اللّهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَاء وَيَقَدِرُ وَفَرِحُواْ بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا فِي الآخِرَةِ إِلاَّ مَتَاعٌ
Allâhu yebsutur rızka li men yeşâu ve yakdir(yakdiru), ve ferihû bil hayâtid dunyâ, ve mâl hayâtud dunyâ fîl âhırati illâ metâun.
allâhu | : Allah |
yebsutu er rızka | : rızkı genişletir |
li men yeşâu | : dilediği kimseye |
ve yakdiru | : ve daraltır (az bir ölçü takdir eder) |
ve ferihû | : ve ferahlanırlar, sevinirler |
bi el hayâti ed dunyâ | : dünya hayatı ile |
ve mâ el hayâtu ed dunyâ | : ve dünya hayatı ... değildir |
fî el âhırati | : ahirette, ahiret hayatı yanında |
illâ | : ...’den başka |
metâun | : bir meta (geçici faydalanılan şey) |
Diyanet İşleri = Allah, rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah, dilediğinin rızkını genişletir ve daraltır ve onlar, dünyâ yaşayışıyla sevinip övünürler, halbuki dünyâ yaşayışı, âhirete nispetle değersiz, müddeti az ve geçici bir şeyden ibarettir.
Abdullah Parlıyan = Allah rızkı dilediğine bollaştırır da, daraltır da. Hal böyle iken bol rızık verilenler, dünya hayatıyla sevinirler. Dünya hayatı ise, ahiret hayatı yanında, geçici bir doyum ve avunmaktan ibarettir.
Adem Uğur = Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Ahmed Hulusi = Allâh dilediğine yaşam gıdasını bollaştırır, dilediğininkini de daraltır! (Onlar) dünyalıklarıyla ferahlayıp şımardılar. . . (Oysa) gelecek sürecine göre dünya hayatı, sadece geçici avuntudur!
Ahmet Tekin = Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere rızkı genişletir, bollaştırır; ölçüyle, kısarak da verir. Onlar dünya hayatıyla sevinirler, şımarırlar. Âhiret hayatına, ebedî yurda göre dünya hayatı geçici bir zevktir, bir yol azığı gibidir.
Ahmet Varol = Allah dilediği için rızkı genişletir ve daraltır. Onlar dünya hayatına sevindiler. Oysa dünya hayatı ahiretin yanında bir geçimlikten (metadan) başka bir şey değildir.
Ali Bulaç = Allah dilediğine rızkı genişletir, yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir.
Ali Fikri Yavuz = Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Mekke’liler dünya hayatı ile (geniş rızıkla) ferahlandılar. Halbuki ahiret yanında dünya hayatı, ancak bir yol azığıdır.
Ali Ünal = Allah, (hikmeti ve imtihan gereği) kimi dilerse ona bol rızık verir; (dilediğine de) kısar da, az ve ölçülü verir. Fakat onlar, (bu gerçeğin farkında ve şuurunda olmadıklarından) dünya hayatıyla sevinip şımarmaya durdular. Oysa dünya hayatı, Âhiret’in yanında sadece basit ve değersiz bir geçimlikten ibarettir.
Bayraktar Bayraklı = Allah dilediğine rızkını bollaştırır da, daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa âhiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Bekir Sadak = Allah diledigi kimsenin rizkini genisletir ve bir olcuye gore verir. Dunya hayatiyla ovunenler bilsinler ki dunyadaki hayat ahiret yaninda sadece bir gecimlikten ibarettir. *
Celal Yıldırım = Allah dilediğine rızkı genişletir ve bir ölçüye göre de daraltır. (İnkarcı maddeciler) ise Dünya hayatiyle sevinirler. Oysa Dünya hayatı Âhiret'e göre ancak az bir geçimlik ve çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Cemal Külünkoğlu = Allah, rızkı dilediğine bol verir, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Hâlbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Diyanet İşleri (eski) = Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. Dünya hayatıyla övünenler bilsinler ki dünyadaki hayat ahiret yanında sadece bir geçimlikten ibarettir.
Diyanet Vakfi = Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Edip Yüksel = ALLAH dilediğine rızkı açar veya kısar. Onlar dünya hayatı ile sevindiler, halbuki bu dünya hayatı ahiret ile karşılaştırıldığında bir geçimlikten ibarettir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Allah dilediği kimseye rızkı genişletir, daraltır da, onlar ise Dünya hayat ile ferahlamaktalar, halbuki Dünya hayat Âhıretin yanında bir yol azığından ibarettir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktadırlar. Oysa dünya hayatı, ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar. Oysa dünya hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.
