Önceki Ayet Sonraki Ayet  
72. Sûre Cin/19

 وَأَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا

  Ve ennehu lemmâ kâme abdullâhi yedûhu kâdû yekûnûne aleyhi libedâ(libeden).

Kelime Karşılaştırma
ve enne-hu : ve muhakkak ki o
lemmâ : olduğu zaman
kâme : kalktı
abdu allâhi : Allah’ın kulu
yed’û-hu : ona, dua eder
kâdû : neredeyse
yekûnûne : olurlar, oluyorlar
aleyhi : onun çevresinde
libeden : aşırı kalabalık, yoğun bir şekilde, üstüste birikip toplanma
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = “Allah’ın kulu (Muhammed), O’na ibadet etmek için kalktığında cinler nerede ise (Kur’an’ı dinlemek için kalabalıktan) onun etrafında birbirlerine geçiyorlardı.

 Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki Allah'ın kulu, ona çağırmaya kalktı mı cinler, öylesine toplanıyorlardı etrafına ki neredeyse birbirlerini ezeceklerdi.

 Abdullah Parlıyan = Doğrusu Allah'ın kulu Muhammed Rabbine ibadet için kalkınca, inkârcı müşrikler neredeyse O'nun üzerine çullanıyorlardı veya cinler Kur'ân'ı dinlemek arzu ve hırsıyla neredeyse aşırı kalabalıktan dolayı birbirini ezeceklerdi.

 Adem Uğur = Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

 Ahmed Hulusi = Ne zaman Abdullah (Allâh kulu - Hz. Muhammed), O'na yönelerek kalksa, çevresinde çullanıyorlar!

 Ahmet Tekin = Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman olarak Allah’a bağlanan saygılı kulu Muhammed, tebliğ için ne zaman meydanlara çıkıp, davete başlasa, âşikâre ibadet etse, Allah’a dua ve niyazda bulunsa, cinler dinlemek için üşüşürler, neredeyse, onun üzerinde keçeleşecekler, müşrikler de peygamberleri engellemek için etrafını kuşatırlar.

 Ahmet Varol = Gerçekten Allah'ın kulu O'na ibadet için kalktığında onun üzerine üşüşerek neredeyse keçe gibi olacaklardı.

 Ali Bulaç = Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.

 Ali Fikri Yavuz = Şu gerçek de var: Allah’ın kulu (Hz. Peygamber), kalkmış O’na ibadet ederken, nerde ise cinler (Kur’an’ı dinleyelim diye peygamberin) etrafında üstüste yığılıyorlardı.

 Ali Ünal = Ama gel gör ki, Allah’ın has kulu ibadet için kalktığında, (okuduğu Kur’ân’ın başkaları tarafından işitilmesini önlemek için) üzerine öyle bir üşüştüler ki!

 Bayraktar Bayraklı = Allah'ın kulu, Allah'a dua etmek üzere kalktığında, müşrikler/kâfirler neredeyse üzerine çullanacaklardı.

 Bekir Sadak = Allah'in kulu Muhammed, O'na yalvarmak, namaz kilmak icin kalkinca, nerdeyse, cevresinde kecelesirler, birbirlerine girerlerdi. *

 Celal Yıldırım = Doğrusu Allah'ın kulu (Muhammed), O'na duâ ve ibâdet etmek için kalkınca, onlar (inkarcı müşrikler) neredeyse üzerine çullanıyorlardı.

 Cemal Külünkoğlu = Allah'ın kulu (Muhammed), kalkıp O'na dua ve ibadet ederken, nerde ise cinler (Kur'an'ı dinleyelim diye peygamberin) etrafında üst üste yığılıyorlardı.

 Diyanet İşleri (eski) = Allah'ın kulu kalkmış O'na yakarırken, onlar onun üzerine keçeleşir gibi üşüşüyorlardı.

 Diyanet Vakfi = Allah'ın kulu, O'na yalvarmaya (namaza) kalkınca, neredeyse onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

 Edip Yüksel = ALLAH'ın kulu kalkıp sadece O'na çağırdığında ona karşı nerdeyse hepsi bir bütün oldular.

