وَاسُتَبَقَا الْبَابَ وَقَدَّتْ قَمِيصَهُ مِن دُبُرٍ وَأَلْفَيَا سَيِّدَهَا لَدَى الْبَابِ قَالَتْ مَا جَزَاء مَنْ أَرَادَ بِأَهْلِكَ سُوَءًا إِلاَّ أَن يُسْجَنَ أَوْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Vestebekâl bâbe ve kaddet kamîsahu min duburin ve elfeyâ seyyidehâ ledâl bâb(bâbi), kâlet mâ cezâu men erâde bi ehlike sûen illâ en yuscene ev azâbun elîm(elîmun).
ve istebekâ | : ve ikisi koştular |
el bâbe | : kapı |
ve kaddet(kadde)(kadde (kalın d ile yazılırsa))(kudde) | : ve yırttı |
kamîsa-hu | : onun gömleği |
min duburin | : arkadan |
ve elfeyâ | : ve ikisi karşılaştılar, karşılarında (buldular) |
seyyide-hâ | : onun efendisi (kadının) |
ledâ el bâbi | : kapının yanı |
kâlet | : dedi (kadın) |
mâ | : nedir |
cezâu | : cezası |
men erâde | : isteyen kimse |
bi ehli-ke | : senin ailene |
sûen | : bir kötülük |
illâ | : ancak, yalnız |
en yuscene | : zindana atılmak |
ev | : veya |
azâbun elîmun | : acı (bir) azap |
Diyanet İşleri = İkisi de kapıya koştular. Kadın, Yûsuf’un gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında hanımın efendisine rastladılar. Kadın dedi ki: “Senin ailene kötülük yapmak isteyenin cezası, ancak zindana atılmak veya can yakıcı bir azaptır.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken ikisi de kapıya doğru koştu. Kadın, onun gömleğini arkadan boydan boya yırtmıştı ki tam bu sırada kapıdan çıkarlarken kadının kocasına kapı önünde rastladılar. Kadın, karına kötülük etmek isteyenin cezâsı, zindana atılmaktan, yahut elemli bir azâba uğratılmaktan başka ne olabilir ki dedi.
Abdullah Parlıyan = Derken ikisi birlikte kapıya koşuştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı ve o an kapıda, kadının kocasını karşılarında buldular. Kadın: “Karın için kötülük düşünen birinin cezası, hapisten ya da en ağır ceza neyse ondan başka ne olabilir?” diyerek üste çıkmaya çalıştı.
Adem Uğur = İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!
Ahmed Hulusi = (İkisi de) kapıya (yarışırcasına) koştular. . . (Kadın) Onun gömleğini arka tarafından boylu boyunca yırttı. . . Kapının (hemen) yanında, kadının kocası ile karşılaştılar. . . (Kadın) dedi ki: "Karına kötülük yapmak isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka nedir?"
Ahmet Tekin = İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın asılıp Yûsuf’un gömleğini arkadan yırtmıştı. Kapıda kadının kocasıyla karşı karşıya geldiler. Kadın:'Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, kesinlikle zindana atılmak ve can yakıcı, inletici müthiş bir işkencedir' dedi.
Ahmet Varol = Kapıya doğru koşuştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. Tam kapının yanında kadının beyiyle karşılaştılar. Kadın: 'Ailene kötülük etmek isteyenin cezası zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka ne olabilir?' dedi.
Ali Bulaç = Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azabtan başka cezası ne olabilir?"
Ali Fikri Yavuz = (Yûsuf kurtulmak, kadın da onu yakalamak için) ikisi de kapıya kadar koştular. Kadın, onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında hanımın efendisine rastgeldiler. (Hanım efendisine) dedi ki: “- senin hanımına fenalık yapmak isteyenin cezası, ancak zindana atılmak veya acıklı bir azabdır (onu döğmektir). “
Ali Ünal = (Yusuf’un odadan çıkmaya yönelmesiyle birlikte) kapıya doğru koşuştular. (Yusuf’u yakalamaya çalışan hanım) O’nun gömleğini arkadan çekip yırttı. Kapının yanında hanımın beyiyle karşılaşıverdiler. Hanım atılıp, “Ailene kötülük yapmak isteyenin cezası zindana atılmak veya daha başka pek acı bir cezaya çarptırılmaktan başka ne olabilir?” dedi.
Bayraktar Bayraklı = İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: “Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!”
