بِمَا غَفَرَ لِي رَبِّي وَجَعَلَنِي مِنَ الْمُكْرَمِينَ
Bimâ gafera lî rabbî ve cealenî minel mukremîn(mukremîne).
bimâ | : sebebiyle, nedeniyle |
gafere | : mağfiret etti, günahları sevaba çevirdi |
lî | : bana, beni |
rabbî | : benim Rabbim |
ve ceale-nî | : ve beni kıldı |
min el mukremîne | : ikram edilenlerden |
Diyanet İşleri = (26-27) (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ne yüzden Rabbimin beni yarlıgadığını ve yüce derecelere ermişler arasına kattığını.
Abdullah Parlıyan = “Rabbimin geçmişteki günahlarımı bağışladığını ve beni saygın kişiler arasına dahil ettiğini bir bilselerdi.”
Adem Uğur = Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını!"
Ahmed Hulusi = "Rabbimin beni mağfiret ettiğini ve benim ikramlara nail olanlardan olduğumu. . . "
Ahmet Tekin = 'Rabbimin beni bağışladığını, beni ikrama mazhar olan kullarından eylediğini bilselerdi.'
Ahmet Varol = Rabbimin beni bağışladığını ve beni ağırlananlardan kıldığını.'
Ali Bulaç = "Rabbimin beni bağışladığını ve ağırlananlardan kıldığını."
Ali Fikri Yavuz = Rabbimin beni bağışladığını, beni cennetle ikram edilenlerden kıldığını...”
Ali Ünal = “Bilseydi Rabbimin beni bağışladığını ve beni hususî ikramına mazhar kullarından kıldığını.”
Bayraktar Bayraklı = (26-27) “Gir cennete!” denilecek. Bu adam dedi ki: “Âh, keşke kavmim, Rabbim'in beni affedip ikram edilenlerden kıldığını bir bilebilseydi!”
Bekir Sadak = (26-27) Ona «Cennete gir» denince, «Keski milletim Rabbimin beni bagisladigini ve beni ikrama mazhar olanlardan kildigini bilseydi! demisti.
Celal Yıldırım = (26-27) Ona, «gir Cennet'e!» denildi. O da, «ah keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını ve beni, ikrama lâyık görülen kişilerden kıldığını bir bilselerdi.»
Cemal Külünkoğlu = (26-27) (Kavmi tarafından taşlanarak ölüme giden o kimseye:) “Cennete gir” denildi. (O da:) “Keşke, Rabbimin beni bağışladığını ve cennetle ikram edilenlerden kıldığını kavmim bilseydi!” dedi.
Diyanet İşleri (eski) = (26-27) Ona 'Cennete gir' denince, 'Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını bilseydi!' demişti.
Diyanet Vakfi = (26-27) Gir cennete! denildi. «Keşke, dedi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi!»
Edip Yüksel = 'Rabbimin beni bağışladığını ve beni ağırladığını...'
Elmalılı Hamdi Yazır = Rabbım bana ne mağrifet buyurdu. Beni ikram olunan kullarından kıldı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Rabbimin beni bağışlamasını ve beni ikram olunan kullarından kıldığını.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını.»
Gültekin Onan = "Rabbimin beni bağışladığını ve ağırlananlardan kıldığını."
Harun Yıldırım = "Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını !"
Hasan Basri Çantay = «Rabbimin beni yarlığadığını, beni (cennetle) ikram edilenlerden kıldığını».
Hayrat Neşriyat = (26-27) (Kavmi ise onu taşa tuttular ve öldürdüler de kendisine:) 'Cennete gir!' denildi. (O da:) 'Keşke Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve beni ikrâm edilenlerden kıldığını kavmim bilselerdi!' dedi.
İbni Kesir = Rabbımın beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını.
Kadri Çelik = “Rabbimin beni bağışladığını ve ikram edilenlerden kıldığını (bilseydi).”
Muhammed Esed = Rabbimin beni(m geçmişteki günahlarımı) bağışladığını ve beni saygın kişiler arasına dahil ettiğini!"
Mustafa İslamoğlu = Rabbimin beni bağışladığını ve beni ilahi ikrama mazhar olan kimseler arasına kattığını!.."
Ömer Nasuhi Bilmen = «Rabbimin beni mağfirete nâil buyurduğunu ve beni ikram edilmişlerden kıldığını.»
Ömer Öngüt = "Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını. "
Şaban Piriş = Rabb’imin beni bağışladığını ve beni ikrama layık kimselerden kıldığını ..
Sadık Türkmen = Rabbimin beni bağışladığını ve beni ağırlananlardan/ikram edilenlerden kıldığını!..”
Seyyid Kutub = Rabb'imin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını dedi.
Suat Yıldırım = "Ah bir bilseler: Rabbimin beni affettiğini, beni ikramlara gark ettiğini!"
Süleyman Ateş = Rabbimin beni bağışladığını ve beni ağırlananlardan kıldığını!"
Tefhim-ul Kuran = «Rabbimin beni bağışladığını ve beni ağırlananlardan kıldığını.»
Ümit Şimşek = 'Rabbimin beni bağışladığını ve ikramlarıyla ağırladığını.'
Yaşar Nuri Öztürk = Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı."
İskender Ali Mihr = Bu sebeple, Rabbimin bana mağfiret ettiğini ve ikram edilenlerden kıldığını (bilselerdi).
İlyas Yorulmaz = “Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikramlarda bulunulanlardan eylediğini bir bilselerdi” dedi.