مُتَّكِئِينَ عَلَى سُرُرٍ مَّصْفُوفَةٍ وَزَوَّجْنَاهُم بِحُورٍ عِينٍ
Muttekiîne alâ sururin masfûfeh(masfûfetin), ve zevvecnâhum bi hûrin înin.
muttekiîne | : yaslanmış olanlar |
alâ sururin | : tahtlar üzerine |
masfûfetin | : sıralanmış (özenle dizilmiş) |
ve zevvecnâ-hum | : biz onları evlendirdik |
bi hûrin | : hurilerle |
înin | : güzel gözlü |
Diyanet İşleri = (19-20) Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Saf saf dizilmiş tahtlara dayanarak ve onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz.
Abdullah Parlıyan = sıra sıra dizilmiş mutluluk divanlarına uzanmış oldukları halde...” Onları saf, temiz, iri gözlü hurilerle evlendireceğiz.
Adem Uğur = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
Ahmed Hulusi = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslananlar olarak. . . Onları (bilinçleri) Hur-i Iyn (her şeyi net, akı ak karayı kara gören özelliğe sahip bedenler) ile eşleştirdik. (Dişi huri kızı diye yorumlanan bu anlatımlar tümüyle diğer cennet yaşamı anlatımları gibi bir temsilî, sembolik anlatımdır. {"Meselül cennetilletiy" = CENNETİN TEMSİL (misal - benzetme) yollu anlatımı} 13. Ra'd: 35 ve 47. Muhammed: 15. . . {Sahih Hadis: Allâh buyurur ki; Sâlih kullarım için, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir aklın kavramadığı şeyler hazırladım! Buharî, Müslim ve Tırmızî} A. H. )
Ahmet Tekin = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak yeyin için. Biz onları, iri, güzel gözlü, ceylan gözlü hurilerle everdik.
Ahmet Varol = Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak. Ayrıca onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Ali Bulaç = Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları iri, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.
Ali Fikri Yavuz = Sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak...Biz, onlara, güzel iri gözlü hûrileri eş etmişiz.
Ali Ünal = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar; onlara ayrıca pak ve güzel gözlü eşler vermişizdir.
Bayraktar Bayraklı = (19-20) Onlara şöyle denecektir: “Dizili koltuklara yaslanarak, yaptıklarınızın karşılığı olarak afiyetle yiyiniz, içiniz!” Onlara çok güzel eşler de veririz.
Bekir Sadak = (19-20) Onlara soyle denir: «Islediklerinizden oturu, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin icin.» Onlara, ceylan gozlu esler veririz.
Celal Yıldırım = Bunlar, birer dizi halinde sıralanan kanepelere, tahtlara yaslanırlar ve biz, kendilerini iri kara gözlü eşlerle evlendiririz.
Cemal Külünkoğlu = Biz, onları keskin bakışlı eşlerle/arkadaşlarla bir araya getiririz.
Diyanet İşleri (eski) = (19-20) Onlara şöyle denir: 'İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için.' Onlara, ceylan gözlü eşler veririz.
Diyanet Vakfi = (19-20) Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak âfiyetle yeyin, için (denilir). Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
Edip Yüksel = Dizilmiş koltuklara yaslanmışlardır ve onları güzel eşlerle eşlendirmişizdir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Dayanarak, sıra sıra dizilmiş a'lâ koltuklara, eş etmişizdir de kendilerine güzel iri gözlü hurîleri
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = sıra sıra dizilmiş çok güzel koltuklara yaslanarak; kendilerine güzel, iri gözlü hurileri de eş etmişizdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Ayrıca biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.
Gültekin Onan = Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve biz onları iri ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.
Harun Yıldırım = Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve biz onları iriceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.
Hasan Basri Çantay = «Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslananlar olarak». Biz onlara şahin gözlü huurîleri eş yapdık.
Hayrat Neşriyat = Sıra sıra dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmış kimseler olarak! Hem onları iri (güzel)gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
İbni Kesir = Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak. Ve onları iri siyah gözlü hurilerle evlendirdik.
Kadri Çelik = Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır ve biz onları iri gözlü beyaz tenlilerle evlendiririz.
Muhammed Esed = sıra sıra dizilmiş (mutluluk) sedirlerine uzanarak!" (denilecek.) Ve (cennette) saf ve temiz, güzel gözlü eşler ile onları evlendireceğiz.
Mustafa İslamoğlu = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak.." Bir de cennette onları kusursuz bakışlı temiz eşlerle denkleştirip eşleştireceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen = (19-20) Yeyiniz ve içiniz âfiyetler olsun, işler olduğunuz şey sebebiyle. Sıra sıra dizilmiş tahtlara yaslanarak (oturunuz) ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik.
Ömer Öngüt = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Biz onları ceylan gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Şaban Piriş = Özenle dizilmiş tahtlarda arkalarına yaslanmışlar ve onları iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Sadık Türkmen = Sıra sıra dizilmiş, güzel koltuklara yaslanmışlardır. Ve Biz onları güzel gözlü arkadaşlara eş kıldık!
Seyyid Kutub = Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak. Onları, iri gözlü hurilerle evlendirmişizdir.
Suat Yıldırım = (19-20) Ve onlara denilir ki: "Dünyada yaptığınız güzel davranışlardan ötürü: "Yiyin, için, afiyetler olsun!" Onlar sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. Kendilerine temiz ve güzel hurileri de eş yaparız.
Süleyman Ateş = "Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak." Onları, iri gözlü hûrilerle evlendirmişizdir.
Tefhim-ul Kuran = Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanıp dayanmışlardır. Ve biz onları iri, ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz.
Ümit Şimşek = Sıra sıra dizilmiş koltuklara kurulmuşlardır. Onları güzel gözlü eşlerle birleştirmişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk = Art arda dizilmiş koltuklar üzerinde yaslanmış olarak." Ve biz onları parlak, iri gözlü hurilerle eşleştirmişizdir.
İskender Ali Mihr = (Takva sahipleri), sıralanmış tahtlar üzerinde yaslanmış olanlardır ve onları güzel gözlü huriler ile evlendirdik.
İlyas Yorulmaz = Sıra sıra koltukların üzerine uzanmış halde, onlara arkadaşlık yapan, yanlarında güzel gözlü hizmetçiler var.