فَبَعَثَ اللّهُ غُرَابًا يَبْحَثُ فِي الأَرْضِ لِيُرِيَهُ كَيْفَ يُوَارِي سَوْءةَ أَخِيهِ قَالَ يَا وَيْلَتَا أَعَجَزْتُ أَنْ أَكُونَ مِثْلَ هَذَا الْغُرَابِ فَأُوَارِيَ سَوْءةَ أَخِي فَأَصْبَحَ مِنَ النَّادِمِينَ
Fe beasallâhu gurâben yebhasu fîl ardı li yuriyehu keyfe yuvârî sev’ete ahîhi kâle yâ veyletâ e aceztu en ekûne misle hâzel gurâbi fe uvâriye sev’ete ahî, fe asbaha minen nâdimîn(nâdimîne).
fe bease allâhu | : sonra Allâh (c.c.) gönderdi |
gurâben | : bir karga |
yebhasu fî el ardı | : yeri eşeleyen |
li yuriye-hu | : ona göstermek için |
keyfe yuvârî | : nasıl örtecek, gömecek |
sev’ete ahî-hi | : kardeşinin cesedi |
kâle yâ veyletâ | : yazıklar olsun bana dedi |
e aceztu en ekûne | : ... olmaktan, aciz mi oldum |
misle hâzâ el gurâbi | : bu karga gibi |
fe uvâriye | : böylece örtmem, gömmem (benim gömmem) |
sev’ete ahî | : kardeşimin cesedi |
fe asbaha | : sonra oldu |
min en nâdimîne | : pişman olanlardan |
Diyanet İşleri = Nihayet Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Abdulbaki Gölpınarlı = Sonra, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için Allah, bir karga gönderdi. Bu karga, yeri eşmedeydi. Yazıklar olsun bana dedi, kardeşimin cesedini gömmede şu karga kadar bile olamadım ha? Ve o, artık nedamet edenlere katılmıştı zâten.
Abdullah Parlıyan = Derken Allah, o'na kardeşinin cesedini, nasıl gizleyeceğini göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Bunu gören Kâbil: “Eyvah!” diye haykırdı. “Yazıklar olsun bana! Ben bu karganın yaptığını yapamayacak ve kardeşimin cesedini gizleyemeyecek kadar aciz miyim?” Ve bunun üzerine vicdan azabı duyanlardan oldu.
Adem Uğur = Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Katil kardeş) "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da olamadım mı ki, kardeşimin cesedini gömeyim" dedi ve ettiğine yananlardan oldu.
Ahmed Hulusi = Bunun üzerine Allâh, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, toprağı eşeleyen bir karga bâ'setti. . . (Kabil) kendi kendine söylendi: "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olmaktan âcizim ki kardeşimin cesedini toprağa gömmeyi düşünemedim!" Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Ahmet Tekin = Derken Allah, gözünün önünde durdukça kendisine acı çektiren kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Katil kardeş:'Yazıklar olsun bana, şu karga kadar bile olamadım. Gözümün önünde durdukça bana acı çektirmeye devam eden kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?' dedi. Ve yaptığına pişmanlık duyanlardan oldu.
Ahmet Varol = Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek yeri eşeleyen bir karga gönderdi. Bunun üzerine: 'Yazık bana! Kardeşimin cesedini gömmek için şu karga kadar olmaktan bile aciz mi kaldım!' dedi ve yaptığına pişman olanlardan oldu.
Ali Bulaç = Derken, Allah, ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o, pişman olmuştu.
Ali Fikri Yavuz = Sonra Allah bir karga gönderdi. Kâbil’e kardeşinin ölü cesedini nasıl örteceğini göstermek için o karga, yeri eşeliyordu. Kâbil: “- Bana yazıklar olsun! Ben şu karga gibi olup da kardeşimin cesedini örtemedim.” dedi. Artık o pişmanlığa düşenlerden olmuştu.
