أَئِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا ذَلِكَ رَجْعٌ بَعِيدٌ
E izâ mitnâ ve kunnâ turâbâ(turâben), zâlike rec’un baîdun.
Diyanet İşleri = “Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirilecekmişiz)? Bu, akla uzak (imkânsız) bir dönüştür!”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ölüp bir yığın toprak olduktan sonra mı? Bu, pek uzak, pek olmayacak bir dönüş.
Abdullah Parlıyan = “Ölüp bir yığın toprak olduktan sonra mı tekrar dirileceğiz? Bu gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel olmayan bir dönüştür.”
Adem Uğur = Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.
Ahmed Hulusi = "Öldükten ve toprak olduktan sonra mı (bâ's olunacağız)? O, çok uzak (dönüşü mümkün olmayan) bir geri dönüştür. "
Ahmet Tekin = 'Öldüğümüz ve toprak haline geldiğimiz zaman mı, diriltileceğiz? Bu akla yakın olmayan, alışılmıştan uzak bir geri dönüş.'
Ahmet Varol = Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden hayata döneceğiz)? Bu, uzak bir dönüştür.
Ali Bulaç = "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır)."
Ali Fikri Yavuz = Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (dirilecekmişiz)? Bu (Peygamberin dediği, imkândan) çok uzak bir dönüştür.”
Ali Ünal = “Şimdi biz, ölüp toprak olduktan sonra, (yani o zaman diriltilecekmişiz öyle mi)? Gerçekten çok uzak bir ihtimal bu dönüş!”
Bayraktar Bayraklı = “Biz, ölüp toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, akla uzak bir dönüştür.”
Bekir Sadak = (2-3) Kafirler, aralarindan bir uyaricinin gelmesine sastilar da: «Bu sasilacak bir sey; oldugumuz ve toprak oldugumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir donustur» dediler.
Celal Yıldırım = (2-3) Hayır, içlerinden kendilerine uyarıcı bir peygamberin gelmesine şaştılar da, kâfirler: «Bu şaşılacak şey!» dediler. «Biz öldüğümüz ve toprağa dönüştüğümüz zaman (tekrar dirilecek miyiz) ? Bu, uzak çok uzak bir dönüş!.
Cemal Külünkoğlu = “Öldüğümüz ve toprak olduğumuz vakit mi (tekrar dirilecekmişiz)? Bu, (ihtimalden) uzak bir dönüştür.”
Diyanet İşleri (eski) = (2-3) Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: 'Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür' dediler.
Diyanet Vakfi = «Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (dirileceğiz)? Bu, akla uzak bir dönüştür.»
Edip Yüksel = 'Ölüp toprak olduktan sonra mı? Bu imkansız bir dönüştür.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakıt ha? Bu baıyd bir irca'
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit ha?! Bu, çok uzak bir dönüş!»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar) dirileceğiz? Bu dönüş çok uzaktır.»
Gültekin Onan = "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecek mişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır)."
Harun Yıldırım = “Biz öldükten ve toprak olduktan sonra mı? Bu, uzak bir dönüştür.”
Hasan Basri Çantay = «Öldüğümüz ve bir toprak olduğumuz vakit mi (tekrar hayâta dönecekmişiz)? Bu, (ihtimalden) uzak bir dönüşdür».
Hayrat Neşriyat = '(Biz) öldüğümüz ve bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı (diriltileceğiz)? Bu,(akıldan) uzak bir dönüştür!'
İbni Kesir = Öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı? Bu, uzak bir dönüştür.
Kadri Çelik = “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz)? Bu uzak (ve de olmayacak) bir dönüş!”
Muhammed Esed = "Neden (ve nasıl olur da) biz öldükten ve toz toprak haline geldikten sonra (yeniden diriliriz)? Bu, gerçekleşmesi mümkün ve muhtemel olmayan bir dönüştür!"
Mustafa İslamoğlu = Ölümümüzün ve toza toprağa karışmamızın ardından (diriliş) ha? Bu dönüşü imkansız bir son."
Ömer Nasuhi Bilmen = «Biz öldüğümüz ve toprak kesildiğimiz zaman mı (tekrar dirileceğiz)? Bu uzak bir dönüştür.»
Ömer Öngüt = "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (diriltileceğiz)? Bu akla uzak bir dönüştür. "
Şaban Piriş = Biz öldükten ve toprak olduktan sonra mı? Bu ne uzak bir ihtimal.
Sadık Türkmen = Öldüğümüzde ve toprak olduğumuzda mı (tekrar dirileceğiz?!) Bu (ihtimali) uzak bir dönüştür!” dediler.
Seyyid Kutub = Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı dirileceğiz? Bu uzak bir dönüştür.
Suat Yıldırım = (2-3) Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler: "Bu, ne tuhaf şey!" dediler, "Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal!"
Süleyman Ateş = "Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (tekrar bedene döneceğiz)? Bu, uzak bir dönüştür."
Tefhim-ul Kuran = «Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltilecekmişiz)? Bu uzak bir dönüş (iddiasıdır).»
Ümit Şimşek = 'Ölüp de toprak olduktan sonra mı dirilecekmişiz? Ne uzak bir dönüş bu?'
Yaşar Nuri Öztürk = Ölünce mi, biz toprak olunca mı? Çok uzak bir dönüştür bu."
İskender Ali Mihr = “Biz öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman mı (yeniden diriltileceğiz)?” İşte bu, uzak (gerçekleşmesi mümkün olmayan) bir dönüştür.
İlyas Yorulmaz = “Biz öldüğümüzde ve toprak olduğumuzda mı (yeniden dirileceğiz)? Bu çok uzak bir dönüş” dediler.