إِنِّي إِذًا لَّفِي ضَلاَلٍ مُّبِينٍ
İnnî izen le fî dalâlin mubîn(mubînin).
Diyanet İşleri = “O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.”
Abdulbaki Gölpınarlı = O vakit şüphe yok ki apaçık bir sapıklık içinde kalırım elbet.
Abdullah Parlıyan = Bu ilahlara ibadet ettiğim takdirde, gerçekten ben, büyük bir yanılgı içine ve apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum.
Adem Uğur = İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum.
Ahmed Hulusi = "O takdirde muhakkak ki ben apaçık bir dalâlet içinde olurum!"
Ahmet Tekin = 'İşte o zaman ben, apaçık bir dalâlete, bir yanılgıya düşmüş olurum.'
Ahmet Varol = O takdirde ben apaçık bir sapıklık içinde olurum.
Ali Bulaç = "O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum."
Ali Fikri Yavuz = Şüphe yok ki, o takdirde ben, apaçık bir sapıklık içindeyim.
Ali Ünal = “Kaldı ki, (eğer başka ilâhlar edinecek olsam), o takdirde apaçık bir sapıklığın içine yuvarlanmış olurum.
Bayraktar Bayraklı = “Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim.”
Bekir Sadak = Dogrusu o takdirde apacik bir sapiklik icinde olurum.»
Celal Yıldırım = O takdirde ben, mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.
Cemal Külünkoğlu = “(Eğer böyle yaparsam) o vakit ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.”
Diyanet İşleri (eski) = 'Doğrusu o takdirde apaçık bir sapıklık içinde olurum.'
Diyanet Vakfi = «İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum.»
Edip Yüksel = 'O zaman tümüyle sapıtmış olurum.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Şübhesiz ben o vakıt açık bir dalâl içindeyim
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Şüphesiz ben, o takdirde açık bir sapıklık içindeyimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum.»
Gültekin Onan = "O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olurum."
Harun Yıldırım = "İşte o zaman ben apaçık bir sapıklığın içine gömülmüş olurum."
Hasan Basri Çantay = «Şübhesiz ben o takdîrde mutlak apaçık bir sapıklık içindeyim (demek) dir».
Hayrat Neşriyat = 'Şübhesiz ki o zaman ben, elbette apaçık bir dalâlet içinde olurum.'
İbni Kesir = O takdirde ben de gerçekten apaçık bir sapıklık içerisinde olurum.
Kadri Çelik = “O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum.”
Muhammed Esed = işte o zaman ben apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum!"
Mustafa İslamoğlu = Elbet o zaman ben, apaçık bir sapıklığa düşmüş olurum.
Ömer Nasuhi Bilmen = «Muhakkak ki, ben o vakit apaçık bir sapıklıkta bulunmuş olurum.»
Ömer Öngüt = "O takdirde ben de gerçekten apaçık bir sapıklık içinde olurum. "
Şaban Piriş = Üstelik ben o zaman apaçık sapıklıkta olurum.
Sadık Türkmen = Işte o zaman ben apaçık bir sapıklık içinde olurum.
Seyyid Kutub = O takdirde apaçık bir sapıklık içinde olurum.
Suat Yıldırım = "O durumda ben, besbelli bir sapıklıkta olurum."
Süleyman Ateş = "O takdirde ben, apaçık bir sapıklık içinde olurum."
Tefhim-ul Kuran = «O durumda ise, gerçekten ben apaçık bir sapıklık içinde olmuş olurum.»
Ümit Şimşek = 'O zaman ben apaçık bir aldanış içinde olurum.
Yaşar Nuri Öztürk = "Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."
İskender Ali Mihr = Eğer öyle olsaydı (putlara tapsaydım) muhakkak ki ben, mutlaka apaçık dalâlette olurdum.
İlyas Yorulmaz = “O zaman bende açıkça sapıklık etmiş olurum. ”