وَمَا كَانَ النَّاسُ إِلاَّ أُمَّةً وَاحِدَةً فَاخْتَلَفُواْ وَلَوْلاَ كَلِمَةٌ سَبَقَتْ مِن رَّبِّكَ لَقُضِيَ بَيْنَهُمْ فِيمَا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ
Ve mâ kânen nâsu illâ ummeten vâhideten fahtelefû, ve lev lâ kelimetun sebekat min rabbike le kudiye beynehum fîmâ fîhi yahtelifûn(yahtelifûne).
ve mâ kâne en nâsu | : ve insanlar olmadı |
illâ | : ...den başka |
ummeten | : bir ümmet(ten) |
vâhideten | : tek, bir |
fahtelefû (fe ihtelefû) | : bundan sonra ihtilâfa, (anlaşmazlığa) düştüler |
ve lev | : ve eğer |
lâ kelimetun | : bir kelime, söz olmasaydı |
sebekat | : geçti, geçmiş |
min rabbike | : senin Rabbinden |
le kudiye | : mutlaka vuku bulurdu, olurdu, hüküm verilirdi |
beyne-hum | : onların aralarında |
fî-mâ | : o şeyde |
fî-hi | : onun hakkında |
yahtelifûne | : ihtilâfa düşüyorlar |
Diyanet İşleri = İnsanlar (başlangıçta tevhit inancına bağlı) tek bir ümmet idiler; sonra ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesiyle ilgili olarak ezelde) Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, ayrılığa düştükleri hususlarda aralarında derhal hüküm verilir (işleri bitirilir)di.
Abdulbaki Gölpınarlı = İnsanlar, ancak tek bir ümmetti, sonradan ayrılıklara düştüler. Rabbinin ezelî takdîri olmasaydı ayrılıklara düştükleri şeyler hakkında çoktan aralarında bir hüküm verilirdi, mücrimler, çoktan helâk olup giderdi.
Abdullah Parlıyan = Ve bilin ki, bütün insanlık sadece bir tek topluluk halindeydi, ama sonradan ayrı ayrı görüşler benimsemeye başladılar. Şayet bu konuda, Rabbinin katında önceden belirlenmiş bir karar olmasaydı, ayrılığa düştükleri bütün konularda aralarında hüküm verilmiş olurdu, yani düştükleri tüm ayrılıklar meselesi, daha başlangıçta çözümlenmiş olurdu.”
Adem Uğur = İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili) Rabbinden bir söz (ezelî bir takdir) geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilirdi (Derhal azap iner ve işleri bitirilirdi).
Ahmed Hulusi = İnsanlar tek bir ümmetten (İslâm fıtratı üzere yaratılma gerçeği) başka bir şey değildi, ayrılığa düştüler! (Anlatılmak istenen; varoluşun, zamansallıkla anlaşılan değil, her an geçerliliği olan olduğu. Şöyle ki: Her insanın, yaratılış olarak İslâm fıtratı üzere tek bir esasa göre meydana geldiği, anne-babasının dinini benlenince ayrılığın oluştuğuna işaret ediliyor. A. H. ) Eğer Rabbinden öne geçmiş bir söz (kullukların gereğinin yaşanması hükmü) olmasaydı, hakkında ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verilirdi.
Ahmet Tekin = İnsanlar yaratılışları icabı aslında aynı inancı ve düşünceyi paylaşan bir tek milletti. Hür iradeleri ve seçme özgürlükleri olduğu için daha sonra farklı inançlara ve düşüncelere sahip oldular.Eğer insanların sorumlu tutularak muhakeme edileceği, mükâfata nâil olanla cezaya müstehak olanların hükümlerinin kesinleşeceği ile ilgili, rahmeti gazabına baskın olan Rabbinin koyduğu-kurduğu, mühlet verilen bir düzen olmasaydı, insanların ihtilaf ettikleri konularda, aralarında âcilen yargı gerçekleştirilir, hüküm icra edilirdi.
Ahmet Varol = İnsanlar sadece bir tek ümmetti ancak sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbin tarafından önceden belirlenmiş bir takdir olmasaydı aralarında ayrılığa düştükleri şeylerde kesin hüküm verilirdi.
