جَنَّاتُ عَدْنٍ يَدْخُلُونَهَا تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَآؤُونَ كَذَلِكَ يَجْزِي اللّهُ الْمُتَّقِينَ
Cennâtu adnin yedhulûnehâ tecrî min tahtihal enhâru lehum fîhâ mâ yeşâûn(yeşâûne), kezâlike yeczîllâhul muttekîn(muttekîne).
cennâtu | : cennetler |
adnin | : Adn (Adn Cennetleri) |
yedhulûne-hâ | : ona girerler, dahil olurlar |
tecrî | : akar |
min tahti-hâ | : onun altından |
el enhâru | : nehirler |
lehum | : onlar için vardır |
fî-hâ | : orada, onun içinde |
mâ yeşâûne | : onların diledikleri şeyler |
kezâlike | : işte böyle, böylece |
yeczîllâhu (yeczî allâhu) | : Allah mükâfatlandırır (cezalandırır, karşılığını verir) |
el muttekîne | : takva sahipleri |
Diyanet İşleri = İçinden nehirler akan Adn cennetlerine gireceklerdir. Kendileri için orada diledikleri her şey vardır. Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları böyle mükâfatlandırır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ebedî Adn cennetleridir yurtları, oraya girerler, kıyılarından ırmaklar akar, âhiret eviyse elbette daha da hayırlı ve çekinenleri böyle mükâfatlandırır.
Abdullah Parlıyan = Adn cennetleridir onların yurtları, oraya girerler, kıyılarından ırmaklar akar, orada gönüllerinin çektiği herşeyi bulabilecekler. Allah, yollarını Allah ve kitabıyla bulanları, işte böyle ödüllendirecektir.
Adem Uğur = (O yurt,) girecekleri, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her şey vardır. İşte Allah, takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
Ahmed Hulusi = (Muttakilerin vatanı) Adn cennetleri. . . Altlarından nehirler akan o cennetlere dâhil olurlar. . . Orada her diledikleri kendilerinindir. . . Allâh, takva ehlini işte böyle cezalandırır!
Ahmet Tekin = O yurt, Adn Cennetleridir. Oraya girerler. Konaklarının altından ırmaklar akar. Orada onlara Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takvâ sahiplerini, kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanları böyle mükâfatlandırır.
Ahmet Varol = İçine girecekleri, altından ırmaklar akan Adn cennetleri! Orada onlar için her diledikleri var. İşte Allah takva sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
Ali Bulaç = Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.
Ali Fikri Yavuz = O yurd, Adn cennetleridir ki, oraya girecekler, (ağaçları) altından ırmaklar akar. Orada ne isterlerse, hep kendileri için mevcut... işte Allah, takva sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
Ali Ünal = Sonsuz nimet ve ebedî mutluluk cennetleri; oraya girerler, ırmaklar akar (ağaçlarının arasından ve köşklerinin) altından; her ne dilerlerse vardır orada. Allah, takva sahiplerini işte böyle mükâfatlandırır.
Bayraktar Bayraklı = Onlar, içinden ırmaklar akan dâimî mutluluk cennetlerine girerler. Orada diledikleri her şey vardır. İşte Allah, sakınanları böyle ödüllendirir.
Bekir Sadak = Iclerinden irmaklar akan Adn cennetlerine girerler. Orada, diledikleri kendilerine verilir. Allah sakinanlari boylece mukafatlandirir.
Celal Yıldırım = (O yurt) Adn Cennetleri'dir ki, onlara girerler. Altlarından ırmaklar akıp durur. Onlara o Cennetlerde diledikleri şeyler vardır. İşte böylece Allah sakınanları mükâfatlandırır.
Cemal Külünkoğlu = Onların girecekleri yer, altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada diledikleri her şey kendilerine verilir. İşte Allah emirlerine uygun yaşayanları böyle ödüllendirir.
Diyanet İşleri (eski) = İçlerinden ırmaklar akan Adn cennetlerine girerler. Orada, diledikleri kendilerine verilir. Allah sakınanları böylece mükafatlandırır.
Diyanet Vakfi = (O yurt,) girecekleri, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her şey vardır. İşte Allah, takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
Edip Yüksel = İçlerinden ırmaklar akan Adn cennet (bahçe) lerine girerler. Orada her diledikleri şeyi bulurlar. ALLAH erdemlileri işte böyle ödüllendirir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Adin Cennetleri, ona girecekler, altından nehirler akar, onlara orada ne isterlerse var, işte Allah müttekılere böyle mükâfat eder
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Girecekleri yer altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir, orada bütün diledikleri vardır; işte Allah takva sahiplerini böyle mükafatlandırır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O girecekleri yer, Adn cennetleridir ki, altından ırmaklar akar. Orada Allah'tan korkanlara diledikleri nimetler vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır.
