Önceki Ayet Sonraki Ayet  
45. Sûre Câsiye/29

 هَذَا كِتَابُنَا يَنطِقُ عَلَيْكُم بِالْحَقِّ إِنَّا كُنَّا نَسْتَنسِخُ مَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

  Hâzâ kitâbunâ yentıku aleykum bil hakk(hakkı), innâ kunnâ nestensihu mâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Kelime Karşılaştırma
hâzâ : bu
kitâbu-nâ : kitabımız
yentiku : nutuk verir, söyler
aleykum : size
bi el hakkı : hak ile
innâ : muhakkak ki biz
kunnâ nestensihu : tensih ediyorduk, yazdırıyorduk
: şey(ler)
kuntum : siz oldunuz
ta’melûne : yapıyorsunuz
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = İşte kitabımız, size karşı gerçeği söylüyor. Çünkü biz yapmakta olduklarınızı kaydediyorduk.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Bu kitabımız, size gerçeği söyler; şüphe yok ki biz, ne yaptıysanız hepsini yazdırmışızdır.

 Abdullah Parlıyan = İşte bu bizim kayıtlarımız, sizinle ilgili herşeyi bütün açıklığıyla ortaya serer. Çünkü dünyada iken yaptığınız herşeyi kayda geçirmiştik.

 Adem Uğur = Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.

 Ahmed Hulusi = İşte bilgimiz! Size Hak olarak dilleniyor. . . Biz yaptıklarınızı kaydediyorduk! (Hafızalıyorduk - varlıktaki evrensel hafıza - memory. )

 Ahmet Tekin = 'İşte tuttuğumuz sicil, amel defteri. Yüzünüze karşı hakkı, doğruyu söylüyor.' Biz, sizin bütün yaptıklarınızı en ince detayına kadar kaydediyorduk.

 Ahmet Varol = 'Bu, size karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Şüphesiz biz sizin yapmakta olduklarınızı yazıyorduk.

 Ali Bulaç = "Bu bizim kitabımızdır; sizin aleyhinizde hak ile konuşuyor. Gerçekten biz, sizin yaptıklarınızı yazıyorduk."

 Ali Fikri Yavuz = İşte (içine amellerinizi yazdırdığımız) kitabımız! Yüzünüze karşı hakkı söyliyor; çünkü sizin taptıklarınızı hep (meleklere) yazdırıyorduk.

 Ali Ünal = “İşte, bütün yaptıklarınızı kaydettiğimiz ve size sadece gerçekleri söyleyen defterimiz. Dünyada iken her ne yapıyor idiyseniz, Biz onun bir kopyasını alıyorduk.”

 Bayraktar Bayraklı = İşte, kitabımız size gerçeği söylüyor. Şüphesiz biz sizin yaptıklarınızı yazdırmıştık.

 Bekir Sadak = «Bu kitabimiz gercekten sizin aleyhinize konusur. Biz yaptiklarinizi suphesiz bir bir kaydediyorduk.»

 Celal Yıldırım = İşte bu kitabımız size karşı hakkı söyler; çünkü gerçekten biz sizin işlediklerinizi yazdırdık.

 Cemal Külünkoğlu = Bu bizim kayıtlarımız, sizinle ilgili her şeyi bütün gerçekliğiyle anlatır. Çünkü yaptığınız her şeyi (bütün detayıyla) kaydediyorduk.

 Diyanet İşleri (eski) = 'Bu kitabımız gerçekten sizin aleyhinize konuşur. Biz yaptıklarınızı şüphesiz bir bir kaydediyorduk.'

 Diyanet Vakfi = «Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.»

 Edip Yüksel = 'Bu kitabımız size karşı gerçeği konuşmaktadır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = İşte kitabımız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor, çünkü biz sizin yaptıklarınızı hep istinsah ediyorduk

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bu bizim kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp ettiklerinizin kopyasını çıkarıyorduk / yaptıklarınızı kaydediyorduk.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İşte kitabımız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor, çünkü biz sizin yaptıklarnızı hep kaydediyorduk.» (denir).

