وَلِكُلٍّ دَرَجَاتٌ مِّمَّا عَمِلُوا وَلِيُوَفِّيَهُمْ أَعْمَالَهُمْ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
Ve li kullin derecâtun mimmâ amilû, ve li yuveffiyehum a’mâlehum ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).
ve li kullin | : ve herbiri için (vardır) |
derecâtun | : dereceler |
mimmâ | : şeyden |
amilû | : yaptılar |
ve li yuveffiye-hum | : ve onlara ödensin, eda edilsin |
a’mâle-hum | : onların amelleri |
ve hum | : ve onlar |
lâ yuzlemûne | : zulme uğratılmazlar |
Diyanet İşleri = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. (Bu da) Allah’ın onlara yaptıklarının karşılığını tastamam vermesi içindir. Asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve herkesin, yaptığı işlere göre dereceleri var ve yaptıklarının karşılığını elbette tamâmıyla öder ve onlara zulmedilmez.
Abdullah Parlıyan = Öteki dünyada herkesin yaptıklarına göre, dereceleri ve mertebeleri vardır. Böylece Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verecektir ve hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır.
Adem Uğur = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
Ahmed Hulusi = Her birinin, yaptığı amellerinden (oluşan) dereceleri vardır. Tâ ki onlar, haksızlığa uğratılmaksızın amellerinin karşılığını tam görsünler.
Ahmet Tekin = Herkes, işledikleri ameller sebebiyle âhirette farklı muamelelere tâbi tutulacaktır. Allah onlara amellerinin karşılığını tam olarak verir. Onlara haksızlık edilmez.
Ahmet Varol = Her birinin yaptıklarından dolayı dereceleri vardır. Bu, (Allah'ın), yaptıklarının karşılığını kendilerine eksiksizce vermesi içindedir. Onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Ali Bulaç = Her biri için yaptıklarından dolayı dereceler vardır; öyle ki amelleri kendilerine eksiksizce ödensin ve onlar zulme de uğratılmazlar.
Ali Fikri Yavuz = Herkesin işlediği amellere göre dereceleri vardır. Ta ki, kendilerine haksızlık edilmiyerek bütün amellerinin karşılığı onlara ödensin.
Ali Ünal = (İnanan ve inanmayan topluluklar ve fertlerden) her biri için yaptıklarına göre belli mertebeler, dereceler ve derekeler vardır. Neticede yaptıklarının karşılığı kendilerine eksiksiz ödenecek ve kimseye haksızlıkta bulunulmayacaktır.
Bayraktar Bayraklı = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah onlara, yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
Bekir Sadak = Islediklerinden oturu herkesin bir derecesi vardir. Herkese islediklerinin karsiligi odenir. Kendilerine haksizlik yapilmaz.
Celal Yıldırım = Herkes için yaptıkları işlere göre dereceler vardır. Bu da Allah'ın onların amellerinin karşılığını noksansız vermesi içindir ve onlar haksızlığa uğramazlar.
Cemal Külünkoğlu = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. (Bu da) haksızlığa uğratılmayarak yaptıklarının karşılığının kendilerine tastamam verilmesidir.
Diyanet İşleri (eski) = İşlediklerinden ötürü herkesin bir derecesi vardır. Herkese işlediklerinin karşılığı ödenir. Kendilerine haksızlık yapılmaz.
Diyanet Vakfi = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
Edip Yüksel = Her biri için, yaptıklarına göre dereceler vardır. Yaptıklarının karşılığı, haksızlık edilmeden tam verilir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Her biri için de yaptıkları amellerden dereceler vardır, bu da hiç hakları yenmiyerek bütün amellerini kendilerine temamen ödemek içindir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Her birine yaptıklarına göre dereceler vardır. Bu da hiç hakları yenmeyerek bütün yaptıklarını kendilerine tamamen ödemek içindir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verir. Onlara haksızlık edilmez.
Gültekin Onan = Her biri için yaptıklarından dolayı dereceler vardır; öyle ki amelleri kendilerine eksiksizce ödensin ve onlar zulme de uğratılmazlar.
