وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِن نِّسَائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مِّن قَبْلِ أَن يَتَمَاسَّا ذَلِكُمْ تُوعَظُونَ بِهِ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ
Vellezîne yuzâhirûne min nisâihim summe yeûdûne li mâ kâlû fe tahrîru rekabetin min kabli en yetemâssâ, zâlikum tûazûne bih(bihî), vallâhu bi mâ ta’melûne habîr(habîrun).
ve ellezîne | : ve o kimseler, onlar |
yuzâhirûne | : zihar yaparlar, boşarlar |
min nisâi-him | : kadınlarından |
summe | : sonra |
yeûdûne | : dönerler |
li-mâ | : şeyden |
kâlû | : söylediler |
fe tahrîru | : o taktirde azad etsin, serbest bıraksın |
rekabetin | : köle |
min kabli | : önceden, daha önce |
en yetemâssâ | : temas etmek, temas etmesi |
zâlikum | : işte bu, işte böyle |
tûazûne | : vaazediliyor, öğüt veriliyor |
bi-hi | : onunla |
ve allâhu | : ve Allah |
bi-mâ | : şeyleri |
ta’melûne | : yapıyorsunuz |
habîrun | : haber olan |
Diyanet İşleri = Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve karılarına zıhâr yapıp sonra dediklerinden dönenler, karılarıyla temastan önce bir kul azat etmelidirler; bu, size, onunla öğüt almanız için bir emir ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır.
Abdullah Parlıyan = O halde sen, bana annem kadar haramsın diyerek, hanımlarından ayrılanlara ve sonra söylediklerinden geri dönenlere gelince, onların bu işledikleri suçtan kurtuluş yolları; birbirleriyle cinsel ilişkiden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. İşte size öğütlenen hüküm budur, yoksa zihar yapmak suretiyle, hanımlarınız boşanmış olmazlar ve Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Adem Uğur = Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Ahmed Hulusi = Kadınlarından zihar yapıp (zihar ile ayrılmak isteyip) sonra da sözlerinden dönenler (zihar ile boşamaktan vazgeçip evliliklerine dönenler), kadınları ile ilişkiye girmeden önce bir köle azât etmelidirler! İşte size öğütlenen budur. . . Allâh yaptıklarınızı (yaratanı olarak) Habiyr'dir.
Ahmet Tekin = Hanımlarından zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, hanımlarıyla ilişkiye girmeden önce, bir köleyi esaret boyunduruğundan kurtararak hürriyete kavuşturmaları gerekir. İşte bu konuda böyle sorumluluklarınızın olduğu size hatırlatılarak uyarılıyorsunuz. Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır.
Ahmet Varol = Hanımlarına zihâr yapıp sonra da söylediklerinden dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmalıdırlar. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Ali Bulaç = Kadınlarına "zıhar"da bulunanlar, sonra söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yaptıklarınızı haber alandır.
Ali Fikri Yavuz = Karılarına zihâr yapanlar (nikâhlarını kendilerine haram kılanlar); sonra dediklerini geri almak için dönecek olanlar birbiriyle birleşmeden (cinsi münasebette bulunmadan) önce, (koca üzerine keffaret olarak) bir köle azad etmek vardır. İşte siz, böyle keffaret hükmü ile öğüdlenirsiniz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
Ali Ünal = Hanımlarına zıhar yaparak onlardan ayrılmaya kalkan ve sonra da söylediklerinden geri dönenlerin, onlarla temasta bulunmadan önce bir köle âzat etmeleri gerekir. Size emredilen budur; (hiçbir kaçamak yolu aramadan onu yerine getirmelisiniz). Allah, işlediğiniz her şeyden hakkıyla haberdardır.
Bayraktar Bayraklı = Hanımlarından zıhar ile ayrılmak isteyip sonra söylediklerinden dönenlerin hanımlarıyla cinsel ilişkide bulunmadan önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Bekir Sadak = Karilarini zihar yoluyla bosamak isteyip, sonra sozlerinden donenlerin, ailesiyle temas etmeden bir kole azad etmeleri gerekir. Size bu hususta boylece ogut verilmektedir. Allah, islediklerinizden haberdardir.
Celal Yıldırım = Karılarını (öz analarına benzetip) ziharda bulunduktan sonra sözlerinden dönenler, eşleriyle cinsel yaklaşmada bulunmadan önce bir köle azâd etmeleri gerekir. Bununla size öğüt verilir. Allah yaptıklarınızdan haberlidir.
Cemal Külünkoğlu = Eşlerinden zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Diyanet İşleri (eski) = Karılarını zıhar yoluyla boşamak isteyip, sonra sözlerinden dönenlerin, ailesiyle temas etmeden bir köle azad etmeleri gerekir. Size bu hususta böylece öğüt verilmektedir. Allah, işlediklerinizden haberdardır.
Diyanet Vakfi = Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Edip Yüksel = Kadınlarını annelerine benzeterek yabancılaştırdıktan sonra sözlerinden dönenler, karılarıyla cinsel ilişkiye girmeden önce bir köleyi özgürlüğe kavuştursunlar. Size öğütlenen budur. ALLAH yaptığınız her şeyi haber alır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve öyle kadınlarından zıhar ile ayrılmağa kalkıp da sonra dediklerini geri alacak olanlar onun için ikisi temas etmezden evvel bir kul âzad etmek lâzımdır, bunu duydunuz a işte siz bununla öğütlenirsiniz ve Allah her ne yaparsanız haberdardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kadınlarından zihar ile ayrılmağa kalkıp da sonra dediklerini geri alacak olanların, ikisi ilişkide bulunmadan önce bir köle azad etmeleri gerekir. İşte siz bununla öğütleniyorsunuz. Allah her ne yaparsanız haberdardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin, karılarıyla temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Gültekin Onan = Kadınlarına 'zıhar'da bulunanlar, sonra söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Tanrı, yaptıklarınızı haber alandır.
