وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُم مَّاء فُرَاتًا
Ve cealnâ fîhâ ravâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(furâten).
Diyanet İşleri = Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve orada, sâbit ve metin dağlar yarattık ve sizi, tatlı suyla suvardık.
Abdullah Parlıyan = orada yüce dağlar meydana getirmedik mi? Size tatlı sular içirmedik mi?
Adem Uğur = Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik..
Ahmed Hulusi = Orada yüksek (haşmetli, azametli) sâbit dağlar oluşturduk ve size tatlı bir su içirdik.
Ahmet Tekin = Orada, yüksek, ağır baskılı oturaklı, derin temellere dayalı dağlar yerleştirmedik mi? Size tatlı sular içirmedik mi?
Ahmet Varol = Orada yüksek sabit dağlar var etmedik mi ve size tatlı bir su içirmedik mi?
Ali Bulaç = Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?
Ali Fikri Yavuz = Orada yerli yerinde sabit yüce dağlar yerleştirip de size tatlı bir su içirmedik mi?
Ali Ünal = Ve o yeryüzüne görkemli, sağlam dağlar yerleştirdik ve size (o dağlardan çıkan) tatlı su ihsan ettik.
Bayraktar Bayraklı = Oraya sabit ve yüksek dağlar yerleştirmedik mi? Size tatlı sular içirmedik mi?
Bekir Sadak = Orada yuksek yuksek sabit daglar var edip size tatli sular icirmedik mi?
Celal Yıldırım = Orada sabit yüce dağlar meydana getirdik ve size tatlı içimi kolay bir su içirmedik mi ?
Cemal Külünkoğlu = Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi?
Diyanet İşleri (eski) = Orada yüksek yüksek sabit dağlar var edip size tatlı sular içirmedik mi?
Diyanet Vakfi = Yeryüzünde haşmetli dağlar yarattık, sizlere tatlı sular içirdik.
Edip Yüksel = Üzerine yüksek dağlar yerleştirip size tatlı su içirmedik mi?
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve oturdup da onda yumru yumru oturaklı dağlar, sunmadık mı size bir su (tatlı) bir furat
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve orada, oturaklı yumru yumru dağlar oturtup size tatlı su sunmadık mı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı?
Gültekin Onan = Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su içirmedik mi?
Harun Yıldırım = Ve onda sabit yüksek dağlar kılmadık mı? Size tatlı bir su içirmedik mi?
Hasan Basri Çantay = Orada sabit sabit, yüce yüce (dağlar) vücûde getirmedik mi? Size tatlı bir su da içirmedik mi?
Hayrat Neşriyat = Orada yüksek, sâbit dağlar meydana getirmedik mi? Hem size tatlı bir su içirmedik mi?
İbni Kesir = Orada yüksek ve sabit dağlar var edip tatlı sular içirmedik mi size?
Kadri Çelik = Ve onda sabit yüksek dağlar var ettik ve size tatlı bir su içirdik.
Muhammed Esed = Onun üzerinde haşmetli, sarsılmaz dağlar meydana getirmedik mi ve size içmeniz için tatlı sular vermedik mi?
Mustafa İslamoğlu = Ve başı yüce heybetli dağlar var ettik; ve size billur gibi suları sebil ettik.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve orada yüksek, sabit dağlar kıldık ve size bir tatlı su içirdik.
Ömer Öngüt = Yeryüzünde haşmetli dağlar meydana getirdik. Size tatlı sular içirdik.
Şaban Piriş = Orada yüksek dağlar yaratıp, size tatlı su içirmedik mi?
Sadık Türkmen = Orada sabit yüksek yüksek dağlar oturtup, size tatlı bir su içirmedik mi?
Seyyid Kutub = Orada yüksek dağlar yaratmadık ve size tatlı sular içirmedik mi?
Suat Yıldırım = Orada, sağlam yüksek dağlar yarattık ve size tatlı bir su ihsan ettik.
Süleyman Ateş = Üzerine yüksek dağlar yerleştirip size tatlı su içirmedik mi?
Tefhim-ul Kuran = Ve onda sabit yüksek dağlar var etmedik mi? Size tatlı bir su da içirmedik mi?
Ümit Şimşek = Ve orada, oturaklı yumru yumru dağlar oturtup size tatlı su sunmadık mı?
Yaşar Nuri Öztürk = Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı?
İskender Ali Mihr = Ve orada yüksek sabit dağlar kıldık. Ve sizi tatlı su ile suladık (içecek su verdik).
İlyas Yorulmaz = Yeryüzün de sapasağlam yüksek dağlar yaptık ve size tatlı sular içirdik.