لَكِنِ الَّذِينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ لَهُمْ غُرَفٌ مِّن فَوْقِهَا غُرَفٌ مَّبْنِيَّةٌ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَعْدَ اللَّهِ لَا يُخْلِفُ اللَّهُ الْمِيعَادَ
Lâkinillezînettekav rabbehum lehum gurafun min fevkıhâ gurafun mebniyyetun tecrî min tahtihâl enhâru, va’dallâhi, lâ yuhlifullâhul mîâd(mîâde).
lâkin | : lâkin, fakat |
ellezîne | : o kimseler, onlar |
ittekav | : takva sahibi oldular |
rabbe-hum | : onların Rab’leri |
lehum | : onlar için, onlara vardır |
gurefun | : köşkler, yüksek makamlar |
min | : den |
fevkı-hâ | : onun üstü |
gurefun | : köşkler, yüksek makamlar |
mebniyyetun | : bina edilmiş, inşa edilmiş |
tecrî | : akar |
min | : den |
tahti-hâ | : onun altı |
el enhâru | : nehirler |
va’dallâhi (va’de allâhi) | : Allah’ın vaadi |
lâ yuhlifu | : ihtilâf etmez, dönmez |
allâhu | : Allah |
el mîâde | : vaadedilen, vaad |
Diyanet İşleri = Fakat Rabbine karşı gelmekten sakınanlar için (cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah, gerçek bir vaadde bulunmuştur. Allah, va’dinden dönmez.
Abdulbaki Gölpınarlı = Fakat Rablerinden çekinenlerse, onlarındır köşkler, gene köşkler üstüne kurulmuş köşkler, altlarından ırmaklar akar, Allah'ın vaadidir; Allah vaadinden hiç caymaz.
Abdullah Parlıyan = Buna karşılık yollarını Allah ve kitabı vasıtasıyla bulanlar, öteki dünyada üst üste bina edilmiş, altlarından ırmaklar akan yüksek köşklere sahip olacaklardır. Bu Allah'ın verdiği sözdür, Allah sözünden caymaz.
Adem Uğur = Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
Ahmed Hulusi = Fakat Rablerinden korunanlara gelince, onlar için fevkinde (bilinç boyutunda) bina olunmuş, altlarından nehirler (kendilerinde açığa çıkan ilmin getirisi marifetler) akan ğuraf (cennet makamları) vardır. . . (Bu) Allâh'ın vaadidir. . . Allâh vaadi asla değişmez!
Ahmet Tekin = Fakat, Rablerine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu Allah’ın va’didir. Allah belirlenmiş hesap gününü gerçekleştirme sözünden dönmeyecek ve ertelemeyecektir.
Ahmet Varol = Ancak Rablerinden sakınanlar için üstlerinde (başka) odalar bina edilmiş, altlarından ırmaklar akan odalar vardır. (Bu) Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez.
Ali Bulaç = Ancak Rablerinden korkup sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah'ın va'didir. Allah, va'dinden dönmez.
Ali Fikri Yavuz = Fakat Rablerinden korkanlar için, -altlarından ırmaklar akar- birbiri üzerine bina edilmiş yüksek köşkler var. (Bu onlara) Allah’ın vaadidir; Allah vaadinden caymaz.
Ali Ünal = Buna karşılık, Rabbilerine gönülden saygı besleyen, O’na karşı gelmekten ve dolayısıyla O’nun azabından sakınanlar için ise kat kat birbiri üstüne inşa edilmiş ve altlarından ırmaklar akan yüksek köşkler vardır. Allah’ın va’didir bu; Allah, asla va’ dinden dönmez.
Bayraktar Bayraklı = Fakat Rabblerine saygı duyanlar için, üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın vaadidir. Allah, verdiği sözden dönmez.
Bekir Sadak = Fakat, Rablerinden sakinanlara, ust uste bina edilmis koskler vardir; altlarindan irmaklar akar. Bu, Allah'in verdigi sozdur, Allah verdigi sozden caymaz.
Celal Yıldırım = Ama Rabblarından korkup (fenalıklardan) sakınanlar için yüksek manzaralı yerler yapılmıştır ki altlarından ırmaklar akar. Allah'ın va'di (bu)! Allah va'dinden asla dönmez.
Cemal Külünkoğlu = Fakat Rabbine karşı sorumluluk bilinciyle yaşayanlar için (cennette) üst üste yapılmış ve altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Allah'ın vaadidir bu. Allah, vaadinden asla dönmez.
Diyanet İşleri (eski) = Fakat, Rablerinden sakınanlara, üst üste bina edilmiş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. Bu, Allah'ın verdiği sözdür, Allah verdiği sözden caymaz.
