وَلَوْ تَرَى إِذْ وُقِفُواْ عَلَى رَبِّهِمْ قَالَ أَلَيْسَ هَذَا بِالْحَقِّ قَالُواْ بَلَى وَرَبِّنَا قَالَ فَذُوقُواْ العَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ
Ve lev terâ iz vukıfû alâ rabbihim, kâle e leyse hâzâ bil hakk(hakkı), kâlû belâ ve rabbinâ, kâle fe zûkûl azâbe bimâ kuntum tekfurûn(tekfurûne).
ve lev terâ | : ve görsen (görseydin) |
iz vukıfû | : durduruldukları zaman |
alâ rabbi-him | : Rab’lerinin huzurunda |
kâle | : dedi, buyurdu |
e leyse hâzâ | : bu değil mi? |
bi el hakkı | : gerçek, hak |
kâlû belâ | : dediler, evet, doğrudur |
ve rabbi-nâ | : Rabbimize andolsun |
kâle | : dedi |
fe zûkû | : o halde tadın |
el azâbe | : azap |
bi-mâ kuntum | : olduğunuzdan dolayı |
tekfurûne | : inkâr ediyorsunuz |
Diyanet İşleri = Rab’lerinin huzurunda durduruldukları vakit (hâllerini) bir görsen! (Allah) diyecek ki: “Nasıl, şu (dirilmek) gerçek değil miymiş?” Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki, gerçekmiş” diyecekler. (Allah), “Öyleyse inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!” diyecek.
Abdulbaki Gölpınarlı = Rablerinin tapısında durduruldukları vakit onları bir görseydin. Rableri, bu gerçek değil mi der, Rabbimize andolsun derler, evet, gerçek. Rableri de öyleyse kâfirliğiniz yüzünden tadın azâbı der.
Abdullah Parlıyan = Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman, sen onları bir görsen: O vakit Allah onlara, bu yeniden dirilme olayı gerçek değil miymiş? diyecek, onlar da “Rabbimize andolsun ki, evet” diyeceklerdir. İşte o zaman Allah, öyleyse inkâr ettiğinizden dolayı azabı çekiniz, diyecektir.
Adem Uğur = Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da "Rabbimize andolsun ki evet!" diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.
Ahmed Hulusi = Rablerini müşahede sürecinde (hakikatlerindeki Esmâ kuvvelerini fark ettiklerinde) bir görsen! "İşte, Hak bu değil miymiş!" dedi. . . "Evet, Rabbimizmiş!" dediler. . . "Öyle ise, hakikat bilgisini inkâr eden olmanızdan dolayı şimdi tadın azabı!" buyurur.
Ahmet Tekin = Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara:'Bu, dünyada iken inkâr ettiğiniz yeniden diriltilme, bir hakikat değil midir?' der. Onlar da:'Rabbimize yemin ederiz ki, elbette hakikat' derler. Allah:'Öyleyse kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkâr etmekte olduğunuz şeyler sebebiyle, küfrünüz sebebiyle azabı tadın' buyurur.
Ahmet Varol = Onları, Rabblerinin huzurunda durduruldukları zaman bir görsen. (Rabbleri): 'Bu gerçek değil mi?' der. Onlar: 'Evet. Rabbimiz hakkı için gerçektir' derler. O da: 'Öyleyse inkar ettiğinizden dolayı azabı tadın' der.
Ali Bulaç = Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah:) "Bu, gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, Rabbimiz hakkı için" dediler. (Allah:) "Öyleyse inkâr edegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın" dedi.
Ali Fikri Yavuz = Sen, onların Rablerine arzedildiklerini (hesaba çekildiklerini) göreydin! Allah, onlara şöyle buyuracak: “- Öldükten sonra diriliş ve bu hesap, hak değil mi imiş?” Onlar da: “- Evet, Rabbimize yemin ederiz ki, bu hak’dır.” diyeceklerdir. Allah: “- O halde dünyada yaptığınız küfürlerin cezasını (azabını) tadın.” buyuracaktır.
Ali Ünal = Ama Rabbilerinin huzuruna getirilip de hesaba çekildikleri zaman nasıl davranacaklarını bir görsen: Rabbileri, “Diriltilip huzuruma getirilmeniz gerçek miymiş?” diye sorar; onlar da, “Evet, Rabbimiz hakkı için evet!” derler. (Allah, artık daha fazla konuşup kendilerini savunmaya kalkmalarına izin vermez ve) “Sürekli küfür içinde bulunmanızdan dolayı tadın şimdi azabı!” der.
