte bu, O’nu (Kur’ân’ı) senin idrakine tesbit etmemiz (sabitlememiz) içindir. Ve O’nu, kısım kısım tertipleyerek beyan ettik (okuduk).
İlyas Yorulmaz = Doğruları inkar edenler “Bu Kur’an tek bir seferde toplu olarak indirilseydi ya” dediler. Böylece, biz de o nu senin kalbine yerleştirmek için, parçalar halinde yavaş yavaş indirdik.