Ali Bulaç = İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Ali Fikri Yavuz = İnsanlar ilk önce, yalnız tek bir ümmetti (aynı dine bağlıydılar) Sonra ayrılığa düştüler (bir çok batıl dinlere ayrıldılar.) Eğer Rabbinden ezelde bir takdir geçmemiş olsaydı (cezaları âhirete bırakılmamış olaydı), o ihtilâf edip durdukları şeylerde şimdiye kadar aralarında hüküm verilmiş bitmişti; (hemen üzerlerine azab inerdi).
Ali Ünal = İnsanlar, aslında (aynı inanç, aynı dünya görüşü üzerinde) tek bir ümmet halinde idi ve derken ihtilâfa düşüp grup grup oldular. Eğer Rabbinden (insanın yeryüzü hayatı ve haklarındaki nihaî hükmün Âhiret’e bırakılması konusunda) bir takdir ve irade sâdır olmamış olsa idi, hiç şüphesiz ihtilâf ettikleri hususlarda aralarındaki hüküm çoktan verilmiş ve uygulanmış olurdu.
Bayraktar Bayraklı = İnsanlar bir topluluk halindeydi, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer daha önce Rabbinden verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm hemen verilirdi.
Bekir Sadak = Insanlar bir tek ummettiler,sonra ayriliga dustuler; sayet Rabbinden, daha once bir takdir gecmemis olsaydi, aralarinda ihtilafa dustukleri seyler hakkinda hukum coktan verilmis olurdu.
Celal Yıldırım = İnsanlar ancak bir tek ümmet idi; sonra ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz (hükme bağlanıp) geçmemiş olsaydı, elbette ihtilâfa düştükleri şey hakkında hüküm verilirdi de (iş) bitmiş olurdu.
Cemal Külünkoğlu = İnsanlar (tevhit inancına bağlı) bir tek ümmetti; sonra ayrılığa düştüler. Eğer (hesabın ahirette görüleceğine dair) Rabbinden bir söz (hükme bağlanıp) geçmemiş olsaydı, ihtilâfa düştükleri şey hakkında aralarında elbette hüküm verilirdi (azaba uğratılırlardı).
Diyanet İşleri (eski) = İnsanlar bir tek ümmettiler, sonra ayrılığa düştüler; şayet Rabbinden, daha önce bir takdir geçmemiş olsaydı, aralarında ihtilafa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
Diyanet Vakfi = İnsanlar sadece bir tek ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer (azabın ertelenmesi ile ilgili) Rabbinden bir söz (ezelî bir takdir) geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilirdi (Derhal azap iner ve işleri bitirilirdi).
Edip Yüksel = İnsanlar bir tek toplumdu; sonra anlaşmazlığa düştüler. Rabbinin vermiş olduğu bir sözü olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilecekti.
Elmalılı Hamdi Yazır = İnsanlar bir tek ümmetti, sonra ıhtilâf ettiler, eğer rabbından ezelde bir kelime sebketmiş olmasa idi o ıhtilâf edib durdukları şeylerde şimdiye kadar beynlerinde huküm verilmiş bitmişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = İnsanlar birtek ümmet idi, sonra ayrılığa düştüler, eğer Rabbinden daha önce geçmiş bir hüküm olmasaydı, ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında hüküm verilmiş, bitmiş olurdu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = İnsanlar, aslında bir tek ümmet idiler, sonra ihtilafa düşüp ayrı ayrı oldular. Eğer Rabbinden bir karar çıkmamış olsa idi, ihtilaf edip durdukları şeyler hakkında şimdiye kadar aralarında çoktan hüküm verilmiş olurdu.
Gültekin Onan = İnsanlar tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Harun Yıldırım = İnsanlar ancak tek bir ümmetti. Sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Hasan Basri Çantay = İnsanlar bir tek ümmetden başka (bir şey) değildi. Sonra ihtilâfa düşdüler. Eğer Rabbinden bir söz (ezelî bir takdîr) geçmiş olmasaydı hakkında ihtilâf edegeldikleri şeylere dâir aralarında (şimdiye kadar) muhakkak hüküm verilmiş, bitmişdi bile..
Hayrat Neşriyat = Hâlbuki insanlar ancak (inanan ve güzel ameller işleyen) tek bir ümmetti; sonra ihtilâfa düştüler. Eğer Rabbin tarafından (hak ettikleri azâbın te’hîrine dâir) önceden(söylenmiş) bir söz olmasaydı (cezâları hemen gelir ve) üzerinde ihtilâf etmekte oldukları şeyler hakkında, aralarında elbette (çoktan) hüküm verilmiş olurdu.
