وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتَّى نَعْلَمَ الْمُجَاهِدِينَ مِنكُمْ وَالصَّابِرِينَ وَنَبْلُوَ أَخْبَارَكُمْ
Ve le nebluvennekum hattâ na’lemel mucâhidîne minkum ves sâbirîne ve nebluve ahbârekum.
ve le nebluvenne-kum | : ve sizi mutlaka imtihan edeceğiz |
hattâ na’leme | : biz bilinceye kadar, bize belli oluncaya kadar |
el mucâhidîne | : mücahitler |
min-kum | : sizden, aranızdan |
ve es sâbirîne | : ve sabredenler |
ve nebluve | : ve imtihan edeceğiz |
ahbâre-kum | : sizin haberleriniz |
Diyanet İşleri = Andolsun, içinizden, cihad edenleri ve sabredenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve andolsun ki sizden savaşanları ve sabredenleri bildirmek ve gizlediklerinizi haber vermek için sizi sınamaktadır.
Abdullah Parlıyan = Ve hepinizi mutlaka sınayacağız ki, bizim yolumuzda üstün gayret gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri diğerlerinden ayırabilelim. Çünkü biz iman ve cihadla alakalı bütün iddialarınızın doğruluğunu deneyeceğiz.
Adem Uğur = Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.
Ahmed Hulusi = Andolsun ki biz, sizden, mücahitler (Allâh yolunda mücahede edenler) ve sabredenler (sizce de) bilininceye kadar sizi (belâlarla) deneyeceğiz. . . Haberlerinizi duyuracağız!
Ahmet Tekin = Andolsun ki, içinizden hayatlarını ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edenlerle, şer’î mükellefiyetlere riayet edenleri, sabrederek mücadeleye devam edenleri belirleyinceye, amellerinizi, davranışlarınızı görüp açığa çıkarıncaya kadar, elbette sizi imtihan ederiz.
Ahmet Varol = Andolsun ki, sizi içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilinceye kadar [4] deneyeceğiz. Haberlerinizi de sınayacağız. [5]
Ali Bulaç = Andolsun, biz sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız).
Ali Fikri Yavuz = And olsun, sizi (savaşla) imtihana sokacağız; tâ ki içinizden mücahidleri ve sabır gösterenleri meydana çıkaralım ve haberlerinizi imtihan meydanlarına örnek yapalım.
Ali Ünal = İçinizde gerçekten cihad edenleri ve (Allah yolunda) sabır ve sebat gösterenleri ortaya çıkaralım, ayrıca söz ve davranışlarınızı (niyet ve salih olup olmamaları açısından) değerlendirelim diye sizi mutlaka imtihana çekeceğiz.
Bayraktar Bayraklı = Andolsun ki, içinizden cihad edenleri ve sabredenleri bilmek için sizi imtihan edeceğiz; sözlerinizin doğruluğunu da test edeceğiz.
Bekir Sadak = And olsun ki sizi, icinizden cihada cikanlari ve sabredenleri meydana cikarana ve haberlerinizi aciklayana kadar deneyecegiz.
Celal Yıldırım = And olsun ki, içinizden mücâhidleri ve sabredenleri bilip tanıyıncaya kadar sizi hep deneyeceğiz ve haberlerinizi ortaya çıkarıp açıklıyacağız.
Cemal Külünkoğlu = Andolsun ki, içinizden, üstün gayret gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri belirleyinceye ve durumlarınızı ortaya koyuncaya kadar sizi deneyeceğiz.
Diyanet İşleri (eski) = And olsun ki sizi, içinizden cihada çıkanları ve sabredenleri meydana çıkarana ve haberlerinizi açıklayana kadar deneyeceğiz.
Diyanet Vakfi = Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.
Edip Yüksel = Sizden çaba gösterenleri ve güçlüklere karşı direnenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi sınayacağız ve kalitenizi sınayacağız.
Elmalılı Hamdi Yazır = Celalım hakkı için sizi imtihana sokacağız, tâ ki içinizden mücahidleri ve sabredenleri belli edelim ve haberlerinizi imtihan meydanlarına nümune yapalım
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Andolsun ki sizi, içinizden mücahitleri ve sabredenleri ortaya çıkarıp size ait haberleri ilan etmek için imtihan edeceğiz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Andolsun ki, biz içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya ve yaptıklarınızla ilgili haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz.
