يَهْدِي إِلَى الرُّشْدِ فَآمَنَّا بِهِ وَلَن نُّشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا
Yehdî iler ruşdi fe âmennâ bih(bihî), ve len nuşrike bi rabbinâ ehadâ(ehaden).
yehdî | : ulaştırır |
ilâ er ruşdi | : irşada |
fe âmennâ | : artık biz îmân ettik |
bi-hî | : ona |
ve len nuşrike | : ve asla ortak koşmayız |
bi rabbi-nâ | : Rabbimize |
ehaden | : birisi, bir kimse |
Diyanet İşleri = (1-2) (Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Doğru yolu göstermede, derken inandık ona ve kesin olarak hiçbir kimseyi, Rabbimize ortak saymayacağız.
Abdullah Parlıyan = Doğru ile eğriyi ayırt etme bilincine ulaştıran bir Kur'ân ve böylece O'na iman ettik ve artık Rabbimizden başka kimseye ilahlık yakıştırmayacağız.
Adem Uğur = Doğru yola iletiyor, ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.
Ahmed Hulusi = "(O,) rüşde (olgunluğa) yönlendiriyor. Bu sebeple iman ettik Ona! Rabbimize hiç kimseyi asla ortak tutmayacağız. "
Ahmet Tekin = 'Doğru, huzurlu ve aydınlık yola ileten bir kitap. Biz o kitaba, Kur’ân’a iman ettik. Hiç kimseyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbimize asla ortak koşmayacağız.'
Ahmet Varol = O (Kur'an) doğruluğa iletiyor. Biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.
Ali Bulaç = "O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız."
Ali Fikri Yavuz = Hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize asla hiç kimseyi ortak koşmıyacağız.
Ali Ünal = ‘Her hususta doğru yolu gösteriyor, dolayısıyla ona iman ettik. Artık bundan böyle Rabbimize hiçbir şekilde şirk koşmayacağız.
Bayraktar Bayraklı = (1-2) De ki: Cinlerden bir grubun, Kur'ân'ı dinleyip toplumlarına şöyle dedikleri bana vahyolundu: “Biz, doğru yola ileten eşsiz bir Kur'ân dinledik. Bu yüzden ona inandık. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.” [683][684]
Bekir Sadak = (1-2) De ki: «Cinlerden bir toplulugun Kuran'i dinledigi bana vahyolundu; onlar soyle demislerdir.» «Dogrusu biz, dogru yola goturen, hayrete dusuren bir Kuran dinledik de ona inandik; biz, Rabbimize hicbir seyi ortak kosmayacagiz.»
Celal Yıldırım = Öyle bir Kur'ân ki, doğruya götürür. Biz ona inandık. Artık hiçbir şeyi Rabbımıza ortak koşmayız.
Cemal Külünkoğlu = (1-2) (Ey Resulüm!) De ki: “Cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip şöyle dedikleri bana vahyedildi: ‘Şüphesiz biz doğru yola ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.'”
Diyanet İşleri (eski) = (1-2) De ki: 'Cinlerden bir topluluğun Kuran'ı dinlediği bana vahyolundu; onlar şöyle demişlerdir;' 'Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kuran dinledik de ona inandık; biz, Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.'
Diyanet Vakfi = (1-2) (Resûlüm!) De ki: Cinlerden bir topluluğun (benim okuduğum Kur'an'ı) dinleyip de şöyle söyledikleri bana vahyolunmuştur: Gerçekten biz, doğru yola ileten hârikulâde güzel bir Kur'an dinledik de ona iman ettik. (Artık) kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayacağız.
Edip Yüksel = 'O doğruya iletiyor ve biz ona inandık; bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Rüşde irdiriyor, biz de ona iyman eyledik, rabbımıza hiç kimseyi şerik koşmıyacağız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Doğru yola iletiyor. Biz de ona iman ettik, Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.
Gültekin Onan = "O (Kuran), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip iletiyor. Bu yüzden ona inandık. Bundan böyle rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız."
