إِنَّ الَّذِينَ يَغُضُّونَ أَصْوَاتَهُمْ عِندَ رَسُولِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ امْتَحَنَ اللَّهُ قُلُوبَهُمْ لِلتَّقْوَى لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ عَظِيمٌ
İnnellezîne yeguddûne asvâtehum inde resûlillâhi ulâikel lezînemtehanallâhu kulûbehum lit takvâ lehum magfiretun ve ecrun azîm(azîmun).
inne | : muhakkak |
ellezîne | : onlar, o kimseler |
yaguddûne | : kısarlar, alçaltırlar |
asvâte-hum | : seslerini |
inde | : yanında |
resûli allâhi | : Allah’ın Resûlü |
ulâike | : işte onlar |
ellezîne | : onlar, o kimseler |
imtehane | : imtihan etti |
allâhu | : Allah |
kulûbe-hum | : onların kalpleri |
li et takvâ | : takva için |
le-hum | : onlar için |
magfiretun | : mağfiret |
ve ecrun | : ve ecir, mükâfat |
azîmun | : büyük |
Diyanet İşleri = Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ (Allah’a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah'ın Peygamberinin yanında seslerini alçaltanlar, o kişilerdir ki Allah, onların gönüllerini, çekinmeyle sınamıştır; onlaradır yarlıganma ve pek büyük bir mükâfat.
Abdullah Parlıyan = Şüphesiz Rasülullah'ın yanında seslerini kısan kimseler var ya! İşte bunlar kalpleri kendisine karşı sorumluluk bilinciyle doldurularak Allah tarafından sınananlardır. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
Adem Uğur = Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Ahmed Hulusi = Gerçekten Rasûlullâh'ın katında seslerini kısanlar var ya, işte onlar Allâh'ın anlayışlarının ne seviyede olduğunu ortaya çıkarttığı kimselerdir. . . Onlar için bir bağışlanma ve çok büyük karşılık vardır.
Ahmet Tekin = İlâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur Allah’ın tek yetkili Rasulünün huzurunda, seslerini alçaltarak zerafetle, nezaketle konuşanlar, Allah’ın kalplerinin, kafalarının takva esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirme anlayışına erip eremediklerini, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olup olamadıklarını imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır.
Ahmet Varol = Gerçekten Allah'ın elçisinin yanında seslerini kısanlar var ya; Allah onların kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bağışlama ve büyük ecir vardır.
Ali Bulaç = Şüphesiz, Allah'ın Resûlü'nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Ali Fikri Yavuz = Gerçekten Allah’ın Peygamberi yanında seslerini kısanlar, bunlar o kimselerdir ki, Allah kalblerini takva için imtihan etmiştir. Onlara bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Ali Ünal = Allah Rasûlü’nün huzurunda seslerini ayarlayanlar ise: Allah, takva (Kendisine, dinine içten saygı ve itaat) konusunda onların kalblerini sınamış, (onlar da bu sınamadan başarıyla çıkmışlardır). Onlar için (sürprizlerle dolu) bir bağışlanma ve çok büyük bir mükâfat vardır.
Bayraktar Bayraklı = Allah, Peygamber'in yanında seslerini kısanların kalplerini takvâ ile imtihan etmiştir. Onlar için af ve büyük bir ödül vardır.
Bekir Sadak = Seslerini Peygamberin yaninda kisan kimseler, Allah'in gonullerini takva ile sinadigi kimselerdir. Onlara magfiret ve buyuk ecir vardir.
Celal Yıldırım = Şüphesiz o kimseler ki Resûlüllah'ın yanında seslerini kısarlar, işte onlar Allah'ın kalblerini takva ile denediği kimselerdir. Onlar için bol bağışlanma ve büyük karşılık vardır.
Cemal Külünkoğlu = Allah'ın Resulü'nün huzurunda seslerini kısanlar (edepli olup egosunu tatmin etmeyenler) var ya, işte onlar kalpleri, kendisine karşı sorumluluk bilinci ile doldurularak Allah tarafından sınananlardır. Onlar için ayrıca bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Diyanet İşleri (eski) = Seslerini Peygamberin yanında kısan kimseler, Allah'ın gönüllerini takva ile sınadığı kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük ecir vardır.
