اللّهِ الَّذِي لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَوَيْلٌ لِّلْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ شَدِيدٍ
Allâhillezî lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), ve veylun lil kâfirîne min azâbin şedîd(şedîdin).
allâhi | : Allah |
ellezî | : o ki |
lehu | : onundur |
mâ | : şeyler, ne varsa |
fî es semâvâti | : göklerde, semalarda |
ve mâ | : ve şeyler, ne varsa |
fî el ardı | : yerde |
ve veylun | : ve vay haline, yazıklar olsun |
li el kâfirîne | : inkâr edenler, kâfirler için, kâfirlere |
min azâbin | : (azaplardan bir) azap |
şedîdin | : şiddetli |
Diyanet İşleri = (1-2) Elif Lâm Râ. Bu Kur’an, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, mutlak güç sahibi ve övgüye lâyık, göklerdeki ve yerdeki her şey kendisine ait olan Allah’ın yoluna çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli azaptan dolayı vay kâfirlerin hâline.
Abdulbaki Gölpınarlı = Bir Allah'tır ki onundur göklerde ne varsa ve yeryüzünde ne varsa. Vay kâfirlere çetin azaptan.
Abdullah Parlıyan = Allah'ın yoluna ki, göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. Kendilerini bekleyen o çok zorlu azaptan dolayı, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin vay haline.
Adem Uğur = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!
Ahmed Hulusi = (Aziyz ve Hamiyd olan O) Allâh ki, semâlar ve arzda ne varsa O'nun içindir (El Esmâ ül Hüsnâ'sıyla işaret edilen özelliklerinin seyri için). . . O hakikat bilgisini inkâr edenlere yazıklar olsun, kendilerini bekleyen şiddetli azap dolayısıyla!
Ahmet Tekin = Göklerdekiler ve yerdekilerin tamamının tasarrufuna sahip olan Allah’ın yoluna çıkarman için indirdiğimiz bir kitaptır. Şiddetli bir azaptan dolayı kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin vay haline!
Ahmet Varol = Göklerde ve yerde olanların hepsi kendine ait olan Allah'ın (yoluna). Şiddetli bir azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!
Ali Bulaç = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Şiddetli azab dolayısıyla vay inkâr edenlere.
Ali Fikri Yavuz = Öyle bir Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi onundur. Başlarına gelecek şiddetli bir azabdan dolayı vay kâfirlerin haline!...
Ali Ünal = (Azîz ve Hamîd olan) Allah’tır ki, göklerde ne var ve yerde ne varsa O’na aittir. (Niteliğini bugünden kavramaları mümkün olmayan) çok şiddetli bir azaptan dolayı vay o kâfirlerin haline!
Bayraktar Bayraklı = Göklerde ve yerde ne varsa hepsi kendisinin olan Allah'ın yoluna. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!
Bekir Sadak = (1-2) Elif, Lam, Ra; Bu, Allah'in izniyle, insanlari karanliklardan aydinliga, guclu ve ovulmege layik, goklerde ve yerde olanlarin sahibi Allah'in yoluna cikarman icin, sana indirdigimiz Kitaptir. Ugrayacaklari cetin azabdan dolayi vay kafirlerin haline!
Celal Yıldırım = (O övülmeğe lâyık olan) Allah ki, göktekiler de, yerde olanlar da O'nundur. Çok şiddetli azabından da vay o kâfirlere !
Cemal Külünkoğlu = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa (hepsi) O'nundur. Şiddetli azaba uğrayacak olan inkârcıların vay haline!
Diyanet İşleri (eski) = (1-2) Elif, Lam, Ra; Bu, Allah'ın izniyle, insanları karanlıklardan aydınlığa, güçlü ve övülmeğe layık, göklerde ve yerde olanların sahibi Allah'ın yoluna çıkarman için, sana indirdiğimiz Kitaptır. Uğrayacakları çetin azabdan dolayı vay kafirlerin haline!
Diyanet Vakfi = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!
Edip Yüksel = Yani ALLAH'ın. O ki göklerde ve yerde bulunanların hepsine sahiptir. Hakkettikleri çetin azaptan dolayı vay kafirlerin haline.
