وَإِذَا فَعَلُواْ فَاحِشَةً قَالُواْ وَجَدْنَا عَلَيْهَا آبَاءنَا وَاللّهُ أَمَرَنَا بِهَا قُلْ إِنَّ اللّهَ لاَ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاء أَتَقُولُونَ عَلَى اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ
Ve izâ faalû fâhişeten kâlû vecednâ aleyhâ âbâenâ vallâhu emerenâ bihâ, kul innallâhe lâ ye’muru bil fahşâi, e tekûlûne alâllâhi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
ve | : ve |
izâ faalû | : yaptıkları zaman |
fâhişeten | : kötü, çirkin bir şey |
kâlû | : dediler |
veced-nâ | : biz bulduk |
aleyhâ | : onun üzerinde |
âbâe-nâ | : atalarımızı, babalarımızı |
vallâhu | : ve Allah |
emere-nâ | : bize emretti |
bi-hâ | : onu |
kul | : de ki |
inne allâhe | : muhakkak ki Allah |
lâ ye’muru | : emretmez |
bi el fahşâi | : fuhşu, kötülüğü, çirkinliği |
e tekûlûne | : ... mı söylüyorsunuz? |
alâ allâhi | : Allah’a karşı |
mâ | : bir şeyi |
lâ ta’lemûne | : bilmiyorsunuz (bilmediğiniz) |
Diyanet İşleri = Çirkin bir iş işledikleri vakit, “Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Şüphesiz, Allah çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine mi atıyorsunuz?”
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, kötü bir iş yapınca babalarımız da derler, bu işi yaparlardı, öyle bulduk onları ve Allah emretti bunu bize. De ki: Allah kesin olarak kötülüğü emretmez. Allah'a, bilmediğiniz şeyi mi isnâd ediyorsunuz?
Abdullah Parlıyan = Bunun içindir ki, iman etmezler ve ne zaman utanç verici bir iş işleseler, biz atalarımızı da bu işi yapar halde bulduk; hem, Allah emretmiştir bunu bize, derler hemen. De ki: “Bakın Allah, asla utanç ve tiksinti veren işleri emretmez. Yoksa siz bilmediğiniz bir şeyi mi Allah'a karşı iftirada bulunup, söylüyorsunuz?”
Adem Uğur = Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti" derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?
Ahmed Hulusi = Ne zaman fahişet (şirk veya hakikati inkâra yol açan bir fiil veya düşünce) ortaya koysalar: "Babalarımızı da bu hâl üzere bulduk ve Allâh bunu emretti bize" dediler. . . De ki: "Kesinlikle Allâh fahşayı (ihtiva edenleri) emretmez! Bilgisine sahip olmadığınız şeyleri Allâh'a mı atfediyorsunuz?"
Ahmet Tekin = Onlar gayrı meşrû ilişkiler içinde yaşarlarken;'Babalarımızı bu yolda, bu hayatı yaşarken gördük. Allah bize böyle bir düzeni yaşamamızı emretti.' derler. Sen de:'Allah, meşrû olmayan, aklın mantığın kabul etmeyeceği bir düzeni yaşamayı, zinayı, haddi aşmayı, cimriliği, ahlâksızlığı emretmez, Allah adına, bilemeyeceğiniz şeyleri ne cesaretle söylüyorsunuz ?' de.
Ahmet Varol = Onlar bir hayasızlık yaptıklarında: 'Biz babalarımızı bu işler üzere bulduk, Allah da bize böyle emretti' derler. De ki: 'Allah kesinlikle hayasızlığı emretmez. Siz Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?'
Ali Bulaç = Onlar, 'çirkin bir hayasızlık' işlediklerinde: "biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah bunu bize emretti" derler. De ki: "Şüphesiz Allah, 'çirkin hayasızlıkları' emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?"
Ali Fikri Yavuz = Bir edebsizlik (şirk üzre ve çıplak olarak Beytullah’ı tavaf) ettikleri zaman: “-Atalarımızı böyle bulduk; bize, bunu Allah emretti” derler. Sen de ki, “- Allah edebsizliği emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine mi atarsınız?”
