Önceki Ayet Sonraki Ayet  
43. Sûre Zuhruf/22

 بَلْ قَالُوا إِنَّا وَجَدْنَا آبَاءنَا عَلَى أُمَّةٍ وَإِنَّا عَلَى آثَارِهِم مُّهْتَدُونَ

  Bel kâlû innâ vecednâ âbâenâ alâ ummetin ve innâ alâ âsârihim muhtedûn(muhtedûne).

Kelime Karşılaştırma
bel : hayır
kâlû : dediler
innâ : muhakkak ki biz
vecednâ : bulduk
âbâe-nâ : bizim babalarımız, atalarımız
alâ : üzerinde
ummetin : bir ümmet, dîn
ve innâ : ve muhakkak ki biz
alâ : üzerinde
âsâri-him : onların izleri
muhtedûne : hidayete erenler
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = Hayır! Onlar sadece, “Şüphesiz biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk ve biz onların izlerinden gitmekteyiz” dediler.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Hayır, şüphe yok ki dediler, biz atalarımızı bir dîne, bir inanca sâhip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izini izlemede, o yola gitmedeyiz.

 Abdullah Parlıyan = Hayır! “Biz atalarımızı belli bir inanç üzerinde bulduk ve ancak onların izinden giderek doğru yolu buluyoruz” derler.

 Adem Uğur = Hayır! "Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz" derler.

 Ahmed Hulusi = Bilakis, dediler ki: "Biz atalarımızı bu din anlayışında bulduk; biz onların eserleri (şartlandırmaları - genleri) doğrultusunda doğru yolu bulanlarız. "

 Ahmet Tekin = Hayır, onlar sadece:'Biz, babalarımızı, veraseten sahip oldukları bir dinî geleneği yaşarlarken, işleyen müesseseleri varken gördük. Biz de, onların izlerinde yürüyerek doğru yola girdik.' dediler.

 Ahmet Varol = Hayır onlar: 'Doğrusu atalarımızı bir din üzere bulduk biz de şimdi onların izleri üzere doğru yolda gidiyoruz' dediler.

 Ali Bulaç = Hayır; dediler ki: "Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz."

 Ali Fikri Yavuz = Hayır (onların aklî ve naklî hiç bir delilleri yoktur, ancak) şöyle dediler: “- Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de onların izlerince giderek hidayet buluruz.”

 Ali Ünal = Hayır, (kendilerine verilmiş bir Kitaba dayandıkları da yok.) Sadece şunu diyorlar: “Biz, babalarımızı bu inanç ve uygulama üzerinde toplanmış bulduk; dolayısıyla biz de, onların izinden gidiyoruz.”

 Bayraktar Bayraklı = Hayır! Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk; biz de onların izinden gidiyoruz, derler.[530]

 Bekir Sadak = Hayir; «Dogrusu Biz babalarimizi bir din uzerinde bulduk, biz de onlarin izlerinden gitmekteyiz» derler.

 Celal Yıldırım = Hayır, şüphesiz ki biz babalarımızı bir din ve inanç üzerinde bulduk. Onların izleri üstünde giderek yolumuzu bulduk, (derler).

 Cemal Külünkoğlu = Hayır! Onlar sadece: “Şüphesiz ki biz, babalarımızı bir din (bir yol) üzerinde bulduk ve biz onların izinden gidiyoruz” dediler.

 Diyanet İşleri (eski) = Hayır; 'Doğrusu Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerinden gitmekteyiz' derler.

 Diyanet Vakfi = Hayır! «Sadece, biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» derler.

 Edip Yüksel = Hayır, 'Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk ve biz onların öğretilerini izliyoruz,' dediler.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır, şöyle dediler: bizler, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk, biz de onların izlerince giderek murada ireriz

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır! Hayır, şöyle dediler: «Bizler atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerince giderek murada ereriz.»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır, onlar sadece: «Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz.» dediler.

