هُنَالِكَ تَبْلُو كُلُّ نَفْسٍ مَّا أَسْلَفَتْ وَرُدُّواْ إِلَى اللّهِ مَوْلاَهُمُ الْحَقِّ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُواْ يَفْتَرُونَ
Hunâlike teblû kullu nefsin mâ eslefet ve ruddû ilâllâhi mevlâhumul hakkı ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne).
teblû | : imtihan |
kullu nefsin | : her nefs, bütün nefsler |
mâ eslefet | : geçmişte yaptıklarıyla (selef olan şeyler) |
ve ruddû | : ve döndürüldüler |
ilâllâhi (ilâ allâhi) | : Allah’a |
mevlâ-hum el hakkı | : onların mevlâsı Hakk’tır |
ve dalle | : ve uzaklaştı |
an-hum | : onlardan |
mâ kânû | : oldukları şeyler |
yefterûne | : iftira ediyorlar, uyduruyorlar |
Diyanet İşleri = Orada herkes daha önce yaptığı şeyleri yoklayacak (ve kendi akıbetini öğrenecek), hepsi de gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülecekler ve (ilâh diye) uydurdukları şeyler (onları yüzüstü bırakıp) kendilerinden kaybolup gidecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Herkes, evvelce yaptığını bulur, cezâsını çeker orada ve hepsi de gerçek mevlâlarının tapısına döndürülmüştür ve iftirâ ettikleri şeyler de gözlerinden kaybolmuş, helâk olup gitmiştir.
Abdullah Parlıyan = O an ve işte orada herkes, geçmişte yapıp ettiğiyle sorgulanacak, herkes Allah'a, O yüceler yücesi gerçek sahibine döndürülecek, onların boş hayalleri, uydurmakta oldukları şeyler, ortadan kaybolup kendilerini, yüzüstü bırakacaktır.
Adem Uğur = Orada herkes geçmişte yaptıklarını karşısında bulur. Artık onlar gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülmüşlerdir. Uydurmakta oldukları şeyler (bâtıl tanrıları) da onları terkedip kaybolmuştur.
Ahmed Hulusi = Orada her nefs, önceden ne gönderdi ise onun getirisi olan sonucunu yaşar! Hak Mevlâları olan Allâh'a döndürülmüş; uydurmakta oldukları (tapınma objeleri) kendilerinden kaybolup gitmiştir!
Ahmet Tekin = Orada herkes, geçmişte yaptıklarını karşısında bulur, amel defterinde teker teker okur. Gerçek Mevlâları, koruyucuları, emrinde oldukları otorite olan Allah’ın huzuruna götürülürler. Uydurmaya devam ettikleri bütün evham ve hayaller, yanlarından kaybolup gitmiştir.
Ahmet Varol = İşte orada her can önceden işlemiş olduğunun hesabını verir. Hepsi gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülmüş, uydurdukları şeyler ise yanlarından kaybolmuştur.
Ali Bulaç = İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.
Ali Fikri Yavuz = Orada herkes, geçmişte yaptığı iyi ve kötü şeylerin imtihanını verecektir. Artık hepsi hak mevlâları Allah’a döndürülmüşlerdir ve müşriklerin Allah’a eş uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolmuş gitmiş bulunacaktır.
Ali Ünal = Orada herkes, dünyada iken ne yapmışsa kendisini onunla başbaşa bulur. Artık hepsi gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülmüş ve dünyada iken Allah’a bir iftira olarak O’na ortaklar koşmuş olanların bütün ortakları onları kendi başlarına yüzüstü bırakıp, görünmez oluvermiştir.
Bayraktar Bayraklı = İşte orada herkes, geçmişte yaptıklarını karşısında bulur. Artık onlar gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler ve uydurdukları şeyler, kendilerinden kaybolup gider.
Bekir Sadak = Iste orada herkes dunyada yapmis olduguyla imtihan verir ve gercek Mevlalari olan Allah'a dondurulur. Uydurduklari putlarda ortadan kaybolmustur. *
Celal Yıldırım = İşte orada her kişi işleyip önden gönderdiği şeyleri tadar ve Hakk' olan Mevlâlârının (adaletine) döndürülürler ; uydurdukları (putlar ve put misâli) şeyler de onlardan uzaklaşarak yok olup gitmişlerdir.
Cemal Külünkoğlu = İşte orada herkes önceden yapmış olduğunu somut olarak görür. İnsanların tümü gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler ve yakıştırdıkları düzmece ilahlar yanlarından kayboluverir.
Diyanet İşleri (eski) = İşte orada herkes dünyada yapmış olduğuyla imtihan verir ve gerçek Mevlaları olan Allah'a döndürülür. Uydurdukları putlar da ortadan kaybolmuştur.
Diyanet Vakfi = Orada herkes geçmişte yaptıklarının ne olduğunu anlar. Artık onlar gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülmüşlerdir. Uydurmakta oldukları şeyler (bâtıl tanrıları) da onları terkedip kaybolmuştur.
Edip Yüksel = İşte orada her can, geçmişte yapmış olduğunu bulur. Gerçek Mevlaları olan ALLAH'a döndürülürler. Uydurdukları (ortaklar) ise kendilerinden uzaklaşıp kaybolur.