Elmalılı Hamdi Yazır = O Allahın ki Göklerde ne var, Yerde ne varsa hep onun, şiddetli bir azâbdan da veyl kâfirlere
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = O Allah' in (yoluna) ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur; şiddetli bir azaptan dolayı vay kafirlerin haline!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = O Allah'ın (yolu) ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli bir azabdan dolayı vay kâfirlerin haline!
Gültekin Onan = O Tanrı ki göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Şiddetli azab dolayısıyla vay kafirlere.
Harun Yıldırım = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline!
Hasan Basri Çantay = O (yegâne gaalib, hamde lâyık) Allah ki göklerde ne var, yerde ne varsa hep onundur. (Uğrayacakları) çetin azâbdan dolayı vay kâfirlere (kâfirlerin başına geleceklere)!..
Hayrat Neşriyat = O Allah(’ın yoluna) ki, göklerde ne var, yerde ne varsa O’nundur. Şiddetli bir azabdan dolayı vay hâline o kâfirlerin!
İbni Kesir = O Allah ki; göklerde ve yerde olanlar O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı vay kafirlere.
Kadri Çelik = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı vay kâfirlere!
Muhammed Esed = O Allah(ın yoluna) ki, göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur. Kendilerini bekleyen o çok zorlu azaptan ötürü, hakkı inkar edenlerin vay haline!
Mustafa İslamoğlu = O Allah ki, göklerde ve yerde olan her şey kendisine aittir. (Kendilerini bekleyen) şiddetli cezadan dolayı vay o kafirlerin haline!
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah'ın (yoluna) ki, göklerde ne varsa ve yerde ne varsa hep O'nundur. Ve şiddetli bir azaptan dolayı vay kâfirlere!
Ömer Öngüt = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Şiddetli azaptan dolayı vay o kâfirlerin hâline!
Şaban Piriş = Göklerde ve yerde olanların sahibi Allah’tır. Uğrayacakları şiddetli azabdan dolayı vay kafirlere!
Sadık Türkmen = O Allah ki; gökyüzünde ve yeryüzünde ne varsa, hepsi O’nundur. Gerçeği kabul etmeyen/kâfirlerin çekecekleri var, çetin bir azaptan dolayı!
Seyyid Kutub = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. Uğrayacakları ağır azaptan ötürü vaygele kâfirlerin başına!
Suat Yıldırım = (1-3) Elif, Lâm, Râ. Bu, Rab’lerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, azîz ve hamîd (üstün kudret sahibi ve her işi övgüye lâyık olan) Allah’ın yoluna, göklerde ve yerdeki her şeyin sahibinin yoluna insanları çıkarman için sana indirdiğimiz bir kitaptır. Kendilerini bekleyen o çetin azaptan ötürü vay o inkârcıların hallerine! Vay onlara ki, âhirete inanmalarına rağmen, bile bile dünyayı âhirete tercih ederler. İnsanları Allah yolundan çevirir de o yolu eğri büğrü göstermek isterler. İşte onlar haktan, doğru yoldan çok uzak bir sapıklık içindedirler.
Süleyman Ateş = O Allâh ki, göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. Çetin azâbdan dolayı vay şu kâfirlerin haline!
Tefhim-ul Kuran = O Allah ki, göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Şiddetli azab dolayısıyla vay küfre sapanlara.
Ümit Şimşek = O Allah ki, göklerde ne var, yerde ne varsa Onundur. Çarpılacakları şiddetli azap yüzünden yazıklar olsun o kâfirlere!
Yaşar Nuri Öztürk = O Allah'a ki yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Hüsran haberi şiddetli bir azaptan, o küfre batmışlara...
İskender Ali Mihr = O Allah ki; semalarda ve yeryüzünde ne varsa O’nundur. Şiddetli azaptan dolayı kâfirlerin vay haline.
İlyas Yorulmaz = Allah, göklerde ve yerdekilerin tamamı kendisine ait olandır. Çok şiddetli azaptan dolayı inkârcıların vay haline.