Ali Ünal = Allah, (ne yapacağını bilemediği) kardeşinin cesedini nasıl ortadan kaldıracağını göstermek için bir karga gönderdi: onun yeri eşip de (oraya bir şey gömüp üstünü örttüğünü görünce), “Vah bana, ben şu kargadan daha bilgisiz, daha mı âcizim ki, kardeşimin cesedini nasıl ortadan kaldıracağımı bilemedim?!” diye dövündü; hüsran ve haybete düştü.
Bayraktar Bayraklı = Derken Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi; karganın yaptığını görünce, “Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?” dedi ve pişman olanlardan oldu!
Bekir Sadak = Allah, kardesinin olusunu nasil gomecegini gostermek uzere, ona yeri eseleyen bir karga gonderdi. «Bana yaziklar olsun! Kardesimin olusunu ortmek icin bu karga kadar olmaktan aciz kaldim» dedi de ettigine yananlardan oldu.
Celal Yıldırım = Derken Allah ona kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunun üzerine) O, «yazıklar olsun bana, şu karga gibi olup da kardeşimin cesedini örtmekten âciz mi kaldım ?» dedi. Bu sebeple ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu.
Cemal Külünkoğlu = Sonra Allah, ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için (Kabil'e) yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Bundan ibret alan Kabil:) “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömemiyor muyum?” dedi. Artık (iş işten geçmiş, Kabil yaptıklarına) pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Diyanet İşleri (eski) = Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. 'Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım' dedi de ettiğine yananlardan oldu.
Diyanet Vakfi = Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Katil kardeş) «Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar da olamadım mı ki, kardeşimin cesedini gömeyim» dedi ve ettiğine yananlardan oldu.
Edip Yüksel = ALLAH kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. 'Yazık bana; kardeşimin cesedini gömme konusunda bu karga kadar bile olamadım,' diyerek pişman oldu.
Elmalılı Hamdi Yazır = Derken Allah bir karga gönderdi, yeri deşiyordu ki ona kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin, eyvah, dedi: şu karga kadar olub da kardeşimin cesedini örtemedim ha! Artık peşimanlığa düşenlerden olmuştu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermesi için yeri deşen bir karga gönderdi. O: «Eyvah, şu karga olup da kardeşimin cesedini gömemedim ha!» dedi ve artık pişmanlığa düşenlerden olmuştu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu. «Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyim ben?» dedi ve pişman olanlardan oldu.
Gültekin Onan = Derken Tanrı ona yeri eşeliyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. "Bana yazıklar olsun" dedi. "Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?" Artık o pişman olmuştu.
Harun Yıldırım = Derken Allah ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstersin diye yeri eşeleyen bir kargayı gönderdi. “Yazıklar olsun bana; bir karga gibi kardeşimin cesedini gömmekten aciz mi oldum!?” dedi de pişman olanlardan oldu.
Hasan Basri Çantay = Sonra Allah bir karga gönderdi. O, yeri eşiyordu ki Ona kardeşinin ölü cesedini nasıl örteceğini göstersin. «Yazıklar olsun bana, dedi, ben şu karga gibi bile olub da kardeşimin cesedini örtmekden âciz mi oldum?» Artık o, (etdiğine) peşimanlığa düşenlerden olmuşdu.
Hayrat Neşriyat = Sonra Allah, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunun üzerine Kabil:) 'Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz mi kaldım?' dedi. Böylece (bunu bilmediğine) pişman olan kimselerden oldu.
İbni Kesir = Sonra Allah; kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için, ona yeri eşeleyen bir karga gösterdi. Yazıklar olsun bana, bu karga gibi bile olmaktna aciz kaldım da kardeşimin ölüsünü örtemedim, dedi. Pişmanlık duyanlardan oldu.
Kadri Çelik = Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek üzere, ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Bana yazıklar olsun! Kardeşimin ölüsünü örtmek için bu karga kadar olmaktan aciz kaldım” dedi de pişmanlığa düşenlerden oldu.