Gültekin Onan = Tanrı dilediğine rızkı genişletir / yayar veya daraltır / kısar. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı ahirette(ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metadan başkası değildir.
Harun Yıldırım = Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.
Hasan Basri Çantay = Allah kimi dilerse onun rızkını genişletir, daraltır. Onlar (ehl-i Mekke) dünyâ hayatiyle böbürlendiler. Halbuki dünyâ hayaatı âhiret yanında (geçici ve değersiz) bir metâ'dan başka (bir şey) değildir.
Hayrat Neşriyat = Allah, dilediğine rızkı genişletir ve (dilediğine de) daraltır. Fakat (onlar) dünya hayâtıyla şımardılar. Hâlbuki dünya hayâtı, âhiretin yanında (değersiz) bir menfaatten başka bir şey değildir.
İbni Kesir = Alah; dilediği kimseye rızkı genişletir, daraltır. Onlar ise dünya hayatı ile sevindiler. Halbuki dünya hayatı ahiretin yanında sadece bir geçimlikten ibarettir.
Kadri Çelik = Allah dilediğine rızkı genişletip yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysa dünya hayatı, ahirette (var olan sınırsız mutluluğun yanında geçici) bir metadan başkası değildir.
Muhammed Esed = Rızkı dilediğine bolca, dilediğine sınırlı ölçüde veren Allah'tır. Hal böyleyken, (bol rızık verilenler) dünya hayatıyla sevinirler; oysa, ahiret hayatı yanında dünya hayatı yalnızca geçici bir doyumdan, bir avuntudan ibarettir.
Mustafa İslamoğlu = Allah, rızkı dilediğine genişletir ve daraltır. Ve (rızkı genişletilenler) dünya hayatında sevinirler; ne var ki dünya hayatı ahirete nazaran kısa vadeli bir hazdan ibarettir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah Teâlâ dilediğine rızkını genişletir ve darlatır. Ve onlar dünya hayatı ile sevindiler. Halbuki, dünya hayatı ahiret yanında bir metadan başka değildir.
Ömer Öngüt = Allah dilediğine rızkını kolaylaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatı ile şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı sadece bir geçimlikten ibarettir.
Şaban Piriş = Allah dilediği kimseye rızkını genişletir ve güçlendirir. O da dünya hayatıyla kendinden geçer. Oysa, dünya hayatı, ahiret için bir araçtan başka bir şey değildir.
Sadık Türkmen = Allah rızkı dilediğine bol yaratır, (dilediğine de) kısar. Onlar ise dünya hayatı ile sevinmektedirler. Halbuki dünya hayatı, ahiretin yanında çok az bir yararlanmadan ibarettir.
Seyyid Kutub = Allah dilediğine bol rızık verir ve dilediğinin rızkını kısıtlar. Onlar dünya hayatı ile böbürlendiler. Oysa dünya hayatı, ahiretin yanında basit bir metadan başka bir şey değildir.
Suat Yıldırım = Allah dilediği kimsenin rızkını bollaştırır, dilediği kimsenin rızkını ise daraltır. O inkârcılar, sadece dünya hayatıyla sevinirler. Halbuki dünya hayatı, âhiretin yanında geçici, değersiz bir metadan başka bir şey değildir.
Süleyman Ateş = Allâh, dilediğine rızkı açar da, kısar da. Dünyâ hayâtıyle sevindiler. Oysa âhiretin yanında dünyâ hayâtı, bir geçimden ibârettir.
Tefhim-ul Kuran = Allah dilediğine rızkı genişletir, yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ'dan başkası değildir.
Ümit Şimşek = Allah dilediği kimse için rızkı bollaştırır da, daraltır da. Onlar ise dünya hayatıyla şımardılar. Lâkin âhiretin yanında dünya hayatı az bir nasiplenmeden ibarettir.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme.
İskender Ali Mihr = Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Onlar, dünya hayatı ile sevinirler (ferahlanırlar). Dünya hayatı, ahiret hayatı yanında (geçici) bir metadan başka bir şey değildir.
İlyas Yorulmaz = Allah rızkı dilediği kimse için geniş tutar ve yayar, dilediğinin rızkını da dar (az vererek) tutar ve kısar. Dünyadaki yaşamınızla övünüp böbürlenin, dünya hayatı, ahiret hayatının yanında bir vasıtadır.