وَقَاسَمَهُمَا إِنِّي لَكُمَا لَمِنَ النَّاصِحِينَ
Ve kâsemehumâ innî lekumâ le minen nâsıhîn(nâsıhîne).
ve | : ve |
kâseme-humâ | : ikisine yemin etti |
innî | : muhakkak ki ben |
lekumâ | : sizin ikinize, size |
le min en nâsıhîne | : mutlaka nasihat (öğüt) edenlerdenim |
Diyanet İşleri = “Şüphesiz ben size öğüt verenlerdenim” diye de onlara yemin etti.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve yemin ederek şüphe yok ki dedi, ben size öğüt verenlerdenim.
Abdullah Parlıyan = Ve onlara: “Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyen biriyim” diye de yemin etti.
Adem Uğur = Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti.
Ahmed Hulusi = Ve onlara: "Kesinlikle ben sizin hayrınızı isteyenlerdenim" diye de yemin etti.
Ahmet Tekin = Âdem ile eşine, yeminler ederek:'Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim' dedi.
Ahmet Varol = Ayrıca: 'Şüphesiz ki ben size öğüt verenlerdenim' diye onlara karşı yemin etti.
Ali Bulaç = Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
Ali Fikri Yavuz = Bir de onlara: “-Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim”, diye yemin etti.
Ali Ünal = Bir de ardından, “Ben sizin ancak iyiliğinizi istiyor ve bu bakımdan size öğüt veriyorum!” diye yemin üstüne yemin etti.
Bayraktar Bayraklı = Onlara, “Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim” diye yemin etti.
Bekir Sadak = «Dogrusu ben size ogut verenlerdenim» diye ikisine yemin etti.
Celal Yıldırım = Ve «herhalde ben size öğüt verenlerdenim» diyerek onlara yemin etti.
Cemal Külünkoğlu = Bir de onlara: “Muhakkak ki, ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye yemin etti.
Diyanet İşleri (eski) = 'Doğrusu ben size öğüt verenlerdenim' diye ikisine yemin etti.
Diyanet Vakfi = Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti.
Edip Yüksel = Kendilerine yemin de etti: 'Ben size öğüt veriyorum.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve her halde ben sizin hayrınızı istiyenlerdenim diye ikisine de yemin etti
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ve: «Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim.» diye ikisine de yemin etti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Ve onlara: «Elbette ben size öğüt verenlerdenim.» diye de yemin etti.
Gültekin Onan = Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
Harun Yıldırım = Ayrıca: “Muhakkak ki ben size öğüt verenlerdenim!” diye ikisine de yemin etti.
Hasan Basri Çantay = Bir de onlara: «Şübhesiz ki ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim» diye yemîn etdi.
Hayrat Neşriyat = Ve onlara: 'Doğrusu ben size gerçekten (iyiliğiniz için) nasîhat edenlerdenim' diye de yemîn etti.
İbni Kesir = Ve; doğrusu ben size öğüt verenlerdenim, diye ikisine yemin etti.
Kadri Çelik = “Doğrusu ben sizin iyiliğinizi isteyenlerdenim” diye ikisine yemin etti.
Muhammed Esed = Ve onlara: "Ben gerçekten sizin iyiliğinizi isteyen biriyim" diye de and verdi.
Mustafa İslamoğlu = Ve her ikisine yeminler etti: "İnanın ki ben ikinizin de iyiliğini istiyorum."
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve onlara, «Ben muhakkak sizin için elbette hayırhâh olanlardanım.» diye yemin etti.
Ömer Öngüt = Ve onlara: “Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim. ” diye yemin etti.
Şaban Piriş = Ben sizin, iyiliğinizi isteyen, size öğüt verenlerdenim, diye onlara yemin etti.
Sadık Türkmen = “ben size nasihat edenlerdenim” diye de onlara yemin etti.
Seyyid Kutub = Onlara 'Ben gerçekten sizin iyiliğinizi istiyorum' diye yemin etti.
Suat Yıldırım = (20-21) Fakat şeytan onlara, gözlerinden gizlenmiş olan edep yerlerini açığa çıkarmak için vesvese verdi. Onlara şöyle telkinde bulundu: "Rabbinizin size bu ağacın meyvesini yasaklamasının tek sebebi, sizin meleklerden veya ölümsüz hayata kavuşanlardan olmanızı önlemektir" diyerek, kendisinin onların iyiliğini istediğine dair yemin üstüne yemin etti.
Süleyman Ateş = Ve onlara: "Elbette ben size öğüt verenlerdenim." diye de yemin etti.
Tefhim-ul Kuran = Ve: «Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim» diye yemin de etti.
Ümit Şimşek = Sonra da 'Ben sizin iyiliğiniz için öğüt veriyorum' diye yemin etti.
Yaşar Nuri Öztürk = Ve onlara, "ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti.
İskender Ali Mihr = Ve ikisine yemin etti: “Muhakkak ki ben, sizin ikinize nasihat edenlerdenim.”
İlyas Yorulmaz = “Ben size öğüt verenlerdenim” diyerek Adem’e ve eşine yemin etmişti.