 Gültekin Onan = Hayır, dediler ki: "Gerçekten atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz."

 Harun Yıldırım = Hayır; dediler ki: “Gerçekten atalarımızı bir din üzere bulduk ve doğrusu biz onların izleri üstünde doğru olana yönelmişleriz.”

 Hasan Basri Çantay = Bil'akis (şöyle) dediler: «Gerçek biz atalarımızı bir ümmet (bir dîn) üzerinde bulduk. Biz de hakîkaten onların izleri üstünden doğruya erdirilmişleriz».

 Hayrat Neşriyat = Hâyır! (Onlar) şöyle dediler: 'Doğrusu biz, atalarımızı bir din üzere bulduk ve elbette biz, onların izlerinde (olmakla) hidâyeti bulanlarız.'

 İbni Kesir = Hayır, dediler ki: Doğrusu biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinden gitmekteyiz.

 Kadri Çelik = Hayır, dediler ki: “Şüphesiz biz, babalarımızı (bizi terbiye eden âlimlerimizi) bir ümmet (din) üzerinde bulduk ve doğrusu onların izleri üzerinde (yürüyüp) doğru yolu bulmuşlarız.”

 Muhammed Esed = Hayır! Ama şöyle derler: "Biz atalarımızı (belli) bir inanç üzerinde bulduk ve ancak onların izinden giderek doğru yolu buluruz!"

 Mustafa İslamoğlu = Ama hayır! Onlar, "Atalarımızı geleneksel bir inanç üzerinde bulduk; kesinlikle biz de onların izinden giderek doğru yolu bulabiliriz" diyorlar.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Hayır. Dediler ki: «Şüphe yok, biz babalarımızı büyük bir tarikat üzere bulduk. Muhakkak ki, biz de onların izleri üzerinde (yürüyüp) doğru yolu bulmuşlarız.»

 Ömer Öngüt = Hayır! Onlar derler ki: "Doğrusu biz atalarımızı bu din üzerinde bulduk ve biz de onların izlerinde gitmekteyiz. "

 Şaban Piriş = Bilakis şöyle dediler: -Biz, atalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izinde dosdoğru gitmekteyiz.

 Sadık Türkmen = Hayır, aksine, dediler ki: “Biz atalarımızı bir yol üzerinde bulduk, şüphesiz biz de onların izlerinde dosdoğru gidiyoruz.”

 Seyyid Kutub = Hayır! Sadece «Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, biz de onların izinde gidiyoruz» dediler.

 Suat Yıldırım = Hayır! Ne bilgileri var, ne kitapları! Sadece şöyle derler:"Biz babalarımızı bir dine bağlanmış gördük. Biz de onların izlerinden gidiyoruz."

 Süleyman Ateş = Hayır, (ne bilgileri var, ne de Kitâpları). Sadece: "Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerinde gidiyoruz" dediler.

 Tefhim-ul Kuran = Hayır; dediler ki: «Gerçek şu ki biz, atalarımızı bir ümmet üzerinde bulduk ve doğrusu biz onların izleri (eserleri) üstünde doğru olana (hidayete) yönelmiş (kimse)leriz.»

 Ümit Şimşek = Hayır. Sadece diyorlar ki: 'Biz atalarımızı bir din üzerinde bulduk; onların izinden gidiyoruz.'

 Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, sadece şunu söylemişlerdir: "Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerini izleyerek biz de doğruya ve güzele varacağız."

 İskender Ali Mihr = Hayır, (onlar) dediler ki: “Gerçekten biz, babalarımızı bir ümmet (dîn) üzerinde bulduk. Ve muhakkak ki biz, onların izi üzerinde hidayete erenleriz.”

 İlyas Yorulmaz = Hayır! Tam tersine, onlar “Biz atalarımızı bu inançlar üzerinde bulduk ve bizde onların bu yollarını (izlerini) takip edenleriz” derler.