Bayraktar Bayraklı = Rabblerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah onlara, “Öldükten sonra dirilme doğru değil miymiş?” diyecek. Onlar, “Rabbimize andolsun ki evet!” diyecekler. Allah da, “Öyleyse inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın!” diyecek.
Bekir Sadak = Onlari, Rablerinin huzuruna cikarildiklari zaman bir gorsen! Allah: «Bu gercek degil mi?» der; onlar, «Evet, Rabbimiz hakki icin gercektir» derler. Allah da «Oyleyse inkar etmenizden oturu azabi tadin» der. *
Celal Yıldırım = Onları, Rabbin karşısına çıkarılıp (hesap alanında) durdurulacakları zaman bir görsen, şu (gördüğünüz dirilme) hak değil mi..? Diyecek. Evet, Rabbimize and olsun ki haktır, diyecekler. O halde inkâr ettiğinize karşılık azabı tadın, buyuracak.
Cemal Külünkoğlu = Onları Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zamanı görsen! Allah, onlara: “Bu (ahiret hayatı) gerçek değil miymiş?” diye sorar. Onlar: “Rabbimiz hakkı için, evet” derler. Allah da onlara: “O halde inkârcılığınızdan dolayı azabı çekiniz bakalım” buyurur.
Diyanet İşleri (eski) = Onları, Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah: 'Bu gerçek değil mi?' der; onlar, 'Evet, Rabbimiz hakkı için gerçektir' derler. Allah da 'Öyleyse inkar etmenizden ötürü azabı tadın' der.
Diyanet Vakfi = Rablerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah: Bu (yeniden dirilme olayı), hak değil miymiş? diyecek. Onlar da «Rabbimize andolsun ki evet!» diyecekler. Allah da, Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın! diyecek.
Edip Yüksel = Rablerinin huzurunda durdurulmuş halde onları bir görsen! 'Bu doğru değil mi,' diyecek. 'Evet, Rabbimize and olsun doğru,' diyecekler. 'İnkar etmenizden ötürü azabı tadın,' diyecek
Elmalılı Hamdi Yazır = hem görsen onları: rablerinin huzuruna durdukları vakıt! nasıl, deyecek; şu gördüğünüz hak değil mi imiş? Evet, rabbımız hakkı için diyecekler, o halde buyuracak: tadın azabı, küfrettiğinizin cezası
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem görsen onları, Rablerinin huzuruna durdukları zaman! O: «Nasıl şu gördüğünüz gerçek değil miymiş?» diyecek, onlar da: «Evet Rabbimiz hakkı için gerçek!» diyecekler. O zaman: «Küfrettiğinizin cezası olarak azabı tadın!» buyuracak.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: «Bu, bir gerçek değil midir?». Onlar da: «Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir» derler. Rableri de onlara: «Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!» der.
Gültekin Onan = Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen. (Tanrı:) "Bu gerçek değil mi?" dedi. Onlar: "Evet, rabbimiz hakkı için" dediler. (Tanrı:) "Öyleyse küfretmeniz nedeniyle / küfrettiğiniz için (tekfürun) azabı tadın" dedi.
Harun Yıldırım = Rabblerinin huzuruna getirildikleri zaman sen onları bir görsen! Allah onlara, “Öldükten sonra dirilme doğru değil miymiş?” diyecek. Onlar, “Rabbimize andolsun ki evet!” diyecekler. Allah da, “Öyleyse inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın!” diyecek.
Hasan Basri Çantay = Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman sen (onları) bir görsen! (O vakit Allah) «Şu (âlem) hak değil miymiş?» demiş, onlar da «Rabbimize andolsun, evet» demişlerdir (diyeceklerdir). «Öyle ise, dedi (diyecek), küfür (ve inkâr) edegeldiğiniz şeyler yüzünden tadın azabı»!
Hayrat Neşriyat = Nihâyet Rablerinin huzûrunda durduruldukları zaman (onları) bir görsen! (Rableri onlara:) 'Bu (dirilmeniz) gerçek değil mi?' buyuracak. (Onlar:) 'Rabbimize yemîn olsun ki, evet!' diyecekler. (Rableri de:) 'Öyle ise, inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azâbı!' buyuracak.
İbni Kesir = Bir görseydin eğer; Rabblarının huzurunda durdukları zaman, O: Bu, hak değil miymiş? deyince; onlar da: Rabbımız hakkı için evet, derler. Allah da buyurur ki: Öyleyse küfür edegeldiğinizden dolayı tadın azabı.
Kadri Çelik = Onları, Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah, “Bu gerçek değil mi?” der. Onlar, “Rabbimize andolsun ki evet” derler. Allah da “Öyleyse küfre sapmanızdan ötürü azabı tadın” der.