Ali Ünal = O iman etmeyenler, (Kâbe’yi çıplak tavaf etme gibi) çirkin bir iş işlediklerinde “Biz, atalarımızı da aynı işi yaparken gördük (ve onların izinden gidiyoruz); kaldı ki, Allah da bize böyle emretti.” derler. (Ey Rasûlüm,) de ki: “Allah, asla çirkin bir işi emretmez. Yoksa siz, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri konuşuyor olmayasınız?”
Bayraktar Bayraklı = Onlar bir kötülük işlediklerinde, “Babalarımızı bu kötülük üzerinde bulduk. Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?”
Bekir Sadak = Onlar bir fenalik yaptiklari zaman, «Babalarimizi bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti» derler. De ki: «Allah fenaligi emretmez. Bilmediginiz seyi Allah'a karsi mi soyluyorsunuz?»
Celal Yıldırım = Onlar (o Şeytan'ın dostu ve yandaşları) bir terbiyesizlikte bulunduklarında, «babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretmiştir» dediler. De ki: Allah, edepsizlik ve terbiyesizlikle emretmez. Bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı mı (iftirada bulunup) söylüyorsunuz?!
Cemal Külünkoğlu = Onlar ne zaman utanç verici bir iş işleseler: “Biz atalarımızı da bu işi yapar bulduk. Allah da bunu emretmiştir bize” derler. De ki: “Şüphesiz ki Allah asla utanç veren işleri emretmez. Siz, yoksa hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir şeyi mi Allah'a yakıştırıyorsunuz?”
Diyanet İşleri (eski) = Onlar bir fenalık yaptıkları zaman, 'Babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti' derler. De ki: 'Allah fenalığı emretmez. Bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?'
Diyanet Vakfi = Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: «Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti» derler. De ki: Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?
Edip Yüksel = Herhangi bir kötü şey işledikleri zaman, 'Atalarımızı böyle yapar bulduk; ALLAH da bize öyle emretti,' derler. De ki: 'ALLAH kötü bir şeyi emretmez. ALLAH hakkında nasıl olur da bilmediklerinizi söylersiniz?'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve bir edebsizlik yaptıkları zaman da atalarımızı böyle bulduk ve bize bunu Allah emretti derler, Allah, de, edebsizliği emretmez, bilmediğiniz şeyleri Allahın üzerine mi atıyorsunuz?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onlar bir edepsizlik yaptıkları zaman da: «Atalarımızı böyle bulduk ve bize bunu Allah emretti.» derler. De ki: «Allah, edepsizliği emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah'ın üzerine mi atıyorsunuz?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: «Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allah emretti.» derler. De ki: «Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?»
Gültekin Onan = Onlar 'çirkin bir hayasızlık' işlediklerinde: "Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Tanrı bunu bize böyle buyurdu / bunu bize Tanrı buyurdu" derler. De ki: "Kuşkusuz Tanrı 'çirkin hayasızlıkları' buyurmaz. Tanrı'ya karşı bilmediğiniz birşeyi mi söylüyorsunuz?"
Harun Yıldırım = Onlar bir hayasızlık yaptıkları zaman: “Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah da bize bunu emretti!?” derler. De ki: “Allah elbette ki hayasızlığı emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz!?”
Hasan Basri Çantay = Onlar (o îman etmeyenler) bir hayaasızlık yapdıkları zaman «Biz atalarımızı da bunun üzerinde bulduk. Allah da bize bunu emretdi» dediler. (Onlara) söyle: «Allah hiç bir zaman kötülüğü emretmez. Bilmeyeceğiniz şeyleri Allahın üzerine mi (atıb) söylüyorsunuz»?
Hayrat Neşriyat = Hem (o müşrikler) çirkin bir iş yaptıkları zaman: '(Biz) babalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti' derler. De ki: 'Şübhesiz Allah, çirkin işleri emretmez! Allah’a karşı (aslâ) bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?'
İbni Kesir = Onlar; bir hayasızlık yaptıkları zaman: Biz atalarımızı da onun üzerinde bulduk. Allah da bize onu emretti, dediler. De ki: Allah; hiçbir zaman hayasızlığı emretmez. Siz, bilmediğiniz şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?
Kadri Çelik = Onlar bir kötülük yaptıkları zaman, “Babalarımızı bu yolda bulduk, Allah da bize bunu emretti” derler. De ki: “Allah kötülüğü emretmez. Allah'a karşı bilmediğiniz şeyi mi söylüyorsunuz?”