 Gültekin Onan = "Bu bizim kitabımızdır, sizin aleyhinizde hak ile konuşuyor. Gerçekten biz, sizin yaptıklarınızı yazıyorduk."

 Harun Yıldırım = “Bu bizim kitabımızdır; sizin aleyhinizde hak ile konuşuyor. Gerçekten biz, sizin yaptıklarınızı yazdırıyorduk.”

 Hasan Basri Çantay = «Karşınızda hakkı söyleyib duran bu (kitab), bizim kitâbımızdır. Şübhe yok ki neler yapıyor idiyseniz biz (hepsini meleklere) yazdırıyorduk».

 Hayrat Neşriyat = 'Bu, size karşı hakkı söyleyen (aleyhinize şâhidlik eden) kitâbımızdır. Şübhesiz ki biz, yapmakta olduğunuz şeyleri yazıyorduk.'

 İbni Kesir = Bu kitablarımız sizin aleyhinize hak ile konuşuyor. Şüphesiz Biz, yaptıklarınızı bir bir kaydediyorduk.

 Kadri Çelik = “Bu bizim kitabımızdır; sizin aleyhinizde hak ile konuşuyor. Gerçekten biz, sizin yapmakta olduklarınızı asıl nüshası üzerinden kaydediyorduk.”

 Muhammed Esed = Bu bizim kayıtlarımız, sizinle ilgili her şeyi bütün gerçekliğiyle anlatır çünkü yaptığınız her şeyi kayda geçirtmiştik!"

 Mustafa İslamoğlu = İşte bunlar Bizdeki kayıtlar; aleyhinize (de) olsa tüm gerçeği size o anlatır: çünkü Biz, yaptığınız her şeyi vaktiyle kayda geçirmiştik."

 Ömer Nasuhi Bilmen = İşte bu, Bizim kitabımızdır. Size karşı hak ile söylüyor. Şüphe yok ki, Biz sizin neler işler olduklarınızı yazdırmıştık.

 Ömer Öngüt = Bu bizim kitabımızdır, sizin aleyhinizde gerçeği söylüyor. Çünkü biz bütün yaptıklarınızı kaydediyorduk.

 Şaban Piriş = Bu kitabımız gerçekten sizin aleyhinizde konuşuyor. Biz, yaptıklarınızı şüphesiz bir bir kaydediyorduk.

 Sadık Türkmen = “işte (içinde tüm bilgilerinizi tuttuğumuz) kitabımız! Sizin aleyhinizde gerçeği konuşuyor. Çünkü Biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.”

 Seyyid Kutub = İşte kitabımız aleyhinize konuşuyor, gerçeği söylüyor. Çünkü biz yaptıklarınızı yazıyorduk..

 Suat Yıldırım = İşte karşınızda sadece gerçekleri dile getiren defterimiz. Biz sizin yaptığınız her işi bir yere kaydediyorduk.

 Süleyman Ateş = "İşte Kitabımız, aleyhinize gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yaptıklarınızı yazıyorduk."

 Tefhim-ul Kuran = «Bu bizim kitabımızdır; sizin aleyhinizde hak ile konuşuyor. Gerçekten biz, sizin yapmakta olduklarınızı yazıyorduk.»

 Ümit Şimşek = İşte bu size gerçeği söyleyen kitabımızdır. Biz sizin bütün yaptıklarınızı kaydediyorduk.

 Yaşar Nuri Öztürk = Bu bizim kitabımız, karşınızda gerçeği söylüyor. Çünkü biz, yapıp ettiklerinizin kopyasını çıkarıyorduk / yaptıklarınızı kaydediyorduk.

 İskender Ali Mihr = İşte bu Bizim Kitabımız ki, size hakkı söyler. Muhakkak ki Biz, yapmış olduğunuz şeyleri tensih ediyorduk (hayat filmine kaydettiriyorduk).

 İlyas Yorulmaz = Bizim bu tuttuğumuz kayıtlar size yalnızca gerçek doğruları konuşarak “Şüphesiz biz yalnızca sizin yaptıklarınızı kaydediyoruz” derler.