Muhammed Esed = Ama sen (onları) Rablerinin huzuruna çıkarılacakları (ve) Onun, "Bu, hakikat değil mi?" diye soracağı zaman görsen. Onlar, "Evet, Rabbimiz hakkı için öyle!" diye cevap verecekler. (Bunun üzerine,) Allah, "Tadın öyleyse" diyecek, "hakikati reddetmenizden doğan bu azabı!"
Mustafa İslamoğlu = Yine sen onları, Rablerinin katına çıkarılıp O'nun "Bu gerçek değil miymiş?" diye sorduğu zaman görmeliydin. Onlar, "Kesinlikle... Rabbimiz hakkı için öyle!" diye cevap verecekler. O da diyecek ki: "Tadın azabı, ısrarlı inkarınıza karşılık!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve (onları) görecek olsan Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman! Buyuracak ki: «Şu hak değil miymiş?» onlar da: «Evet. Rabbimize and olsun ki» diyecekler. (Cenâb-ı Hak da) «O halde azabı tadınız, küfreder olduğunuz şeyler sebebiyle,» diye buyurmuş olacaktır.
Ömer Öngüt = Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri: “Bu gerçek değil miymiş?” diyecek. “Evet! Rabbimiz hakkı için gerçektir. ” diyecekler. O da: “Öyleyse inkâr etmenizden ötürü tadın azabı!” diyecek.
Şaban Piriş = Rab’lerinin karşısında durdurulduklarını ve (Allah’ın): -Bu gerçek değil miymiş? dediğinde onların: -Rabbimize andolsun ki kesinlikle gerçekmiş, dediklerini ve (Allah’ın da onlara): -Kafir olduğunuz için azabı tadın, dediği anı bir görsen!
Sadık Türkmen = Hani onları, Rablerinin huzurunda durdurulmuş iken bir görsen! “Bu gerçek değil miymiş?” buyurur. Derler ki: “Evet, Rabbimizin hakkı için öyle!” ”Öyleyse azabı tadın inkâr etmiş olduğunuzdan dolayı” denilir.
Seyyid Kutub = Onları Rabblerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman keşki görsen! Allah, onlara «yeniden dirilmek gerçek değilmiymiş?» der. Onlar «Rabbimiz hakkı için, evet» derler. Allah da onlara «O halde inkârcılığınızdan dolayı azabı çekiniz» der.
Suat Yıldırım = Hem onları Rab’lerinin huzuruna getirilip hesap meydanında durduruldukları zaman bir görsen! Hak Teâlâ: "Nasıl, diyecek, şu gördüğünüz diriliş gerçek değil miymiş?" Onlar da: "Evet, Rabbimiz hakkı için gerçekmiş!" diyecekler. Allah Teâlâ buyuracak: "Öyle ise, kâfirliğinizden ötürü şimdi tadın azabı!"
Süleyman Ateş = Onları Rablerinin huzûrunda durdurulmuş iken bir görsen: (Allâh) "Bu gerçek değil miymiş?" dedi. Dediler ki, "Evet Rabbimiz hakkı için gerçektir!" "Öyle ise inkâr ettiğinizden dolayı azâbı tadın!" dedi.
Tefhim-ul Kuran = Rablerinin karşısında durdurulduklarında onları bir görsen: (Allah:) «Bu, gerçek değil mi?» dedi. Onlar; «Evet, Rabbimiz hakkı için» dediler. (Allah:) «Öyleyse küfredegeldikleriniz nedeniyle azabı tadın» dedi.
Ümit Şimşek = Sen onları Rablerinin huzuruna çıkarıldıkları zaman bir görsen! Allah 'Bu gerçek değil miymiş?' buyurur. 'Evet,' derler, 'Rabbimize and olsun ki gerçekmiş.' Allah buyurur ki: 'İnkâr edip durduğunuz için şimdi tadın bakalım azabı!'
Yaşar Nuri Öztürk = Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş." Dedi: "O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı."
İskender Ali Mihr = Ve Rab’lerinin huzurunda durduruldukları zaman görsen. (Allahû Tealâ) “Bu hak değil mi?” dedi. “Evet, Rabbimize andolsun.” dediler. Allahû Tealâ: “O halde inkâr ettiğinizden dolayı azabı tadın.” dedi.
İlyas Yorulmaz = Sen onları, Rablerinin huzuruna getirildiklerinde bir görsen. Onlara “Şimdi bu (diriltilme) gerçek değimli?” denildiğinde, “Rabbimize yemin olsun ki evet” derler. Allah “Öyleyse inkarlarınızdan dolayı azabı tadın” der.