Önceki Ayet Sonraki Ayet  
20. Sûre Tâ-Hâ/22

 وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاء مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَى

  Vadmum yedeke ilâ cenâhıke tahruc beydâe min gayri sûin âyeten uhrâ.

Kelime Karşılaştırma
vadmum : ve koy
yede-ke : elini
ilâ cenâhı-ke : yan tarafına
tahruc : çıkar
beydâe : beyaz olarak (nurlu olarak)
min gayri : olmaksızın
sûin : sui, kusurlu
âyeten : bir âyet, mucize
uhrâ : başka
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (22-23) “Sana büyük mucizelerimizden birini daha göstermemiz için elini koynuna sok ki bir başka mucize olarak, (alaca hastalığı gibi) bir hastalık sebebiyle olmaksızın bembeyaz bir hâlde çıksın.”

 Abdulbaki Gölpınarlı = Elini koynuna sok da bir hastalık yüzünden olmamak şartıyla bembeyaz çıksın; bu da bir başka delil sana.

 Abdullah Parlıyan = Elini koynuna sok, bir başka mucize olarak kusursuz, bembeyaz çıksın.

 Adem Uğur = Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.

 Ahmed Hulusi = Elini yenine sok da hiçbir organik bozukluk sonucu olmaksızın bir başka mucize olarak ak bir parıltı ile geri çıksın.

 Ahmet Tekin = 'Elini koltuğunun altına sok. Kusurla ilgisi olmayan, ışıl ışıl, bembeyaz bir el ortaya çıksın. Bu da diğer bir mûcize.'

 Ahmet Varol = Elini yanına sok. Bir hastalık olmadan, başka bir mucize olarak, bembeyaz çıksın.

 Ali Bulaç = "Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın."

 Ali Fikri Yavuz = Bir de, diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.

 Ali Ünal = “Şimdi de elini koynuna sok; bir başka âyet (mucize) olarak hiç pürüzsüz ve kusursuz, parlak mı parlak çıkacaktır o.

 Bayraktar Bayraklı = “Elini koynuna sok, bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz çıksın.”

 Bekir Sadak = (21-23) Allah: «Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna cevirecegiz. Daha buyuk mucizelerimizi sana gostermemiz icin elini koltugunun altina koy da, diger bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz ciksin» dedi.*

 Celal Yıldırım = Elini koltuğuna sok, diğer bir mu'cize olarak o kusursuz bembeyaz ışıl ışıl olarak çıksın.

 Cemal Külünkoğlu = “Elini koynuna sok, bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz çıksın.”

 Diyanet İşleri (eski) = (21-23) Allah: 'Onu al, korkma; biz onu yine eski durumuna çevireceğiz. Daha büyük mucizelerimizi sana göstermemiz için elini koltuğunun altına koy da, diğer bir mucize olarak, kusursuz, bembeyaz çıksın' dedi.

 Diyanet Vakfi = Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.

 Edip Yüksel = 'Bir başka delil olarak, elini koltuğunun altına koy; lekesiz bembeyaz olarak çıksın.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = Bir de elini koynuna sok, çıksın bembeyaz bir afetsiz diğer bir âyet olarak

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = «Bir de elini koynuna sok ki, diğer bir mucize olarak kusursuz bembeyaz çıksın!

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Bir de diğer bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.»

 Gültekin Onan = "Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir ayet olarak bembeyaz bir durumda çıksın."

 Harun Yıldırım = Bir de elini koltuğunun altına sok ki, bir başka mucize olmak üzere o, kusursuz ve lekesiz beyazlıkta çıksın.

 Hasan Basri Çantay = «Bir de elini koynuna sok da, diğer bir mu'cize olmak üzere, o, ayıbsız ve bembeyaz bir halde çıkıversin».

 Hayrat Neşriyat = 'Ve elini yanına (koltuğunun altına) sok! Başka bir mu'cize olmak üzere, kusursuz bembeyaz (parlayan ve nûr saçan bir el) olarak çıksın!'

 İbni Kesir = Elini de koltuğunun altına koy ki; diğer bir mucize olarak kusursuz, bembeyaz çıksın.

 Kadri Çelik = “Elini koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.”

 Muhammed Esed = "Şimdi de elini koynuna sok: herhangi bir uğursuzluğun değil, (Bizim rahmetimizin) başka bir işareti olarak bembeyaz (ışıldayarak) çıkacaktır;

 Mustafa İslamoğlu = "Şimdi de elini koynuna sok! Her tür kusurdan arınmış olarak, bir başka mucize olarak bembeyaz çıkacaktır;

 Ömer Nasuhi Bilmen = «Ve elini koltuğunun altına sok, başka bir mucize olarak ayıpsız bir halde bembeyaz olarak çıkıversin.»

 Ömer Öngüt = “Elini koynuna sok, diğer bir mucize olarak kusursuz bembeyaz çıksın. ”

 Şaban Piriş = Elini koynuna sok, bir başka mucize olarak kusursuz, bembeyaz çıksın.

 Sadık Türkmen = Elini koltuğunun altına sok, bir leke/kusur olmaksızın bembeyaz çıksın; başka bir ayet/mucize olarak!

 Seyyid Kutub = Elini yenine sok da hiçbir organik bozukluk sonucu olmaksızın bir başka mucize olarak ak bir parıltı ile geri çıksın.

 Suat Yıldırım = Bir de elini koynuna sok! Bir başka mûcize olarak çıkar onu hiç pürüzsüz, parlak mı parlak!

 Süleyman Ateş = "Elini böğrüne sok; bir hastalık olmadan, ayrı bir mu'cize olarak bembeyaz bir durumda çıksın."

 Tefhim-ul Kuran = «Elini de koltuğuna sok, bir hastalık olmadan, başka bir mucize (ayet) olarak bembeyaz bir durumda çıksın.»

 Ümit Şimşek = 'Şimdi elini koynuna sok; bir başka mucize olarak, o da hiç kusursuz, bembeyaz parlar halde çıksın.

 Yaşar Nuri Öztürk = "Bir de elini koynuna sok! Bir başka mucize olarak lekesiz, bembeyaz bir halde çıksın."

 İskender Ali Mihr = Elini, (koynunun) yan tarafına koy (sok). Başka bir âyet (mucize) olarak, kusursuz (lekesiz) ve beyaz (nurlu) olarak çıkar.

 İlyas Yorulmaz = “Elçiliğine başka bir delil (ayet) olması için elini koynuna sok, elin bembeyaz lekesiz olarak çıksın”