Muhammed Esed = Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedinin çıplaklığını nasıl gizleyebileceğini ona göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. (Bunu gören Kabil,) "Eyvah" diye haykırdı, "Yazıklar olsun bana! Ben, bu karganın yaptığını yapmayacak kadar ve kardeşimin cesedinin çıplaklığını gizleyemeyecek kadar aciz miyim?" Ve bunun üzerine vicdan azabı ile çarpıldı.
Mustafa İslamoğlu = Bunun üzerine Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstersin diye toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. "Eyvah, yazıklar olsun bana!" dedi, "ben bu karganın yaptığını yapamayacak, kardeşimin cesedini örtemeyecek kadar aciz biri miyim?" En sonunda pişman olmuştu.
Ömer Nasuhi Bilmen = Sonra Allah Teâlâ ona kardeşinin cesedini nasıl defnedeceğini göstermek için bir karga gönderdi ki, yeri eşiyordu. «Yazıklar olsun bana! Ben karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtmekten aciz mi oldum,» dedi. Artık nedâmete düşenlerden olmuştu.
Ömer Öngüt = Sonra Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga gibi bile olmaktan âciz kaldım da kardeşimin ölüsünü örtemedim. ” dedi. Bu sebeple ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu.
Şaban Piriş = Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için ona yeri eşeleyen bir karga gönderdi. - Bana yazıklar olsun. Kardeşimin ölüsünü gömmek için bu karga kadar bile olmaktan acizim, dedi ve pişman olanlardan oldu.
Sadık Türkmen = Nihayet Allah ona kardeşinin ölmüş cesedini nasıl örtüp gizleyeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup ta kardeşimin cesedini örtmekten aciz miyim ben?” dedi. Artık pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Seyyid Kutub = Bunun üzerine Allah, kardeşinin ölüsünü nasıl gözlerden saklayacağını göstermek üzere ona toprağı eşeleyen bir karga gönderdi. «Kardeş katili, eşinen kargayı görünce «Yazık bana, şu karga kadar olup kardeşimin cesedini gömemiyor muyum?» dedi ve arkasından ettiğine pişman olanlardan oldu.
Suat Yıldırım = Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini göstermesi için yeri eşen bir karga gönderdi. Kabil: "Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar bile olup da kardeşimin cesedini örtemedim!" dedi ve pişmanlığa düşenlerden oldu.
Süleyman Ateş = Derken Allâh, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. (Karganın yaptığını görünce); "Yazık bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz miyin (ben?)" dedi ve pişman olanlardan oldu!
Tefhim-ul Kuran = Derken, Allah, ona, yeri eşiyerek kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini gösteren bir karga gönderdi. «Bana yazıklar olsun» dedi. «Şu kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim?» Artık o, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
Ümit Şimşek = Sonra Allah, kardeşinin cesedini nasıl örteceğini ona göstermek için, yeri eşeleyen bir karga gönderdiğinde, o 'Yazıklar olsun bana!' dedi. 'Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini örtemedim!' Böylece, ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu.
Yaşar Nuri Öztürk = Derken, Allah, kardeşinin cesedini nasıl saklayacağını ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. O dedi ki: "Vay be! Şu karga kadar bile olamıyor muyum ki, kardeşimin cesedini saklayayım." Bu arada, pişmanlık duyanlardan olmuştu.
İskender Ali Mihr = Sonra, Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana, bu karga gibi olup böylece kardeşimin cesedini gömmekten aciz mi oldum?” dedi. Sonra da pişman olanlardan oldu.
İlyas Yorulmaz = Bundan sonra, kardeşinin ortada kalan cesedini nasıl kaldıracağını göstermek üzere, yeri eşeleyen bir karga gönderdik. Bunun üzerine “Yazıklar olsun bana, kardeşimin cesedini nasıl ortadan kaldıracağımı düşünemeyerek, şu kargadan daha aciz kaldım. ” dedi. Bundan sonra kardeşini öldürdüğüne pişman oldu.