Bekir Sadak = Ikisi de kapiya kostu, kadin arkadan Yusuf'un gomlegini yirtti; kapinin onunde kocasina rastladilar. Kadin kocasina «Ailene fenalik etmek isteyen bir kimsenin cezasi ya hapis ya da can yakici bir azap olmalidir» dedi.
Celal Yıldırım = (O sebeple ikisi birden) kapıya doğru koştular; kadın onun gömleğini arkadan yırttı, derken kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın, «senin ailene kötülük yapmak isteyenin cezası ya zindandır, ya da elem verici bir azâb» dedi. (Ve Yûsuf'u mütecaviz olarak tanıtmaya çalıştı).
Cemal Külünkoğlu = (Kaçmak isteyen Yusuf önde olduğu halde) ikisi de kapıya doğru koştular. Kadın, onun gömleğini arkasından boylu boyunca yırttı. Derken kapının yanında efendisine (kadının kocasına) rast geldi. (Kadın hemen) dedi ki: “Ailene kötülük etmek isteyenin cezası; zindana atılmaktan veya acıklı bir azaptan başka ne olabilir?”
Diyanet İşleri (eski) = İkisi de kapıya koştu, kadın arkadan Yusuf'un gömleğini yırttı; kapının önünde kocasına rastladılar. Kadın kocasına 'Ailene fenalık etmek isteyen bir kimsenin cezası ya hapis ya da can yakıcı bir azab olmalıdır' dedi.
Diyanet Vakfi = İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında onun kocasına rastladılar. Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!
Edip Yüksel = Kapıya doğru koşuştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. Kapının yanında kadının beyiyle karşılaştılar. Kadın: 'Karına tecavüz etmek isteyen kişinin ya hapsedilmesi veya acı bir azapla cezalandırılması gerekmez mi,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır = İkisi bir kapıya koşuştular, hanım onun gömleğini arkasından yırttı, kapının yanında hanımın beyine rast geldiler, hanım; senin, dedi, ehline fenalık yapmak isteyenin cezası zindana konulmaktan veya elîm bir azâbdan başka nedir?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İkisi de kapıya koşuştular, hanım onun gömleğini arkasından yırttı ve kapının yanında hanımın beyine rastladılar. Hanım: «Senin karına fenalık yapmak isteyenin cezası, zindana konulmaktan veya acı bir azaptan başka ne olabilir?» dedi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İkisi de kapıya koştular. Hanım, onun gömleğini arkadan yırttı. Ve kapının yanında hanımın efendisiyle karşı karşıya geldiler. Hanım hemen dedi ki: «Senin eşine fenalık yapmak isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya acı bir azaba uğratılmaktan başka ne olabilir?»
Gültekin Onan = Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Ehline (ailene) kötülük isteyenin zindana atılmaktan veya acı bir azabtan başka cezası ne olabilir?"
Harun Yıldırım = İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: “Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azabtan başka cezası ne olabilir?”
Hasan Basri Çantay = İkisi de kapıya koşdular. O (kadın) bunun gömleğini arkasından boylu boyunca yırtdı. Kapının yanında (kadının) efendisine rast geldiler. (Kadın) dedi ki: «Zevcene kötülük etmek isteyenin cezası zindana atılmakdan, yahud acıklı bir azâbdan başka ne olabilir»?
Hayrat Neşriyat = Nihâyet (Yûsuf önde, ikisi de) kapıya doğru koşuştular; (kadın) onun gömleğini arkadan yırttı ve (derken) kapının yanında (kadının) beyi ile karşılaştılar. (Kadın hemen:)'Senin âilene kötülük etmek isteyenin cezâsı, zindana atılmaktan veya elemli bir azabdan başka ne olabilir?' dedi.
İbni Kesir = İkisi de kapıya koştular. Kadın, onun gömleğini arkasından boylu boyunca yırttı. Kapının yanında efendisine rast geldi. Kadın dedi ki: Ailene kötülük etmek isteyenin cezası; zindana atılmaktan veya acıklı bir azabdan başka ne olabilir?
Kadri Çelik = İkisi de kapıya koştular, kadın Yusuf'un gömleğini arkadan çekip yırttı. Kapının yanında kadının efendisine (kocasına) rastladılar. Kadın, “Ailene kötülük etmek isteyen bir kimsenin cezası ya hapis ya da elem verici bir azaptır” dedi.
Muhammed Esed = (Derken,) bunların her ikisi kapıya koştular; kadın arkadan (asılıp) o'nun gömleğini yırttı; ve (o an) kapıda kadının efendisini karşılarında buldular! Kadın: "Karın için kötülük düşünen birinin cezası, hapisten ya da en ağır ceza (neyse, on)dan başka ne olabilir?" diye üste çıktı.
