وَقَالُوا مَا هِيَ إِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَا إِلَّا الدَّهْرُ وَمَا لَهُم بِذَلِكَ مِنْ عِلْمٍ إِنْ هُمْ إِلَّا يَظُنُّونَ
Ve kâlû mâ hiye illâ hayâtuned dunyâ nemûtu ve nahyâ ve mâ yuhlikunâ illed dehr(dehru), ve mâ lehum bi zâlike min ilm(ilmin), in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
ve kâlû | : ve dediler |
mâ | : değil |
hiye | : o |
illâ | : ancak, den başka |
hayâtu-nâ | : bizim hayatımız |
ed dunyâ | : dünya |
nemûtu | : ölürüz |
ve nahyâ | : ve diriliriz |
ve mâ yuhliku-nâ | : ve bizi helâk etmez |
illâ ed dehru | : zamandan başka birşey |
ve mâ lehum | : ve onların yoktur |
bi zâlike | : bununla, bu konuda |
min ilmin | : ilimden |
in ... (illâ) | : yalnız, sadece |
hum | : onlar |
(in) ... illâ | : yalnız, sadece |
yezunnûne | : zanda bulunuyorlar |
Diyanet İşleri = Dediler ki: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.” Bu hususta onların bir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanda bulunuyorlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve dediler ki: Yaşayış, ancak bu dünyâdaki yaşayışımızdan ibâret, ölürüz ve diriliriz ve bizi zamândan başka bir şey öldürmez ve bu hususta bir bilgileri yoktur onların, yalnız zanna kapılmışlardır onlar.
Abdullah Parlıyan = Ahirete inanmayanlar hâlâ: “Bu dünyadaki hayatımızdan başka birşey yoktur, yaşarız, ölürüz. Bizi ancak zaman yok eder” derler. Fakat onların bu hususta gerçek bir bilgileri yoktur, onlar sadece zanna kapılmışlardır.
Adem Uğur = Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.
Ahmed Hulusi = Âhireti inkâr eden kâfirler bir de şöyle dediler: "Hayat, sadece bu dünyada yaşadığımız hayattan ibarettir: Ölürüz, yaşarız. Bizi yalnız zamanın akışı helâk eder." Aslında, buna dair hiçbir kesin bilgileri yoktur, onlar sadece zanlarıyla böyle söylüyorlar.
Ahmet Tekin = 'Hayat, ölümümüzle sonuçlanan, yalnızca yaşamakta olduğumuz dünya hayatından ibarettir. Bizi ancak, geçen zaman yokluğa sürükler.' dediler. Onların bu konuda ilmî verilere dayanan bir bilgileri yok. Onlar sadece böyle zannediyorlar.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Bu (hayat), dünya hayatımızdan başka bir şey değildir. Ölür ve yaşarız. Bizi zamandan başkası helak etmiyor.' Oysa onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zanda bulunuyorlar.
Ali Bulaç = Dediler ki: "(Bütün olup biten,) Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi 'kesintisi olmayan zaman' (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratmıyor." Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; yalnızca zannediyorlar.
Ali Fikri Yavuz = Hem (kıyameti inkar eden Mekke kâfirleri) şöyle dediler: Hayat ancak bizim bu dünya hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak dehir (zaman) helak eder. Halbuki onların buna dair, (kâinatın hareket ve hadiseleri hakkında) bir ilimleri de yoktur. Onlar sade zan peşinde koşarlar.
Ali Ünal = (Âhiret’i inkâr eden o inkârcılar, bir de) şöyle diyorlar: “Hayat, sadece yaşadığımız şu dünya hayatıdır. Kimimiz ölür, kimimiz yaşamaya devam eder, kimimiz dünyaya gelir ve bizi tabiî süreci içinde ancak zamanın akışı yok eder.” Oysa bu konuda onların dayandığı kesin hiçbir bilgi yoktur. Onlar sadece delilsiz varsayımda bulunmaktadırlar.
Bayraktar Bayraklı = Onlar, “Bizim dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur. Dünyaya geldiğimiz gibi ölürüz. Bizi ancak zaman yok eder” derler. Fakat onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece öyle zannediyorlar.
Bekir Sadak = «Hayat, ancak bu dunyadaki hayatimizdir. Oluruz ve yasariz; bizi ancak zamanin gecisi yokluga surukler» derler. Onlarin bu hususta bir bilgisi yoktur, sadece boyle sanirlar.
Celal Yıldırım = Onlar dediler ki: «Bizim ancak dünya hayatımızdır; ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman (aşındırıp) yok eder.» Onların bu hususta bir bilgisi yoktur; onlar sadece öyle sanırlar.
Cemal Külünkoğlu = Ve dediler ki: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz de yaşarız da. Bizi ancak zaman yok eder.” Bu hususta onların bir bilgisi yoktur. Onlar sadece tahmin yürütüyorlar.
Diyanet İşleri (eski) = 'Hayat, ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak zamanın geçişi yokluğa sürükler' derler. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur, sadece böyle sanırlar.
Diyanet Vakfi = Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. Bu hususta onların hiçbir bilgisi de yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar.
Edip Yüksel = Onlar derler ki, 'Biz sadece dünya hayatında yaşarız. Yaşarız, ölürüz ve bizi zamandan başkası yok etmez.' Onların bu konuda bir bilgisi yoktur. Onlar sadece zannediyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hem dediler ki o hayat sırf bizim Dünya hayatımızdan ıbarettir ölürüz ve yaşarız ve bizi ancak dehir helâk eder, halbuki buna dâir bir ılimleri yoktur, onlar sâde zannederler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hem dediler ki: «O hayat ancak bizim şu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman yok eder.» Halbuki bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar sadece zannederler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hem müşrikler dediler ki: «Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak geçen zaman yokluğa sürükler.» Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece böyle zannederler.
