وَلَمَّا بَلَغَ أَشُدَّهُ آتَيْنَاهُ حُكْمًا وَعِلْمًا وَكَذَلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِنِينَ
Ve lemmâ belega eşuddehû âteynâhu hukmen ve ilmâ(ilmen), ve kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne)."
ve lemma | : ve olduğu zaman |
belega | : erişti, ulaştı |
eşudde-hu | : kemâl, olgun çağına, en kuvvetli çağına |
âteynâ-hu | : ona verdik |
hukmen | : hüküm (hakimiyet, hüküm sahibi olma yetkisi, hikmet) |
ve ilmen | : ve ilim |
ve kezâlike | : ve işte böyle |
neczî | : ödüllendiririz, mükâfat veririz, ceza (karşılık) veririz |
el muhsinîne | : muhsinler |
Diyanet İşleri = Olgunluk çağına erişince, ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz, iyi davrananları böyle mükâfatlandırırız.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ergenlik çağına girince ona hükmetme kabiliyeti ve bilgi verdik ve işte iyilik edenleri böyle mükâfatlandırırız.
Abdullah Parlıyan = Derken, ergenlik çağını aştığı zaman eğriyi doğruyu ayırmaya yetecek keskin bir muhakeme gücü ve derin bir kavrayış yeteneği bahşettik ona. İyilik yapanları, biz işte böyle ödüllendiririz.
Adem Uğur = (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.
Ahmed Hulusi = (Yusuf) aklını kullanacak yaşa erdiğinde, Ona hüküm ve ilim verdik. Muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Ahmet Tekin = O erginlik, yiğitlik çağına-onsekiz yaşına gelince, ona hükümranlık, yargı ve icra yetkisi, şeriat ve ilim verdik. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, idarecileri, mü’minleri, işte biz böyle mükâfatlandırırız.
Ahmet Varol = O erginlik çağına erişince kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Ali Bulaç = Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Ali Fikri Yavuz = Yûsuf tam kemal çağına ( veya yaşına) varınca, kendisine hikmet ve ilim verdik (ilimle amel, dinde de anlayış bahşettik). İşte biz, güzel iş yapanlara böyle mükâfat veririz.
Ali Ünal = Derken Yusuf, tam ergenlik ve temyiz çağına ulaştı ve kendisine manevî sahada hakimiyet, bütün meselelerde doğru ve yerinde karar verebilme ve doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edebilme kabiliyetiyle birlikte (bir tür) ilim bahşettik. Kendilerini iyiliğe adamış, daima Allah’ı görüyormuşçasına ve Allah’ın kendilerini gördüğünün şuuru içinde davrananları işte böyle mükâfatlandırırız.
Bayraktar Bayraklı = Yûsuf ergenlik çağına erişince, ona hüküm ve ilim verdik. İşte, güzel davrananları biz böyle ödüllendiririz.
Bekir Sadak = Erginlik cagina erince ona hikmet ve bilgi verdik. Iyi davrananlari boyle mukafatlandiririz.
Celal Yıldırım = Olgunluk çağına erişince ona hikmetle hükmetme becerisi ve ilim verdik. Ve işte iyiliği, yardımseverliği huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.
Cemal Külünkoğlu = (Yusuf) olgunluk çağına erişince ona hikmetle hükmetme becerisi ve ilim verdik. Ve işte iyiliği, güzel davranmayı huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri (eski) = Erginlik çağına erince ona hikmet ve bilgi verdik. İyi davrananları böyle mükafatlandırırız.
Diyanet Vakfi = (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik. İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız.
Edip Yüksel = Büyüyüp erginleşince ona bilgelik ve bilgi verdik. Güzel davrananları böyle ödüllendiririz.
Elmalılı Hamdi Yazır = Vaktâ ki kıvamına irdi biz ana bir huküm ve bir ılim bahşettik ve işte muhsinlere böyle karşılık veririz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Kıvamına geldiği zaman, Biz ona bir nüfuz ve peygamberlik bilgisi verdik. işte Biz, iyi hareket edenlere böyle karşılık veririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O, tam erginlik çağına gelince, kendisine ilim ve hüküm verdik. İşte biz, güzel iş yapanları böyle mükafatlandırırız.
Gültekin Onan = Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Harun Yıldırım = Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, muhsinleri böyle ödüllendiririz.
Hasan Basri Çantay = O, tam erginlik çağına girince kendisine hüküm ve ilim verdik, işte iyi hareket eden insanları biz böyle mükâfatlandırırız.
Hayrat Neşriyat = Nihâyet (Yûsuf’un) gücü kemâle erince, (biz) ona hikmet ve ilim verdik. İşte iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
İbni Kesir = Ergenlik çağına gelince; ona hüküm ve ilim verdik. İşte böyle mükafaatlandırırız Biz, ihsan edenleri.
Kadri Çelik = O, kemal çağına geldiğinde kendisine hikmet ve bilgi verdik. İhsan sahiplerini işte böyle mükâfatlandırırız.
Muhammed Esed = Derken, ergenlik çağını aştığı zaman (eğriyi doğruyu ayırmaya yetecek) keskin bir muhakeme gücü ve (derin) bir kavrayış yeteneği bahşettik o'na: iyilik yapanları Biz işte böyle ödüllendiririz.
Mustafa İslamoğlu = Artık olgunluk çağına erince ona bir muhakeme yeteneği ve bilgi (yöntemi) bahşettik: Zira Biz iyilik yapanları işte böyle ödüllendiririz.
Ömer Nasuhi Bilmen = Vaktâ ki ergenlik çağına erişti, O'na bir hüküm ve bir ilim verdik ve işte muhsin olanları öylece mükâfaatlandırırız.
Ömer Öngüt = Erginlik çağına erince ona hikmet ve ilim verdik. İşte biz güzel hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız.
Şaban Piriş = Erginlik çağına ulaşınca ona hikmet ve ilim verdik. İyileri işte böyle ödüllendiririz.
Sadık Türkmen = Yusuf, güç ve kuvvetine ulaşınca; kendisine Hikmet/problem çözme bilimi ve İlim (doğruluğu ispat edilmiş kesin bilgi) verdik. İyi davrananları, işte böyle mükâfatlandırırız.
Seyyid Kutub = Yusuf ergenlik çağına erince kendisine hikmet ve bilgi bağışladık. Biz iyi davranışlıları işte böyle ödüllendiririz.
Suat Yıldırım = O kemâl çağına geldiğinde kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte güzel iş yapanlara biz böyle karşılık veririz.
Süleyman Ateş = (Yûsuf), kuvvetli çağına erişince ona hüküm ve ilim verdik. İşte biz, güzel hareket edenleri böyle mükâfâtlandırırız.
Tefhim-ul Kuran = Erginlik çağına erişince, kendisine hüküm ve ilim verdik. İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.
Ümit Şimşek = Yusuf olgunluk çağına erişince, ona hüküm ve ilim verdik. İyilik yapan ve iyi kulluk edenleri Biz böyle ödüllendiririz.
Yaşar Nuri Öztürk = Yûsuf gerekli olgunluğa ulaşınca ona hükmetme yeteneği ve ilim verdik. Güzel düşünüp güzel davrananları biz işte böyle ödüllendiririz.
İskender Ali Mihr = Ve en kuvvetli çağına ulaştığı (bulûğa erdiği) zaman ona hüküm (hikmet) ve ilim verdik. Muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.
İlyas Yorulmaz = Yusuf ergenlik çağına geldiğinde, ona hüküm verecek yetki ve ilim verdik. Biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.