İbni Kesir = İnsanlar tek bir ümmetten başka bir şey değildir. Sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbından daha önce bir söz geçmemiş olsaydı; ayrılığa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
Kadri Çelik = İnsanlar bir tek ümmet idiler de sonra ayrılığa düştüler. Şayet Rabbinden, daha önce geçmiş bir söz (takdir) olmasaydı, aralarında ihtilafa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
Muhammed Esed = Ve (bil ki,) bütün insanlık sadece bir tek topluluk halindeydi, ama sonradan ayrı görüşleri benimsemeye başladılar. Şayet (bu konuda) Rabbinin katında önceden belirlenmiş bir karar olmasaydı düştükleri bütün bu ayrılıklar (daha başlangıçta) çözümlenmiş olurdu.
Mustafa İslamoğlu = İnsanlık başlangıçta aynı duygu, düşünce ve ideal etrafında toplanmış bir topluluktan oluşuyordu; fakat sonradan ayrı görüşlere saptılar. Ve eğer Rabbin tarafından daha önceden bir yasaya bağlanmamış olsaydı, onların kendi aralarında tartıştıkları konularda (daha başından) hüküm verilip iş bitirilirdi.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve insanlar bir ümmetten başka değildi. Sonra ihtilafa düştüler. Eğer Rabbin tarafından geçmiş bir kelime bulunmasa idi, onların arasında ihtilâfa düştükleri şey hususunda elbette ki (derhal) hükmolunurdu.
Ömer Öngüt = İnsanlar ilk önce bir tek ümmet idiler, sonradan ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden ezelde bir takdir geçmemiş olsaydı, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında hüküm çoktan verilmiş olurdu.
Şaban Piriş = İnsanlar tek ümmetti, sonra ayrıldılar. Rabbinden daha önce bir söz verilmemiş olmasaydı; ayrılığa düştükleri konuda aralarında hüküm verilirdi.
Sadık Türkmen = Ve bütün insanlık sadece tek bir toplumdan ibaretti! Ama sonradan görüş ayrılığına düşerek parça parça oldular. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, ihtilâf ettikleri konuda aralarında hemen hüküm verilirdi.
Seyyid Kutub = Tüm insanlar tek bir ümmetten ibaretti, sonra görüş ayrılığına düştüler. Eğer Rabbinin daha önce kesinleşmiş bir kararı olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri konularda aralarında hemen hüküm verilirdi.
Suat Yıldırım = İnsanlar aslında tek ümmet idi. Başlangıçta hepsi tevhid inancına sahip iken sonra aralarında ihtilaf çıktı.Şayet Allah’tan nihaî hükmü kıyamete bırakma şeklinde önceden yapılmış bir vaad olmasaydı, ihtilaf ettikleri konudaki hüküm çoktan verilmiş, azap tepelerine inmiş olurdu.
Süleyman Ateş = İnsanlar bir tek milletten başka bir şey değildi, ama ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, ayrılığa düştükleri konuda hemen aralarında hüküm verilir(işleri bitirilir)di.
Tefhim-ul Kuran = İnsanlar, tek bir ümmetten başka değillerdi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu.
Ümit Şimşek = İnsanlar tek bir ümmet idi; sonra anlaşmazlığa düştüler. Eğer bu konuda daha önce Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, anlaşmazlığa düştükleri şey için aralarında hüküm şimdiden verilirdi.
Yaşar Nuri Öztürk = İnsanlar bir tek ümmetten başka değilken ihtilafa düştüler. Eğer Rabbinden bir söz öne geçmemiş olsaydı, tartışıp durdukları konuda aralarında hüküm verilir/iş mutlaka bitirilirdi.
İskender Ali Mihr = Ve insanlar, tek bir ümmetten başka olmadı (tek bir ümmetti). Sonradan ihtilâfa (ayrılığa) düştüler. Rabbinden bir söz (kelime) geçmiş (verilmiş) olmasaydı, onların aralarında ihtilâfa düştükleri şey hakkında mutlaka hüküm verilirdi.
İlyas Yorulmaz = İnsanlar daha önceden, yalnızca tek bir inanç (ümmet) üzerinde idiler, sonra karşı inançlar geliştirerek aralarında ayrılıklara düştüler. Eğer daha önce Allah dan verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düşenlerin ihtilaf ettikleri konular hakkında, aralarında hemen hüküm verilirdi.