Harun Yıldırım = Hanımlarına zıhar yapıp sonra da o söylediklerinden dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden evvel bir köleyi azad etmeleri gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Hasan Basri Çantay = Kadınlarından zıhâr ile ayrılmak isteyib de sonra dediklerini geri alacaklar (için), birbiriyle temas etmezden evvel, bir köle azad etmek (lâzımdır), işte size bununla öğüt veriliyor. Allah, ne yaparsanız, hakkıyle haberdârdır.
Hayrat Neşriyat = Kadınlarına zıhar yapıp da sonra söylediklerinden dönenlere, o takdirde birbirleriyle(kadınlarıyla) temâs etmeden önce bir köle âzâd etmek (borcu vardır). İşte siz, bununla nasîhat ediliyorsunuz. Ve Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdâr olandır.
İbni Kesir = Karılarından zıhar ile ayrılmak isteyip de sonra dediklerini geri alanların aileleriyle temas etmeden önce bir köle azad etmeleri gerekir. Size böylece öğüt verilmektedir. Allah; yaptıklarınızdan haberdardır.
Kadri Çelik = Kadınlarına “zihar”da bulunanlar, sonra da söylediklerinden geri dönenlerin birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır.
Muhammed Esed = o halde, "Sen bana annem kadar haramsın!" diyerek hanımlarından ayrılanlara ve sonra söylediklerinden geri dönenlere gelince, (onların keffareti) eşlerin tekrar birbirlerine dokunmalarından önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmak olacaktır. Size (burada) tavsiye edilen budur; çünkü Allah yaptığınız her şeyden tamamiyle haberdardır.
Mustafa İslamoğlu = Ne ki, "Sen bana annem kadar haramsın" diyerek eşlerinden ayrılanlar, ardından da söylediklerinden geri dönenler var ya: işte onların (keffareti) eşler birbirine yaklaşmadan önce bir köleyi özgür kılmaktır. Siz ancak böyle uslanırsınız. Ve Allah bütün yaptıklarınızdan ayrıntısıyla haberdardır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve o kimseler ki, zevcelerinden müzaherette bulunurlar, sonra da dediklerinden geri dönerler, artık temas etmeden evvel bir rekabe azâd etmek lâzımdır. İşte siz bununla öğüt verilmiş olursunuz. Ve Allah her ne yaparsanız tamamen haberdardır.
Ömer Öngüt = Hanımları hakkında zıhar yapıp da sonra söylediklerinden dönenler, birbirleriyle temas etmeden önce bir köle azad etmelidirler. Size böylece öğüt verilmektedir. Allah işlediklerinizden haberdar olandır.
Şaban Piriş = Kadınlarına zıhar yapıp, sonra da söyledikleri sözden dönenlerin, karılarına yaklaşmalarından önce bir köle azad etmeleri gerekir. İşte size böyle öğüt veriliyor. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
Sadık Türkmen = Kadınlarından zıhar yapıp ayrılan, sonra da söylediklerinden dönecek olan eşler; birlikte olmadan önce, bir köleyi/esiri azat etmeli/özgür bırakmalıdırlar. İşte bu hüküm ile size öğüt veriliyor. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Seyyid Kutub = Eşlerinden zihar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenlerin eşleriyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.
Suat Yıldırım = Eşlerine zıhar yaparak onlardan ayrılmaya kalkıp da sonra söylediklerinden dönenlerin, eşleriyle temastan önce bir köleyi hürriyetine kavuşturmaları gerekir. İşte size emredilen budur. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.
Süleyman Ateş = Kadınlarına zıhar edip sonra söylediklerinden dönenler, karılarıyle temaslarından önce bir köleyi hürriyete kavuşturmalıdırlar. Size öğütlenen budur. Allâh, yaptıklarınızı haber almaktadır.
Tefhim-ul Kuran = Kadınlarına «zıhar»da bulunanlar, sonra da söylediklerinden geri dönenlerin, birbirleriyle temas etmeden önce bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaları gerekir. İşte size bununla öğüt verilmektedir. Allah, yapmakta olduklarınızı haber alandır.
Ümit Şimşek = Hanımlarına zıhar yapan, sonra da sözünden vazgeçenler, onlara temas etmeden önce bir köle azad etsinler. Size verilen öğüt budur. Allah ise yaptıklarınızdan haberdardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Kadınlarına zıhar edip sonra sarf etmiş oldukları söze geri dönenler, ilişkiye girmelerinden önce, özgürlüğünü yitirmiş bir benliği özgürlüğüne kavuşturacaklardır. İşte size yöneltilen öğüt budur. Allah, yapıp etmekte olduklarınızdan gereğince haberdardır.
İskender Ali Mihr = Onlar ki, kadınlarına sırt çevirip, sonra söyledikleri şeyden geri dönerler. O taktirde temas etmeden önce bir köleyi azad etsin (serbest bıraksın). İşte size bu vaazediliyor (yapmanız gerekenler öğüt veriliyor). Ve Allah, yaptıklarınızdan haberdar olandır.
İlyas Yorulmaz = Eşlerine “Sen benim anam gibisin” diyenler, sonra eşlerine dönenler, söyledikleri çirkin sözün karşılığında, eşleriyle temas etmeden önce bir köle azat etmeleri gerekir. İşte size böyle öğüt veriliyor. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.