Muhammed Esed = Ve (bunun içindir ki) ne zaman utanç verici bir iş işleseler, "biz atalarımızı da bu işi yapar bulduk; hem, Allah emretmiştir bunu bize" derler hemen. De ki: "Bakın, Allah asla utanç ve tiksinti veren işleri emretmez. Siz, yoksa hakkında hiçbir şey bilmediğiniz bir şeyi mi Allaha yakıştırıyorsunuz?"
Mustafa İslamoğlu = Ve ne zaman çirkin bir iş işleseler, (hemen) "Biz atalarımızı da bu iş üzerinde bulduk; demek ki bunu bize Allah emretmiştir" derler. De ki: "Şu kesin: Allah çirkin bir şeyi emretmez. Yoksa siz, hiç bilmediğiniz bir şeyi Allah'a mı yakıştırıyorsunuz?"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlar bir yaramazlık yaptıkları zaman, «Biz babalarımızı da bunun üzerinde bulduk, ve Allah bununla bize emretmiştir,» derler. De ki: «Şüphe yok Allah Teâlâ fahiş şeyler ile emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah Teâlâ'ya karşı söyler misiniz?»
Ömer Öngüt = Onlar bir hayâsızlık yaptıkları zaman: “Biz atalarımızı da bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti. ” derler. De ki: “Allah hiçbir zaman hayâsızlığı emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?”
Şaban Piriş = Onlar kötü bir iş yaptıkları zaman: -Atalarımızı böyle yaparken bulduk, Allah da bunu bize emretti, derler. De ki: -Allah, kötülüğü emretmez. Bilmediğiniz şeyi Allah’a mı atıyorsunuz?
Sadık Türkmen = Onlar bir kötülük/edepsizlik yaptıkları zaman, dediler ki: “Biz babalarımızı bu hal üzere bulduk. Ve Allah da bize bunu emretti” (dediler). De ki: “Allah kötülüğü/edepsizliği emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah’a karşı mı söylüyorsunuz?”
Seyyid Kutub = Onlar bir kötülük işlediklerinde 'Biz atalarımızdan böyle gördük, böyle yapmamızı emreden Allah'dır' derler. Onlara de ki; Allah kötülük işlemeyi emretmez. Allah adına bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?
Suat Yıldırım = Onlar çirkin bir iş yaptıklarında: "Babalarımızı bu yolda bulduk, esasen Allah böyle yapmamızı emretti." derler. De ki: "Allah Teâlâ kötü olan şeyi asla emretmez. Ne o, yoksa siz Allah’ın söylediğini bilmediğiniz birtakım sözleri O’na iftira ederek Allah’a mı mal ediyorsunuz?"
Süleyman Ateş = Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk, bunu bize Allâh emretti." dediler. "Allâh kötülüğü emretmez, de, Allah'a karşı bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
Tefhim-ul Kuran = Onlar, 'çirkin bir hayasızlık' işlediklerinde: «Biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah da bunu bize emretti» derler. De ki: «Şüphesiz Allah, 'çirkin hayasızlıkları' emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah'a karşı mı söylüyorsunuz?»
Ümit Şimşek = Onlar çirkin bir iş yaptıklarında, 'Atalarımızdan gördük; bunu bize Allah emretti' derler. De ki: Allah hiçbir zaman çirkin şeyler emretmez. Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?
Yaşar Nuri Öztürk = Bir iğrençlik yaptıklarında şöyle derler: "Atalarımızı bu hal üzere bulmuştuk. Yani Allah emretti bize bunu." De ki: "Allah, edepsizliği/iğrençliği emretmez. Allah hakkında, bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?"
İskender Ali Mihr = Kötü (çirkin) bir şey yaptıkları zaman: “Babalarımızı onun üzerinde bulduk (onlardan böyle gördük) ve Allah onu bize emretti.” dediler. (Onlara şöyle) de: “Muhakkak ki; Allah, fahşayı (kötülüğü, çirkinliği) emretmez. Allah’a bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”
İlyas Yorulmaz = Onlar çirkin ve yasak bir şeyler yaptıklarında, “Biz atalarımızı böyle yaparken bulduk ve Allah da bize bu şekilde yapmamızı emretti” dediler. Deki “Allah kötülükleri emretmez. Bilmediğiniz şeyleri Allah adına mı söylüyorsunuz?”