 Elmalılı Hamdi Yazır = Ve filhakıka o Allahın kulu kalkmış ona duâ ederken üzerine keçeleneyazdılar

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah'ın kulu kalkmış O'na dua ederken neredeyse onun etrafında keçeler gibi birbirlerine geçeceklerdi.

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah'ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O'na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

 Gültekin Onan = Şu bir gerçek ki, Tanrı'nın kulu (olan Muhammed), O'na dua için kalktığında, onlar (müşrikler) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.

 Harun Yıldırım = Şu da bir gerçek ki, Allah’ın kulu O’na ibadet etmek için kalktığı zaman neredeyse ona karşı birleşeceklerdi.

 Hasan Basri Çantay = (Bana) şu hakıykat de (vahyedilmişdir:) Allahın kulu Ona ibâdet için (namaza) kalkdığı zaman nerdeyse onlar, etrafında keçeler (gibi dertop) oluyorlardı.

 Hayrat Neşriyat = Şu da muhakkak ki, Allah’ın kulu (o peygamber) O’na ibâdet etmek üzere (namaza)kalkınca, (okuduğu Kur’ân’ı dinlemekte olan cinler) nerede ise onun etrâfında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi (öyle üşüştüler).

 İbni Kesir = Doğrusu Allah'ın kulu, kalkıp O'na yalvarınca; neredeyse çevresinde keçe gibi oluyorlardı.

 Kadri Çelik = Allah'ın kulu (Muhammed), Rabbine yakarmaya durunca, müşrikler (alay etmek için) toplanıp doluşurlardı.

 Muhammed Esed = Ama ne zaman Allah'ın bir kulu O'na ibadet etmek için ayağa kalksa, o (hakikati inkar ede)nler hep birlikte etrafını telaşla kuşatırlardı.

 Mustafa İslamoğlu = Ne var ki Allah'ın kulu O'na davete kalkmaya görsün; hemen yek vücut olup üzerine çullanıverirlerdi.

 Ömer Nasuhi Bilmen = Ve muhakkak ki, Allah'ın kulu vaktâ ki kalktı, O'na dua eder oldu, az kaldı ki, onun üzerine toplaşmış cemaatler oluversinler.

 Ömer Öngüt = Allah'ın kulu, O'na yalvarmak, (namaz kılmak) için kalkınca, (cinler) neredeyse çevresinde keçeleşirler, birbirine girerlerdi.

 Şaban Piriş = Nitekim Allah’ın kulu, ona dua/ibadet için ayağa kalktığında az kalsın üzerine çullanacaklardı.

 Sadık Türkmen = Allah’ın kulu O’na ibadet/dua etmek için ne zaman kalksa; neredeyse hep birlikte etrafını sararak üzerine çullanacaklardı!

 Seyyid Kutub = Allah'ın kulu Muhammed, Rabbine yalvarmaya durunca müşrikler birbirlerine abanarak keçe gibi çevresini sararlardı.

 Suat Yıldırım = Ne tuhaftır ki, işi tam tersine çevirip, Allah’ın has kulu, bir olan Allah’a ibadete kalkınca, başına öyle bir üşüştüler ki nerdeyse birbirlerini çiğneyeceklerdi.

 Süleyman Ateş = Allâh'ın kulu kalkıp O'na yalvarınca (hayretten, hepsi) onun üzerine üşüşüp nerdeyse keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.

 Tefhim-ul Kuran = Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu (olan Muhammed,) O'na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi.

 Ümit Şimşek = Allah'ın kulu kalkıp da Rabbine dua etmeye başlayınca, birbirine girercesine onun başına üşüştüler.

 Yaşar Nuri Öztürk = Allah'ın kulu kalkmış O'na yakarırken, onlar onun üzerine keçeleşir gibi üşüşüyorlardı.

 İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki O; Allah’ın Kulu (Hz. Muhammed S.A.V), O’na (Allah’a) dua etmeye (Kur’ân okumaya) kalktığı zaman, (O’nun etrafında) neredeyse üstüste birikip toplanıyorlardı.

 İlyas Yorulmaz = Şüphesiz ki Allah’ın kulu, ne zaman dua etmek için kalksa, İnkâr edenler hemen başına üşüşürler.