Gültekin Onan = Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Tanrı, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.
Harun Yıldırım = (O yurt,) girecekleri, zemininden ırmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her şey vardır. İşte Allah, takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
Hasan Basri Çantay = (O yurd) And cennetleridir ki altlarından ırmaklar akan bu (cennetlere) gireceklerdir onlar. Orada ne dilerlerse onların. İşte Allah, takvaya erenleri böyle mükâfatlandırır.
Hayrat Neşriyat = (O yurt,) girecekleri Adn Cennetleridir; (ki) altlarından ırmaklar akar, orada kendileri için ne isterlerse vardır. İşte Allah, takvâ sâhiblerini böyle mükâfâtlandırır!
İbni Kesir = Adn cennetlerine girerler. Onların altlarından ırmaklar akar. Orada diledikleri kendilerinindir. Ve işte Allah; müttakileri böyle mükafatlandırır.
Kadri Çelik = Adn cennetlerine girerler, onun altından ırmaklar akar ve içinde onların diledikleri her şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.
Muhammed Esed = İçlerinde derelerin, ırmakların çağıldadığı ebedi mutluluk, esenlik bahçelerine girecekler ve orada gönüllerinin çektiği her şeyi bulabilecekler. Allah, Kendisine sorumluluk bilinciyle bağlananları işte böyle ödüllendirecektir.
Mustafa İslamoğlu = Zemininden ırmakların çağıldadığı kalıcı mutluluğun merkezi olan cennetlere girecekler; orada istedikleri her şeyi bulacaklar. Allah, sorumluluk bilincine sahip olanları işte böyle ödüllendirecek.
Ömer Nasuhi Bilmen = And cennetleridir ki, ona gireceklerdir, altlarından ırmaklar akar. Ve onlar için orada istedikleri vardır. İşte Allah Teâlâ muttakîleri böylece mükâfaatlandırır.
Ömer Öngüt = Altlarından ırmaklar akan Adn cennetlerine girerler. Orada onlar için diledikleri her şey vardır. İşte Allah takvâ sahiplerini böyle mükâfatlandırır.
Şaban Piriş = Adn Cennetleridir, girecekleri yer... Oranın alt tarafından ırmaklar akar, orada diledikleri şey onlarındır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandırır.
Sadık Türkmen = Adn cennetleri; işte altlarından ırmaklar akan o yere/cennete girerler, orada onlar için diledikleri/istedikleri herşey vardır. Allah korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir.
Seyyid Kutub = Onların girecekleri yer, altından çeşitli ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada diledikleri her şey kendilerine verilir. İşte Allah kötülükten sakınanları böyle ödüllendirir.
Suat Yıldırım = Adn cennetleri, oraya girecek onlar... Zemininden ırmaklar akar. Onlara orada ne isterlerse var... İşte Allah müttakileri böyle ödüllendirir.
Süleyman Ateş = Altlarından ırmaklar akan adn cennetlerine girerler. Orada onlar için diledikleri her şey vardır. İşte Allâh, korunanları böyle mükâfâtlandırır.
Tefhim-ul Kuran = Adn cennetleri; ona girerler, onun altından ırmaklar akar, içinde onların her diledikleri şey vardır. İşte Allah, takva sahiplerini böyle ödüllendirir.
Ümit Şimşek = Onlar altından ırmaklar akan Adn Cennetlerine girerler; orada diledikleri herşey onlarındır. Takvâ sahiplerini Allah işte böyle ödüllendirir.
Yaşar Nuri Öztürk = Adn cennetleri... Girecekler içlerine. Altlarından ırmaklar akacak. Orada diledikleri şey kendilerinin olacak. Allah, korunup sakınanları işte böyle ödüllendirir.
İskender Ali Mihr = Onlar (muttakiler), altından nehirler akan Adn cennetlerine girerler. Orada, onların diledikleri herşey vardır. İşte Allah, (ahsen olan) muttakileri (bihakkın takvanın sahiplerini) böyle mükâfatlandırır.
İlyas Yorulmaz = Sürekli olarak kalacakları, altlarından ırmakların aktığı adn bahçelerine (cennetlere) girerler. Orada onların diledikleri her şey var. İşte, Allah’ın korunanlar için verdiği karşılık böyledir.