قُل لَّا تُسْأَلُونَ عَمَّا أَجْرَمْنَا وَلَا نُسْأَلُ عَمَّا تَعْمَلُونَ
Kul lâ tus’elûne ammâ ecremnâ ve lâ nus’elu ammâ ta’melûn(ta’melûne).
kul | : de |
lâ tus’elûne | : siz sorulamazsınız, sorgulanmazsınız |
ammâ (an mâ) | : şeylerden |
ecremnâ | : biz cürüm yaptık, suç işledik |
ve lâ nus’elu | : ve biz sorulmayız, sorgulanmayız |
ammâ (an mâ) | : şeylerden |
ta’melûne | : siz yapıyorsunuz |
Diyanet İşleri = De ki: “Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu tutulmazsınız. Sizin işlediklerinizden de biz sorumlu tutulmayız.”
Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Bizim işlediğimiz suçlar, sizden sorulmaz ve sizin yaptıklarınız da bizden sorulmaz.
Abdullah Parlıyan = De ki: Ne siz, bizim işlediğimiz suçtan dolayı hesaba çekileceksiniz, ne de biz sizin işlediklerinizden dolayı.
Adem Uğur = De ki: Bizim işlediğimiz suçtan siz sorumlu değilsiniz; biz de sizin işlediğinizden sorulacak değiliz.
Ahmed Hulusi = De ki: "Suçlarımızdan size sorulmaz. . . Yaptıklarınızdan da bize sorulmaz!"
Ahmet Tekin = 'Bizim işlediğimiz suçlardan, günahlardan siz sorumlu değilsiniz. Sizin işlediğiniz amellerden de biz sorumlu olmayacağız.' de.
Ahmet Varol = De ki: 'Siz bizim işlediğimiz suçtan sorulacak değilsiniz; biz de sizin yaptıklarınızdan sorulmayız.'
Ali Bulaç = De ki: "Siz, bizim işlemiş bulunduğumuz suçtan sorulacak değilsiniz ve biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz."
Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Siz, bizim yaptığımız günahlardan sorumlu tutulmazsınız, biz de sizin yaptıklarınızdan sorulmayız.”
Ali Ünal = De ki: “(Eğer bizi sadece Bir Allah’a iman ve ibadet ediyoruz diye suç işlemekle itham ediyorsanız,) bizim işlediğimiz herhangi bir suçtan dolayı siz sorguya çekilecek değilsiniz; biz de sizin yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekilmeyeceğiz.”
Bayraktar Bayraklı = De ki: “Bizim işlediğimizden siz sorumlu değilsiniz, biz de sizin işlediğinizden sorulmayız.”
Bekir Sadak = De ki: «Isledigimiz suclardan siz sorumlu olmazsiniz, sizin yaptiklarinizdan da biz sorumlu olmayiz»
Celal Yıldırım = De ki: Bizim işlediğimiz suç ve günahtan siz sorumlu tutulmazsınız ; sizin yaptıklarınızdan da biz sorumlu tutulmayız.
Cemal Külünkoğlu = De ki: “Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu tutulmazsınız. Sizin işlediklerinizden de biz sorumlu tutulmayız.”
Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'İşlediğimiz suçlardan siz sorumlu olmazsınız, sizin yaptıklarınızdan da biz sorumlu olmayız'
Diyanet Vakfi = De ki: Bizim işlediğimiz suçtan siz sorumlu değilsiniz; biz de sizin işlediğinizden sorulacak değiliz.
Edip Yüksel = De ki, 'Bizim suçlarımızdan siz sorumlu değilsiniz, biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu değiliz.'
Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: siz bizim cürümlerimizden mes'ul edilmezsiniz, biz de sizin yaptıklarınızdan mes'ul olmayız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = De ki: «Siz, bizim suçlarımızdan sorumlu tutulmazsınız, biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Siz bizim yaptığımız günahlardan sorumlu tutulmazsınız. Biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız.»
Gültekin Onan = De ki: "Siz, bizim işlemiş bulunduğumuz suçtan sorulacak değilsiniz ve biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz."
Harun Yıldırım = De ki: Bizim işlediğimiz suçtan siz sorumlu değilsiniz; biz de sizin işlediğinizden sorulacak değiliz.
Hasan Basri Çantay = De ki: «Bizim işlediğimiz günâhdan siz mes'ûl olmazsınız. Sizin yapmakda olduklarınızdan da biz mes'ûl olmayız».
Hayrat Neşriyat = De ki: '(Siz) bizim işlediğimiz günahlardan mes’ûl olmazsınız; ve (biz de) sizin işlemekte olduğunuz (günahlar)dan mes’ûl tutulmayız.'
İbni Kesir = De ki: Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu olmazsınız, biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız.
Kadri Çelik = De ki: “Siz, bizim işlemiş bulunduğumuz suçtan sorulacak değilsiniz ve biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz.”
Muhammed Esed = De ki: "Ne siz bizim işlediğimiz suçtan dolayı hesaba çekileceksiniz, ne de biz sizin işlediklerinizden dolayı".
Mustafa İslamoğlu = De ki: "Ne siz bizim suçlarımızın hesabını vereceksiniz, ne de biz sizin işlediklerinizin hesabını."
Ömer Nasuhi Bilmen = De ki: «Bizim işlediğimiz günahlardan siz sorulmazsınız, biz de sizin yapar olduğunuz şeylerden mes'ul olmayız.»
Ömer Öngüt = De ki: "Bizim işlediğimiz suçtan siz sorumlu değilsiniz, biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu değiliz. "
Şaban Piriş = De ki: -Bizim suçlarımızdan siz sorumlu değilsiniz, sizin yaptıklarınızdan da biz sorumlu olmayacağız.
Sadık Türkmen = De ki: “Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu olacak değilsiniz. Sizin yaptıklarınızdan da biz sorguya çekilmeyeceğiz.”
Seyyid Kutub = De ki; «Ne bizim suçlarımız size sorulacak ve ne de sizin işlediğiniz kötülükler bize sorulacaktır.»
Suat Yıldırım = De ki: "Siz bizim suçlarımızdan sorguya çekilecek değilsiniz, biz de sizin yaptıklarınızdan sorgulanacak değiliz."
Süleyman Ateş = De ki: "Bizim işlediğimiz suçtan siz sorulacak değilsiniz; biz de sizin işlediğinizden sorumlu değiliz."
Tefhim-ul Kuran = De ki: «Siz, bizim işlemiş bulunduğumuz suçtan sorulacak değilsiniz ve biz de sizin yapmakta olduklarınızdan sorulacak değiliz.»
Ümit Şimşek = De ki: Bizim işlediğimiz suçtan siz sorumlu olmazsınız; sizin yaptıklarınızdan da biz sorumlu değiliz.
Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu olmayacaksınız; biz de sizin yaptıklarınızdan sorguya çekilmeyeceğiz."
İskender Ali Mihr = De ki: "Bizim yaptığımız cürümlerden (suçlardan) siz sorgulanmazsınız. Ve biz (de) sizin yaptıklarınızdan sorgulanmayız."
İlyas Yorulmaz = Onlara deki “Bizim yaptığımız hatalardan siz sorulmayacaksınız, sizin yaptıklarınızdan da biz sorulmayacağız. ”