Mustafa İslamoğlu = Ve kapıya koştular... Ve kadın onun gömleğini arkasından yırttı. Tam sırtına sarılacaktı ki, kadının beyiyle yüz yüze geldiler. Kadın dedi ki: "Senin karına kötülüğe kalkışan bir kişinin cezası hapsedilmekten ya da daha acı bir cezaya çarptırılmaktan başka ne olabilir ki!"
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve kapıya koşuverdiler ve kadın O'nun gömleğini arka tarafından çekip parçaladı. Ve kadının efendisine kapının yanında rastladılar. Dedi ki: «Senin ailene kötülük dileyen bir kimsenin cezası, zindana atılmasından veya acıklı bir azabtan başka nedir?»
Ömer Öngüt = İkisi de kapıya doğru koştular. Kadın Yusuf'un gömleğini arkadan boylu boyuna yırttı. Kapının önünde kocasına rastladılar. Kadın: “Senin âilene kötülük yapmak isteyenin cezâsı, zindana atılmaktan ya da acıklı bir şekilde işkence edilmekten başka bir şey midir?” dedi.
Şaban Piriş = İkisi de kapıya koştu. Kadın arkadan Yusuf’un gömleğini yırttı. Kapının önünde kocasına rastladılar. Kadın: -Senin eşine karşı kötü istekte bulunmanın cezası, hapisten veya şiddetli bir dayaktan başka nedir? dedi.
Sadık Türkmen = İkisi de kapıya koştular. Hanım, onun gömleğini arkadan yırttı. Ve kapının yanında hanımın efendisiyle karşı karşıya geldiler. Hanım hemen dedi ki: «Senin eşine fenalık yapmak isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya acı bir azaba uğratılmaktan başka ne olabilir?»
Seyyid Kutub = Her ikisi de -Yusuf önde, kadın peşinde olmak üzere- kapıya koştular. Kadın, Yusuf'un gömleğini arkasından yırttı; kapıda kadının kocası ile karşılaştılar. O sırada kadın, kocasına «Eşine kötülük etmek isteyenin cezası herhalde hâpsedilmekten ya da ağır işkenceye çarpılmaktan başka bir şey olamaz» dedi.
Suat Yıldırım = Derken, ikisi de kapıya doğru koşuştular. Kadın, Yusuf’un gömleğini arkadan yırttı. (Tam bu sırada) kapıda kadının kocasıyla karşılaştılar! Kadın hemen "Senin ailene kötü maksatla yaklaşanın cezası, zindana atılmaktan veya gayet acı bir azaptan başka ne olabilir?" dedi.
Süleyman Ateş = Kapıya doğru koşuştular. Kadın, Yûsuf'un gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında kadının bey'ine rastladılar. Kadın: "Senin âilene kötülük yapmak isteyenin cezâsı nedir? Zindana kapatılmak veya acı bir biçimde işkence edilmek değil midir?" dedi.
Tefhim-ul Kuran = Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: «Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acıklı bir azabtan başka cezası ne olabilir?»
Ümit Şimşek = Sonra kapıya koşuştular. Bu arada kadın onun gömleğini arkasından yırttı. Kapı önünde kadının kocasıyla karşılaştılar. Kadın dedi ki: 'Senin ailene kötülük yapmak isteyen birisinin hapisten veya acı bir azaptan başka bir cezası var mı?'
Yaşar Nuri Öztürk = İkisi birden kapıya koştular. Kadın onun gömleğini arkadan yırttı. Kapının yanında kadının beyi ile yüzyüze geldiler. Kadın seslendi: "Senin ailene kötülük düşünenin cezası nedir; hapsedilmek mi, acıklı bir işkence mi?"
İskender Ali Mihr = Ve ikisi de kapıya koştular. (Kadın) onun gömleğini arkadan (çekerek) yırttı. Ve kapının yanında onun (kadının) efendisi ile karşılaştılar. Ve (kadın) şöyle dedi: “Senin ehline (ailene) kötülük yapmak isteyen kimsenin cezası zindana atılmak veya acı (bir) azaptan başka nedir?”
İlyas Yorulmaz = Yusuf ve kadın kapıya koştu. Kadın arkasından gömleğini yakalayıp yırttı. Bunun arkasından kapının yanında kocası (efendisi) ile karşılaştılar. Kadın kocasına “Senin ev halkına (eşine) karşı kötü niyet besleyenin cezası, ya hapse atılması veya canını yakacak bir azapla azap edilmesi olmalıdır” dedi.