Önceki Ayet Sonraki Ayet  
26. Sûre Şu’arâ/218

 الَّذِي يَرَاكَ حِينَ تَقُومُ

  Ellezî yerâke hîne tekûm(tekûmu).

Kelime Karşılaştırma
ellezî : ki o
yerâ-ke : seni görür
hîne : o zaman, olduğu zaman
tekûmu : sen kıyam ediyorsun
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = (217-219) Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Öylesine mâbut ki namaza kalktığın zaman da seni görür.

 Abdullah Parlıyan = O ki, gece namazına kalktığın zaman, seni görüyor.

 Adem Uğur = O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.

 Ahmed Hulusi = Ki O, işlevine kalktığında seni görür. . .

 Ahmet Tekin = O, namaza başlarken, yalnız başına ibadet ederken, bir işe girişirken, görevini yaparken, yatağından ve bir meclisten kalkarken, meydanlarda mücadele ederken seni görendir.

 Ahmet Varol = Ki O (namaza) kaltkığında seni görmektedir.

 Ali Bulaç = O, kıyam ettiğin zaman seni görüyor.

 Ali Fikri Yavuz = O Allah’dır ki, namaza kalktığın zaman seni görüyor,

 Ali Ünal = O seni, Kendisi’ne ibadet için namaza dururken gördüğü gibi, her zaman O’nun emirlerini yerine getirmeye âmade bulunduğunu da görüyor.

 Bayraktar Bayraklı = (217-219) Namaza kalktığında ve secde edenlerle birlikte dolaştığında seni gören güçlü ve merhametli olan Allah'a güven!

 Bekir Sadak = (217-22) 0 Senin kalkip namaz kilanlar arasinda bulundugunu goren, guclu ve merhametli olan Allah'a guven. Dogrusu O isitir ve bilir.

 Celal Yıldırım = (218-219) O Allah ki, seni ayakta durduğun halde de, secde edenler arasında dolaştığın durumda da görüyor.

 Cemal Külünkoğlu = (218-219) O (Allah) ki, namaza durduğunda seni görüyor. Secde edenler arasında dolaşmanı da (görüyor).

 Diyanet İşleri (eski) = (217-220) Senin kalkıp namaz kılanlar arasında bulunduğunu gören, güçlü ve merhametli olan Allah'a güven. Doğrusu O işitir ve bilir.

 Diyanet Vakfi = O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.

 Edip Yüksel = O ki (ibadet ve düşünme için) kalktığın/uyandığın zaman seni görür.

 Elmalılı Hamdi Yazır = O ki görüyor kıyam ettiğin vakıt seni

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O ki, (namaza) kalktığın vakit seni görüyor

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.

 Gültekin Onan = O, kıyam ettiğin zaman seni görüyor.

 Harun Yıldırım = O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.

 Hasan Basri Çantay = (218-219) (Öyle mutlak gaalib, öyle çok esirgeyici) ki O, (namaza) kıyam etdiğin vakit seni ve secde edenler içinde dolaşmanı (dâima) görendir.

 Hayrat Neşriyat = O ki, (gece ibâdet için) kalktığın zaman seni görür!

 İbni Kesir = Görür O seni, kalktığında.

 Kadri Çelik = O (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.

 Muhammed Esed = O ki senin (O'nun yolunda tek başına) ayakta kalmaya çalıştığını da görmektedir,

 Mustafa İslamoğlu = Ki O kıyam ettiğin vakit seni görmektedir;

 Ömer Nasuhi Bilmen = O ki, seni kıyam ettiğin vakit görüyor.

 Ömer Öngüt = O ki, (gece namaza) kalktığında seni görür.

 Şaban Piriş = (218-219) O, seni (namaza) kalktığın zaman da; secde edenler ile (secdeye) yatıp kalktığın zaman da görür.

 Sadık Türkmen = O (Allah) ki; seni (tek başına) uyanıp (ibadet/dua/düşünmek için) kalktığın zaman (da) görür.

 Seyyid Kutub = O seni namaza durduğunda görür.

 Suat Yıldırım = (218-220) Sen yolunda kaim olurken, namaza dururken de, O seni elbette görüyor. Secde edenler, ibadet edenler arasında dolaşmalarını da görüyor. Çünkü her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla bilen O’dur.

 Süleyman Ateş = O, seni görür; Namaza durduğun zaman,

 Tefhim-ul Kuran = O, kıyam ettiğin zaman seni görmektedir.

 Ümit Şimşek = Namaza kalktığında da O seni görür,

 Yaşar Nuri Öztürk = O ki görüyor seni kıyam ettiğin zaman.

 İskender Ali Mihr = O, sen kıyam ettiğin zaman seni görür.

 İlyas Yorulmaz = O Allah (namaz için) kalktığında seni görendir.