وَيَطُوفُ عَلَيْهِمْ وِلْدَانٌ مُّخَلَّدُونَ إِذَا رَأَيْتَهُمْ حَسِبْتَهُمْ لُؤْلُؤًا مَّنثُورًا
Ve yetûfu aleyhim vildânun muhalledûn(muhalledûne), izâ raeytehum hasibtehum lu’luen mensûrâ(mensûran).
ve yetûfu | : ve tavaf eder, etrafında dolaşır |
aleyhim | : onların |
vildânun | : genç delikanlılar |
muhalledûne | : halidin kılınmış olanlar, ölümsüz olanlar |
izâ raeyte-hum | : onları gördüğün zaman |
hasibte-hum | : onları sanırsın |
lu’luen | : inci |
mensûren | : saçılmış |
Diyanet İşleri = Çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler dolaşır.
Abdulbaki Gölpınarlı = Etraflarında, ölümsüz delikanlılar dolaşır, onları görünce sanırsın ki saçılmış incilerdir.
Abdullah Parlıyan = Çevrelerinde öyle ölümsüz gençler dolaşır. Onları görünce sanırsın ki saçılmış incilerdir.
Adem Uğur = O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.
Ahmed Hulusi = Çevrelerinde ölümsüz genç hizmetliler dolaşır. . . Onları gördüğünde, saçılmış inci sanırsın!
Ahmet Tekin = Huzurlarında, ebedî yurdun, ebedî genç hizmetkârları dolaşırlar. Onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın.
Ahmet Varol = Etraflarında ölümsüzlüğe kavuşturulmuş [2] gençler dolaşır ki, sen onları gördüğünde saçılmış inciler sanırsın.
Ali Bulaç = Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.
Ali Fikri Yavuz = (Cennet ehlinin) etraflarında (hizmet için) devamlı olarak taze çocuklar dolaşır ki, sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın.
Ali Ünal = Etraflarında ebedî taze Cennet çocukları dolaşır durur; onları görsen, etrafa saçılmış inciler sanırsın.
Bayraktar Bayraklı = Çevrelerinde sürekli hizmetçiler dolaşacaktır. Onları gördüğünde, saçılmış inciler sanırsın.
Bekir Sadak = Yanlarinda olumsuz gencler dolasir; onlari gordugunde sacilmis birer inci sanirsin.
Celal Yıldırım = Çevrelerinde hep taze kalan civanlar dolaşırlar. Onları gördüğünde saçılmış inciler sanırsın.
Cemal Külünkoğlu = (Cennet ehlinin) çevrelerinde, gördüğünde saçılmış inciler sanacağın, hep aynı gençlik ve güzellikte kalacak hizmetçiler (garsonlar) dolaşır.
Diyanet İşleri (eski) = Yanlarında ölümsüz gençler dolaşır; onları gördüğünde saçılmış birer inci sanırsın.
Diyanet Vakfi = O insanların etrafında öyle ölümsüz genç nedîmler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.
Edip Yüksel = Onlara ölümsüz gençler servis yapacaktır. Onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve dolanır etraflarına muhalled evlâdlar, görünce onları sanırsın saçılmış inciler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Etraflarında daima genç çocuklar dolaşır; görünce onları saçılmış inciler sanırsın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Etraflarında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inciler sanırsın.
Gültekin Onan = Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.
Harun Yıldırım = Çevrelerinde ölümsüz, yeni yetişmiş çocuklar da dolaşır. Onları gördüğün zaman kendilerini saçılmış birer inci sanırsın.
Hasan Basri Çantay = Etraflarında herdem taze çocuklar dolaşır ki sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın!
Hayrat Neşriyat = (Aynı çocukluk hâlleri üzere) ebedîliğe erdirilmiş çocuklar (ve genç hizmetçiler)de etraflarında dolaşırlar. Onları gördüğün zaman, kendilerini (etrâfa) saçılmış (birer) inci sanırsın!
İbni Kesir = Çevrelerinde ölümsüz gençler dolaşır ki; onları gördüğünde saçılmış bir inci sanırsın.
Kadri Çelik = Çevrelerinde ebedi kılınmış gençler dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.
Muhammed Esed = Ve onları ölümsüz gençlikler bekleyecek, gördüğün zaman saçılmış inciler sanacağın (gençlikler);
Mustafa İslamoğlu = Kendilerine kalıcı gençlik iksiri servisi yapılacak. Sen o (cennetlik)leri göreceğin zaman, sanki saçılmış tarifsiz inciler sanacaksın;
Ömer Nasuhi Bilmen = (19-20) Onların etrafında ebedîler olan genç hizmetçiler dolaşır, onları göreceğin zaman onları birer saçılmış inci sanırsın. Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun.
Ömer Öngüt = Etraflarında ölümsüz gençler dolaşır. Sen onları gördüğün zaman, saçılmış birer inci sanırsın.
Şaban Piriş = Etrafında ölümsüz gençler dolaşır. Onları gördüğün zaman saçılmış inci sanırsın.
Sadık Türkmen = O insanların etrafında öyle ölümsüz genç hizmetçiler dolaşır ki, onları gördüğünde, etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.
Seyyid Kutub = Onlara hiç ölmeyecek gençler hizmet ederler. Bu gençleri görsen, ortalığa saçılmış birer inci sanırsın.
Suat Yıldırım = Etraflarında ebedî cennet çocukları dolaşır durur ki, onları gördüğünde parlaklıklarından ötürü etrafa saçılan inciler sanırsın.
Süleyman Ateş = Çevrelerinde de (öyle) ölümsüz gençler dolaşır ki, onları görsen, kendilerini saçılmış inci sanırsın.
Tefhim-ul Kuran = Çevrelerinde (gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır durur; sen onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın.
Ümit Şimşek = Etraflarında hiç yaşlanmayacak çocuklar dolaşır. Onları bir görsen, saçılmış inciler sanırsın.
Yaşar Nuri Öztürk = Dolaşır çevrelerinde, sürekli görevlendirilmiş gençler. Görseydin onları, dizilmiş inciler sanırdın.
İskender Ali Mihr = Ve ölümsüz genç delikanlılar onların etrafında dolaşırlar. Sen onları gördüğün zaman saçılmış inciler sanırsın.
İlyas Yorulmaz = Onların çevresinde ölümsüz hizmetçi çocuklar dolaşır. O çocukları gördüğünde, sanki yere saçılmış inciler sanırsın.