Gültekin Onan = Andolsun, biz sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız (açıklayacağız).
Harun Yıldırım = Andolsun, biz sizden mücahidlerle sabredenleri bilinceye kadar, deneyeceğiz ve haberlerinizi sınayacağız
Hasan Basri Çantay = Andolsun sizi imtihan edeceğiz. Tâki içinizden mücâhidleri ve sabr-u sebat edenleri belirtelim. Haberlerinizi açıklayalım.
Hayrat Neşriyat = Celâlim hakkı için, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri belli edinceye ve haberlerinizi (sırlarınızı) ortaya çıkarıncaya kadar, sizi imtihân edeceğiz!
İbni Kesir = Andolsun ki; içinizden, cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye ve haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.
Kadri Çelik = Şüphesiz biz, sizden mücahit olanlarla sabredenleri belirleyip ortaya çıkarıncaya ve (yaptıklarınızla ilgili) haberlerinizi açıklayıncaya kadar sizi deneyeceğiz.
Muhammed Esed = Ve hepinizi mutlaka sınayacağız ki (Bizim yolumuzda) üstün gayret gösterenleri ve sıkıntılara göğüs gerenleri (diğerlerinden) ayırabilelim; çünkü biz, bütün iddialarınızı(n doğruluğunu) deneyeceğiz.
Mustafa İslamoğlu = İçinizden (Allah yolunda) üstün çaba gösteren ve zorluklara karşı direnenleri ortaya koyuncaya kadar sizi mutlaka sınayacağız: zira Biz, sizin bütün iddialarınızı sınarız.
Ömer Nasuhi Bilmen = Celâlim hakkı için sizi imtihana tâbi tutacağız, tâ ki, sizden mücâhit olanlar ile sabredici olanları bilelim ve sizin haberlerinizi de deneyeceğizdir.
Ömer Öngüt = Andolsun ki biz sizi imtihan edeceğiz. Tâ ki içinizden cihad edenlerle sabır gösterenleri meydana çıkaralım ve haberlerinizi de açıklayalım.
Şaban Piriş = -İçinizdeki mücahidleri ve sabırlı olanları tesbit edene kadar sizi elbette deneyeceğiz. Haberlerinizi de deneyeceğiz.
Sadık Türkmen = Andolsun, içinizden mücadele verenleri ve sabredenleri, birbirinize göstermeye/şahit kılmaya devam edeceğiz.
Seyyid Kutub = Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye kadar ve söylediğiniz sözlerin doğru olup olmadığını açıklayıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.
Suat Yıldırım = Sizi mutlaka imtihan edeceğiz, ta ki içinizden mücahede edenleri, sabır ve sebat gösterenleri ortaya çıkaracak ve gösterdiğiniz yararlılıkları imtihan meydanlarında örnek göstereceğiz.
Süleyman Ateş = Ve andolsun ki sizden savaşanları ve sabredenleri bildirmek ve gizlediklerinizi haber vermek için sizi sınamaktadır.
Tefhim-ul Kuran = Andolsun, biz, sizden mücahid olanlarla sabredenleri bilinceye (belli edip ortaya çıkarıncaya) kadar, sizi deneyeceğiz ve haberlerinizi de sınayacağız (açıklayacağız).
Ümit Şimşek = Gerçek şu ki, içinizden cihad eden ve sabredenleri ayırt edinceye ve sözlerinizin doğruluğunu meydana çıkarıncaya kadar Biz sizi sınamaya devam edeceğiz.
Yaşar Nuri Öztürk = Yemin olsun, içinizden gayret gösterip didinenlerle sabredenleri bilinceye kadar, sizi belalarla imtihan edeceğiz. Haberlerinizi de eleyip tarayacağız.
İskender Ali Mihr = Ve sizin aranızdan mücahitler ve sabredenler Bize belli oluncaya kadar sizi mutlaka imtihan ederiz. Ve haberlerinizi de imtihan edeceğiz.
İlyas Yorulmaz = Sizin aranızdan Allah yolunda mücadele edenleri ve sabredenleri öğreninceye kadar mutlaka deneyeceğiz. Sizin haberlerinizle deneyeceğiz.