Harun Yıldırım = “Doğruya götürüyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiçbir kimseyi şirk koşmayacağız.”
Hasan Basri Çantay = «ki o, Hakka ve doğruya götürüyor. Bundan dolayı biz de ona îman etdik. Rabbimize (bundan sonra) hiçbir (şey') i asla ortak tutmayacağız».
Hayrat Neşriyat = (Ve demişler ki:) '(O Kur’ân) doğru yola götürüyor; artık (biz de) ona îmân ettik. Ve Rabbimize hiçbir şeyi aslâ ortak koşmayacağız!'
İbni Kesir = 'Doğru, huzurlu ve aydınlık yola ileten bir kitap. Biz o kitaba, Kur’ân’a iman ettik. Hiç kimseyi, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Rabbimize asla ortak koşmayacağız.'
Kadri Çelik = (O cinler dediler ki:) “O (Kur'an), kemale hidayet eder. Bu yüzden biz ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.”
Muhammed Esed = doğru ile eğriyi ayırd etme bilincine bizi ulaştıran (bir hitabe); ve böylece ona iman ettik. Ve artık Rabbimizden başka kimseye asla ilahlık yakıştırmayacağız,
Mustafa İslamoğlu = doğru bir bilinç inşa eden (bir hitab)... Böylece ona iman ettik: artık asla Rabbimizden başkasına ilahlık yakıştırmayacağız;
Ömer Nasuhi Bilmen = «Doğru yola rehberlik ediyor, artık biz ona imân ettik ve Rabbimize hiçbir kimseyi ortak tutmayacağız.»
Ömer Öngüt = (1-2) (Ey Resulüm!) De ki: “Cinlerden bir topluluğun (Kur'an'ı) dinleyip şöyle dedikleri bana vahyedildi: ‘Şüphesiz biz doğru yola ileten hayranlık verici bir Kur'an dinledik de ona inandık. Artık, Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.'”
Şaban Piriş = Doğru yolu gösteriyor. Biz ona iman ettik. Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak tutmayacağız.
Sadık Türkmen = “o, doğruya iletiyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.
Seyyid Kutub = O doğru yola iletiyor. Hemen inandık ona. Artık Rabbimize hiçbir ortak koşmayacağız.
Suat Yıldırım = (1-7) De ki: Bana vahyolunduğuna göre bir cin cemaati Kur’ân’ı dinledikten sonra şöyle dediler: "Biz gerçekten, doğru yolu gösteren harikulade bir Kur’ân dinledik. Bundan böyle Rabbimize asla bir şerik tanımayacağız. Rabbimizin şanı çok yücedir, O ne eş, ne de çocuk edinmiştir. Meğer içimizden birtakım cahiller, Allah hakkında gerçek olmayan sözler söylüyormuş! Biz de saf saf, insanları ve cinleri, Allah hakkında yalan söylemez sanmışız! Meğer bir kısım insanlar cinlerden bazılarına sığınıp, böylece onları daha da azgın hale getirmişler! Onlar da, sizin zannettiğiniz gibi, Allah’ın ölen hiçbir kimseyi diriltmeyeceğini zannetmişler.
Süleyman Ateş = Doğru yola iletiyor, ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.
Tefhim-ul Kuran = «O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip iletiyor. Bu yüzden biz ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız.»
Ümit Şimşek = 'O doğru yola iletiyor; biz de ona iman ettik. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.
Yaşar Nuri Öztürk = "Doğruya ve hayra kılavuzluyor. Biz de inandık ona. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız."
İskender Ali Mihr = “O (Kur’ân), irşada ulaştırır, artık biz, O’na îmân ettik ve artık kimseyi Rabbimize asla ortak koşmayız.”
İlyas Yorulmaz = “Doğru ile yanlış olanı ayıran bir anlayışa iletiyor. Bizde ona inandık ve Rabbimize hiçbir kimseyi ortak koşmayacağız. ”