Elmalılı Hamdi Yazır = İşte burada her nefis, geçmişte yaptığını deneyecek, hepsi hak mevlâları Allaha reddolunmuş ve uydurdukları şeyler kendilerinden gaib olmuş gitmiş bulunacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İşte burada herkes geçmişte yaptığını deneyecek ve hepsi gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülmüş ve uydurdukları şeyler kendilerinden kaybolup gitmiş olacaktır!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte orada herkes önceden yapmış olduğunu bilir. Gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Uydurdukları şeyler ise kendilerinden kaybolup gider.
Gültekin Onan = İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Tanrı'ya döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.
Harun Yıldırım = İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asılgerçek mevlaları olan Allah’a döndürülecekler. Uydurdukları da kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.
Hasan Basri Çantay = Orada herkes evvelden ne gönderdiyse onun imtihaanını verecek. (Artık) hepsi hakıykî mevlâları olan Allaha (Allahın cezasına) döndürülmüşlerdir. (Kendi hayâllerinden) Uydurmakda oldukları şeyler (baatıl Tanrılar) da onlardan ayrılıb ve gaaib olub gitmişdir.
Hayrat Neşriyat = İşte orada herkes geçmişte yaptıklarını deneye(rek, neticenin ne olduğunu iyice anlaya)cak! Artık hak Mevlâları olan Allah’a döndürülmüşlerdir ve uydurmakta oldukları şeyler kendilerinden kaybolup gitmiştir.
İbni Kesir = İşte orada herkes önceden yapmış olduğunu bilir. Gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Uydurdukları şeyler ise kendilerinden kaybolup gider.
Kadri Çelik = İşte orada herkes dünyada yapmış olduğuyla imtihan verir ve gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülür. Uydurdukları (putlar) da ortadan kaybolmuş olur.
Muhammed Esed = O an ve işte orada herkes geçmişte yapıp ettiğiyle sorgulanacak; herkes Allah'a, O yüceler yücesi gerçek sahibine döndürülecek; onların boş hayalleri kendilerini yüzüstü bırakacaktır.
Mustafa İslamoğlu = İşte o an ve orada herkes geride bıraktıklarından sınav verir, (yaptıklarının sonucunu görür); en nihayet Allah'a, o yüceler yücesi gerçek sahipleri olana döndürülürler ve (çarpık tasavvurlarının) ürettiği sahte ilahlar kendilerini yüzüstü bırakır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Orada her nefis, evvelce yapmış olduğundan haberdar olacaktır. Ve hak mevlâları olan Teâlâ'ya reddedilmiş bulunacaklardır. İftira eder oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitmiş bulunacaktır.
Ömer Öngüt = Orada herkes geçmişte yaptıklarıyla imtihan verir ve gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler. Uydurdukları şeyler kendi kendilerinden kaybolup gider.
Şaban Piriş = İşte orada herkes dünyada yaptığı şeyin gerçek mahiyetini kavrar. Ve gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülürler. Ve uydurdukları düzmeceler onlardan kaybolup gider.
Sadık Türkmen = Işte orada her nefis geçmişte yapıp ettiğiyle sorgulanacaktır! Ve onlar gerçek sahipleri olan Allah’ın katına döndürülürler. Ve iftira edip uydurdukları şeyler onlardan kaybolup gitmiştir!
Seyyid Kutub = İşte orada herkes geçmişteki her davranışının yararını ve zararını somut olarak görür, insanların tümü gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler ve yakıştırdıkları düzmece ilahlar yanlarından kayboluverir.
Suat Yıldırım = İşte orada her kişi, dünyada iken yaptıklarının kaç para ettiğini görür. Hepsi, gerçek efendileri olan Allah’ın huzuruna götürülür ve uydurdukları putlar ortalıkta görünmez olur.
Süleyman Ateş = İşte orada her can, geçmişte yaptıklarını dener (yaptıklarının yararını ve zararını görür). Gerçek sâhipleri olan Allah'a döndürülürler ve uydurdukları şeyler, kendilerinden kaybolup gider.
Tefhim-ul Kuran = İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar.
Ümit Şimşek = Orada her nefis, daha önce yapmış olduğu şeyin sınavını verir. Hepsi de gerçek mevlâları olan Allah'ın huzuruna çıkarılırlar. Uydurdukları şeyler ise onları bırakıp gitmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk = İşte orada, her benlik önceden gönderdiği şeyi kendisi deneyecektir. Hepsi gerçek Mevlâ'larına döndürülmüş, iftira aracı yaptıkları şeyler kendilerini koyup gitmiştir.
İskender Ali Mihr = Her nefs (bütün nefsler), geçmişte olan şeylerle orada imtihan edilerek Allah’a döndürüldüler. Onların mevlâsı Hakk’tır. İftira etmiş oldukları şeyler onlardan uzaklaştı (saptı).
İlyas Yorulmaz = Her nefis geçmişte yaptıkları ile sorgulanacak. Sonra onlar gerçek sığınacakları Allah’a döndürülecekler. Sonra O’nun huzurunda (hesap günü), uydurdukları Allah’ın ortakları onlardan uzaklaşıp kaybolacaklar.