Harun Yıldırım = Her biri için, yaptıklarından dolayı dereceler vardır; öyle ki amelleri kendilerine eksiksizce ödensin ve onlar zulme de uğratılmazlar.
Hasan Basri Çantay = Herkesin yapdıklarına göre dereceleri (mertebeleri) vardır. (Bu da) kendilerine hiçbir haksızlık edilmeyerek amelleri (nin karşılığını) onlara tamamen ödemek içindir.
Hayrat Neşriyat = Herkes için yaptıklarına göre dereceler vardır. Tâ ki (Allah) onlara, amellerini(n karşılığını) tam versin! Hem onlara haksızlık edilmez.
İbni Kesir = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Herkese işlediklerinin karşılığı ödenir. Ve kendilerine zulmedilmez.
Kadri Çelik = Herkesin, yaptıklarına göre dereceleri vardır. Herkese işlediklerinin karşılığı ödenir ve kendilerine zulmedilmez.
Muhammed Esed = (öteki dünyada) onların tümü, yaptıkları (iyi veya kötü) şeylere göre tesbit edilmiş bir dereceye sahip olacaklardır; ve böylece Allah, onların yaptıklarının karşılığını tam olarak ödeyecek ve hiç kimseye haksızlık yapılmayacaktır.
Mustafa İslamoğlu = Her birinin yaptıklarıyla uyumlu bir derecesi bulunacaktır: sonuçta onlar yaptıklarının karşılığını eksiksiz alacaklar ve kendilerine asla haksızlık edilmeyecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = (18-19) İşte bunlar izi kendilerinden önce gelip geçen cin ve insten ümmetler arasında bulunan kimselerdir ki, üzerlerine söz hak olmuştur. Muhakkak ki onlar hüsrâna uğramış oldular. Ve herkes için yapmış olduklarından (dolayı) dereceler vardır ve onlara amellerini tamamen ödemek için ve onlar zulmolunmazlar.
Ömer Öngüt = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah onlara yaptıklarının karşılığını verir, kendilerine aslâ haksızlık yapılmaz.
Şaban Piriş = Yaptıklarından dolayı hepsinin dereceleri vardır. Hiç haksızlığa uğratılmadan, yaptıkları kendilerine ödenmiştir.
Sadık Türkmen = Her birinin yaptıkları işlere göre dereceleri vardır. Kendilerine hiçbir haksızlık yapılmaz, yaptıklarının karşılığı tam verilir.
Seyyid Kutub = Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz.
Suat Yıldırım = Herkesin, yaptığı işlere göre dereceleri vardır. Sonuçta Allah onlara işlerinin karşılığını tam tamına ödeyecek, onlar asla haksızlığa mâruz kalmayacaklardır.
Süleyman Ateş = Her birinin (inananların ve inanmayanların) yaptıkları işlerden dereceleri vardır. Allâh, onlara yaptıklarının karşılığını tam verir; kendilerine hiç haksızlık edilmez.
Tefhim-ul Kuran = Her biri için yapmakta olduklarından dolayı dereceler vardır; öyle ki amelleri kendilerine eksiksizce ödensin ve onlar zulme de uğratılmazlar.
Ümit Şimşek = Herkes için, yaptıklarına karşılık dereceler vardır. Ne yapmışlarsa karşılığını Allah onlara eksiksiz öder; kimse bir haksızlığa uğramaz.
Yaşar Nuri Öztürk = Herbirinin, yapıp ettiklerinden dereceleri vardır. Amellerinin karşılığı eksiksiz verilecektir, hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır.
İskender Ali Mihr = Ve herkes için, amellerinden dolayı dereceler vardır, onlara amellerinin (karşılığının) ödenmesi için. Ve onlara zulmedilmez.
İlyas Yorulmaz = Onlardan her birinin yaptıkları kademe kademedir ve onlara haksızlık yapılmadan yaptıklarının karşılıkları adil bir şekilde ödenir.