Gültekin Onan = Dediler ki: "(Bütün olup biten,) Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi 'kesintisi olmayan zaman' (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratmıyor." Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; yalnızca zannediyorlar.
Harun Yıldırım = Dediler ki: “Bu, dünya hayatımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz. Bizi kesintisi olmayan zamandan başkası helak etmiyor.” Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur; yalnızca zannediyorlar.
Hasan Basri Çantay = Dediler ki: «Bu (hayât) dünyâ hayâtımızdan başka (bir şey) değildir. Ölüyoruz, yaşıyoruz. Bizi o sürekli zamandan başkası helak etmez». Halbuki onların buna dâir de hiçbir bilgisi yokdur. Onlar (başka değil) sâde (öyle) sanıyorlar.
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki (onlar): 'O (hayat), ancak bizim bu dünya hayâtımızdır; (burada) ölürüz ve(burada) yaşarız; hem bizi ancak zaman helâk eder!' dediler. Hâlbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Doğrusu onlar ancak zanda bulunuyorlar.
İbni Kesir = Hayat; ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak Dehr helak eder, dediler. Oysa onların bu konuda bilgileri yoktur. Başka değil, onlar sadece zannediyorlar.
Kadri Çelik = Dediler ki: “(Bütün her şey) Bu dünya hayatımızdan başkası değildir. (kimimiz) Ölürüz ve (kimimiz de) diriliriz, bizi zamanın geçişinden başkası yıkıma uğratmaz.” Oysa onların bununla ilgili hiç bir bilgileri yoktur, onlar yalnızca zannediyorlar.
Muhammed Esed = Onlar hala: "Bu dünyadaki hayatımızdan başka bir şey yok!" derler, "Dünyaya geldiğimiz gibi ölürüz ve bizi ancak zaman yok eder". Fakat onların bu konuda hiçbir bilgileri yok, onlar sadece zannederler.
Mustafa İslamoğlu = Bir de kalkıp dediler ki: "Hayat sadece dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz, zira (bir kez) hayata gelmiş bulunuruz; ve bizi sadece zaman yok eder. Ama onlar bu hususta hiçbir bilgiye sahip değiller, onlar sadece (önyargıya dayalı bir) zanna sahiptirler.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve dediler ki: «Bu, bizim dünya hayatımızdan başka değildir, ölürüz ve diriliriz ve bizi dehrden başkası helâk etmez.» Halbuki, onlar için buna dâir bir bilgi yoktur. Onlar başka değil, ancak zanneder dururlar.
Ömer Öngüt = Ve dediler ki: "Hayat ancak bu dünyadaki hayatımızdan ibarettir. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder. " Halbuki onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Onlar ancak zanda bulunuyorlar.
Şaban Piriş = -Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Ölürüz ve yaşarız. Bizi zamandan başka bir şey yok etmez, derler. Onların bu konuda bir bilgileri yoktur. Onlar, yalnızca zannederler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Hayat, sadece bu dünya hayatımızdır! Ölürüz ve yaşarız. Bizi zamandan başkası yok etmiyor!” Oysa bu konuda onların hiçbir ilimleri yoktur. Onlar sadece zannediyorlar/tahmin yürütüyorlar.
Seyyid Kutub = «Hayat, ancak bu dünyadaki hayatımızdır. Ölürüz ve yaşarız; bizi ancak zaman yok eder» derler. Onların bu hususta bir bilgisi yoktur; sadece böyle zannederler.
Suat Yıldırım = Âhireti inkâr eden kâfirler bir de şöyle dediler: "Hayat, sadece bu dünyada yaşadığımız hayattan ibarettir: Ölürüz, yaşarız. Bizi yalnız zamanın akışı helâk eder." Aslında, buna dair hiçbir kesin bilgileri yoktur, onlar sadece zanlarıyla böyle söylüyorlar.
Süleyman Ateş = Dediler ki: "Ne varsa dünyâ hayâtımızdır, başka bir şey yoktur. Ölürüz, yaşarız. Bizi zamandan başkası helâk etmiyor." Fakat onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece zannediyorlar.
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «(Bütün olup biten,) Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, ölürüz ve diriliriz; bizi 'kesintisi olmayan zaman' (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratmıyor.» Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; onlar, yalnızca zannediyorlar.
Ümit Şimşek = Dediler ki: 'Birtek dünya hayatımız var. Yaşarız ve ölürüz. Bizi helâk eden de zamandır.' Oysa onların bu konuda bilgileri yoktur; sadece tahmin yürütüyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler ki: "Şu dünya hayatımızdan başkası yok. Ölüyoruz, diriliyoruz. Bizi zamandan başkası helâk etmiyor." Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur. Sadece sanıda bulunuyorlar.
İskender Ali Mihr = Ve: “O (hayat), dünya hayatımızdan başka birşey değildir, ölürüz ve diriliriz. Ve bizi dehrden (zamandan) başka birşey helâk edemez.” dediler. Ve onların bu konuda ilimden (nasipleri) yoktur. Onlar sadece zanda bulunurlar.
İlyas Yorulmaz = Onlar “Bizim için yalnızca dünya hayatı vardır. Dünyada ölür, dünyada yaşarız. Bizi yok edecek olan, yalnızca zamandır” derler. Onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yok, yalnızca öyle zannediyorlar.