Diyanet Vakfi = Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
Edip Yüksel = Ancak Rab'lerini sayanlar için üstüste kurulmuş köşkler vardır; altlarından ırmaklar akar. ALLAH'ın sözüdür. Kuşkusuz ALLAH sözünden caymaz
Elmalılı Hamdi Yazır = Fakat o rablarına korunanlar, onlara şehnişinler var ki üzerlerinde şehnişinler yapılmış, altlarından ırmaklar akar Allahın va'di, Allah mîadını şaşırmaz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan kat kat yapılmış odalar ve balkonlu köşkler vardır. Bu Allah'ın va'didir. Allah va'dinden dönmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Fakat o Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, şehnişinli (balkonlu) köşkler vardır. Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz.
Gültekin Onan = Ancak rablerinden korkup sakınanlar ise; onlara yüksek köşkler vardır onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Tanrı'nın vaadidir. Tanrı, vaadinden dönmez.
Harun Yıldırım = Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
Hasan Basri Çantay = Fakat Rablerinden korkanlar (yok mu?) onlar için üzerlerinde (başka başka) konaklar bina edilmiş, altlarında da ırmaklar akan yüksek (cennet) menziller (i) vardır. (Bu) Allahın va'di (dir). Allah sözünden caymaz.
Hayrat Neşriyat = Fakat Rablerinden sakınanlara gelince, onlar için köşkler, onların da üstlerinde binâ edilmiş (daha yüksek) köşkler vardır ki altlarından ırmaklar akar. (Bu,) Allah’ın va'didir. Allahva'dinden dönmez.
İbni Kesir = Fakat Rabblarından korkanlar için, üzerlerine konaklar yapılmış, altlarında ırmaklar akan yüksek menziller vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden caymaz.
Kadri Çelik = Ancak rablerinden korkup sakınanlar (var ya), onlar için köşkler üstüne kurulmuş köşkler vardır. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah'ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez.
Muhammed Esed = Buna karşılık, Rablerine karşı sorumluluklarının bilincinde olanlar, (öteki dünyada) üst üste bina edilmiş altından ırmaklar akan yüksek köşklere sahip olacaklardır: (Bu,) Allah'ın vaadi(dir); (ve) Allah vaadinden asla dönmez.
Mustafa İslamoğlu = Öte yandan Rablerine karşı sorumlu davrananlar, altından ırmakların geçtiği üst üste inşa edilmiş yüce cennet köşklerine sahip olacaklar. Bu Allah'ın vaadidir: Allah vaadinden asla dönmez.
Ömer Nasuhi Bilmen = Fakat o kimseler ki, Rablerinden korkmakta bulunmuşlardır, onlar için köşkler vardır, onların üstlerinde de yapılmış köşkler vardır. Altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir. Allah, vaadine muhalefet etmez.
Ömer Öngüt = Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste bina edilmiş binalar var, odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden dönmez.
Şaban Piriş = Oysa, Rab’lerinden korkanlar için (altlarından ırmaklar akan) üst üste bina edilmiş köşkler vardır. Bu, Allah’ın vaadidir. Allah, vaadinden dönmez.
Sadık Türkmen = Fakat, rablerinden korkanlara gelince; onlar için üst üste yapılmış, altlarından nehirler akan yüksek konaklar vardır. Bu Allah’ın sözü! Allah sözünden caymaz!..
Seyyid Kutub = Fakat Rabb'lerinden korkanlar için üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden caymaz.
Suat Yıldırım = Lâkin Rab’lerini sayıp kötülüklerden sakınanlar için, içinden ırmaklar akan, üst üste odalar ihtiva eden yüksek köşkler vardır. Bu Allah’ın bir vâdidir. Allah ise vâdinden asla caymaz.
Süleyman Ateş = Fakat Rablerinden korkanlar için üstüste yapılmış odalar var. Odaların altından da ırmaklar akmaktadır. Bu, Allâh'ın va'didir. Allâh va'dinden caymaz.
Tefhim-ul Kuran = Ancak Rablerinden korkup sakınanlar ise; onlar için yüksek köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir. Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah'ın va'didir. Allah, va'dinden dönmez.
Ümit Şimşek = Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için ise, üst üste bina edilmiş köşkler vardır ki, altlarından ırmaklar akar. Bu Allah'ın vaadidir. Allah ise vaadinden dönmez.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, kurtaramazsın! Rablerinden korkanlara gelince, onlar için üstüste bina edilmiş odalar var; altlarından ırmaklar akar. Allah'ın vaadidir bu, Allah vaadine ters düşmez.
İskender Ali Mihr = Lâkin Rab’lerine karşı takva sahibi olanlar için, üst üste inşa edilmiş, altından nehirler akan köşkler (yüksek makamlar) vardır. Allah’ın vaadidir ki, Allah vaadinden dönmez.
İlyas Yorulmaz = Ancak Rablerinin azabından kendilerini koruyanlara gelince, Onlar için, altlarından ırmakların aktığı yerlerde bina edilmiş köşkler var. Allah’ın vaadi haktır ve Allah verdiği sözden asla dönmez.