Diyanet Vakfi = Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Edip Yüksel = Seslerini ALLAH'ın elçisinin huzurunda kısanlar öyle kimselerdir ki, ALLAH onların kalplerini erdemlilik için uygun hale getirmiştir. Onlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde Resulüllahın yanında seslerini kısanlar, onlar, o kimselerdir ki Allah kalblerini takvâ için imtihan etmiştir, onlara hem bir mağfiret hem de büyük bir ecir vardır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kesinlikle Allah ve Resulünün yanında seslerini kısanlar (yok mu), işte onlar o kimselerdir ki, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlara hem bir bağışlama, hem de büyük bir mükafat vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Gültekin Onan = Şüphesiz, Tanrı'nın Resulünün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Tanrı kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Harun Yıldırım = Şüphesiz, Allah’ın Rasulü’nün yanında seslerini alçak tutanlar; işte onlar, Allah kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Hasan Basri Çantay = Hakıykat, Allahın peygamberi yanında seslerini yavaşlatanlar (yok mu?) onlar Allahın takva için kalblerini imtihaan etdiği kimselerdir. Onlar için mağfiret ve büyük mükâfat vardır.
Hayrat Neşriyat = Doğrusu, Allah Resûlünün huzûrunda (ona olan hürmetlerinden) seslerini kısanlar var ya, işte onlar öyle kimselerdir ki, Allah onların kalblerini takvâ için imtihân etmiştir (de onlar bu âdâba riâyet etmekle onda muvaffak olmuşlardır). Onlar için bir mağfiret ve (pek)büyük bir mükâfât vardır.
İbni Kesir = Peygamberin yanında seslerini kısanlar, muhakkak ki onlar; Allah'ın gönüllerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için; mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Kadri Çelik = Şüphesiz peygamberin yanında seslerini alçak tutmakta olanlar (var ya, işte onlar) şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Muhammed Esed = Bakın, Allah'ın Elçisi'nin huzurunda seslerini kısanlar var ya, işte onlar kalpleri, kendisine karşı sorumluluk bilinci ile (doldurularak) Allah tarafından sınananlardır; onlar için bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
Mustafa İslamoğlu = Hani şu Allah Rasulü'nün yanında seslerini kısanlar var ya; işte onlar Allah'ın kalplerini takvaya dair sınava çektiği kimselerdir: onlar için sınırsız bir bağış ve büyük bir ödül vardır.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve şüphe yok ki, Allah'ın Peygamberi huzurunda seslerini kısanlar o zâtlardır ki, Allah Teâlâ onların kalblerini takvâ için imtihan etmiştir, onlar için bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat vardır.
Ömer Öngüt = Resulullah'ın huzurunda seslerini kısan kimseler, Allah'ın gönüllerini takvâ için imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Şaban Piriş = Allah’ın resûlü yanında, seslerinizi kısarak konuşanların kalblerini Allah, takva yönünden denemiştir. Onlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Sadık Türkmen = Allah’ın rasûlünün huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ konusunda, açığa çıkardığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Seyyid Kutub = Allah'ın peygamberinin yanında seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Suat Yıldırım = Peygamberin huzurunda seslerini ayarlayanlar var ya, işte Allah, içindeki takvâyı ortaya çıkarmak için onların kalplerini sınamış ve onlar bu imtihanı başarmışlardır. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Süleyman Ateş = Allâh'ın Elçisinin huzûrunda seslerini kısanlar, öyle kimselerdir ki Allâh, onların kalblerini, takvâ için imtihan etmiş (onların takvâya ehil olduklarını anlamış)tır. Onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfât vardır.
Tefhim-ul Kuran = Şüphesiz, peygamberin yanında seslerini alçak tutmakta olanlar; işte onlar (var ya), Allah onların kalplerini takva için imtihan etmiştir. Onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır.
Ümit Şimşek = Allah Resulünün huzurunda seslerini kısanlara gelince: İşte onlar, kalplerini Allah'ın takvâ ile sınadığı kimselerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah resulünün huzurunda seslerini alçaltanlar var ya, onlar Allah'ın, gönüllerini takva için imtihan ettiği kişilerdir. Bir bağışlanma vardır onlar için, bir büyük ödül vardır.
İskender Ali Mihr = Allah’ın Resûl’ünün yanında seslerini alçaltanlar; işte onlar, Allah’ın takva için kalplerini imtihan ettiği kimselerdir. Onlar için mağfiret ve büyük ecir vardır.
İlyas Yorulmaz = Allah’ın elçisinin yanında seslerini kısarak, yumuşak bir tonda konuşanlar, Allah’ın peygamberle konuşanlara koyduğu kurallara uyarak korunmalarından dolayı, onların kalplerini denemiştir. Onlar için bağışlanma ve büyük karşılıklar vardır.