أَوَمَن يُنَشَّأُ فِي الْحِلْيَةِ وَهُوَ فِي الْخِصَامِ غَيْرُ مُبِينٍ
E ve men yuneşşeu fîl hılyeti ve huve fîl hısâmi gayru mubîn(mubînin).
e | : mi |
ve men | : ve kimse |
yuneşşeu | : büyütülür, yetiştirilir |
fî el hilyeti | : ziynet içinde, süs eşyaları arasında |
ve huve | : ve o |
fî el hisâmi | : mücâdele içinde, mücâdelede |
gayru | : olmaksızın, olmayan |
mubînin | : açıkça, apaçık |
Diyanet İşleri = Süs içerisinde (narin bir biçimde) yetiştirilen ve tartışmada (delilini erkekler gibi) açıklayamayanı mı Allah’a isnad ediyorlar?
Abdulbaki Gölpınarlı = Onlar, süslenip bezenerek yetişen ve münakaşada, düşmanlıkta, apaçık bir delil bile getiremeyen, istediğini söyliyemeyen bir mahlûku mâbûda mı nispet ediyorlar?
Abdullah Parlıyan = Süs içinde yetiştirilip tartışmayı ve kavgayı beceremeyecek ve istediğini söyleyemeyecek olan kız çocuklarını mı Allah'a isnat ediyorlar.
Adem Uğur = Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?)
Ahmed Hulusi = Yoksa süs içinde yetiştirilen ve tartışmada beyan gücü olmayan diye değerlendirdiğinizi (kız çocukları) mi (Allâh'a yakıştırıyorsunuz)!
Ahmet Tekin = Haklarını savunması gerektiğinde bile delillerini ve gücünü tam olarak ortaya koyamaz durumda olan, süs içinde yetiştirilip büyütülen birini mi O’na evlat olarak isnad ediyorlar?
Ahmet Varol = Süs içinde yetiştirilip mücadelede açık olmayanı mı (Allah'a yakıştırıyorlar)?
Ali Bulaç = Onlar, süs içinde büyütülüp de mücadelede açık olmayan (kızlar)ı mı (Allah'a yakıştırıyorlar)?
Ali Fikri Yavuz = Süs içinde yetiştirilib büyütülen ve iddiasını isbat edemiyen kimseyi (yaratılışça pek zayıf olan kızları) mı? (Allah’a çocuk isnad ediyorlar).
Ali Ünal = “Süsler içinde büyütülen ve düşmanlıkta, düşmanla mücadelede kendini ifade edemeyen, işe yaramayan bir evlât ha”?
Bayraktar Bayraklı = “Süs içinde büyüyen ve savaşmasını bilmeyen mi!” der.
Bekir Sadak = Demek, sus icinde yetistirilecek de cekismeyi beceremiyecek olani Allah'a degil mi?
Celal Yıldırım = Ya, demek onlar süs içinde yetiştirilip de tartışıp çekişmede, (hayat ile mücadelede) açıklık getirmeyeni mi (Allah'a isnad ediyorlar) ?
Cemal Külünkoğlu = Süs içinde (hassas bir şekilde) yetişip de mücadelede kendisini (erkek gibi) savunamayanı mı Allah'a yakıştırıyorlar?
Diyanet İşleri (eski) = Demek, süs içinde yetiştirilecek de çekişmeyi beceremeyecek olanı Allah'a değil mi?
Diyanet Vakfi = Süs içinde yetiştirilip savaş edemeyecek olanı mı istemiyorlar? (Onları Allah'ın parçası mı sayıyorlar?)
Edip Yüksel = 'Süsler içinde yetiştirilmesine rağmen kavgada beceriksiz olan mı!?'
Elmalılı Hamdi Yazır = Ya o zînet içinde yetiştirilecek de muhasamaya gelince beceremiyecek olanı öyle mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Ya, onlar süs içinde yetiştirilip de mücadeleye gelince beceremeyecek olan (kız çocukların)ı O'na isnad ediyorlar öyle mi?
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Yoksa onlar, süs ve zinet içerisinde yetiştirilip de mücadelede erkek gibi kendisini savunmaya açık olmayan kızları mı O'na isnad ediyorlar?
Gültekin Onan = Onlar, süs içinde büyütülüp de mücadelede açık olmayan (kızlar)ı mı (Tanrı'ya yakıştırıyorlar)?
Harun Yıldırım = Süs içinde yetiştirilmekte olan ve tartışma sırasında açıklayamayanları mı?
Hasan Basri Çantay = (Onlar) süs içinde yetişdirilmekde olub da kendisi mücâdele (hüccetini) açıklamayan kişiyi mi (Allaha nisbet ediyorlar)?
Hayrat Neşriyat = (O müşrikler) süs içinde yetiştirilip de, tartışmada (delîlini) açıklayamayacak olan(kız çocukların)ı mı (O’na isnâd ediyorlar)?
İbni Kesir = Yoksa süs içinde yetiştirilip de mücadelede açık olmayanı mı?
Kadri Çelik = Onlar ziynet içinde büyütülen ve mücadelede (tartışmada) açıklayıcı (deliller ortaya koyma gücüne sahip) olamayanı mı (kız çocuğunu mu Rahman'a isnat ediyorlar)?
Muhammed Esed = "Ne!" (diye şaşkınlıkla sorar), "(Bir kız sahibi mi oldum) (yalnız) süs için var olan bir kız?" Bunun üzerine kendini belli belirsiz bir iç çatışmanın içinde bulur.
Mustafa İslamoğlu = "Ne! Süs püs içinde yetiştirilmekten (başka işe yaramayan) biri daha mı?" (der) ve kendini belli belirsiz bir çatışmanın içinde bulur.
Ömer Nasuhi Bilmen = Yoksa süs içinde yetiştirilecek olup da o mücâdele halinde delilini izhar edemiyecek olanı mı? (O Rahmân'a isnat ediyorlar).
Ömer Öngüt = Yoksa onlar, süs içinde yetiştirilip de mücadelede açık olmayanı mı? (Meramını tam olarak anlatamayan kızları mı O'na yakıştırıyorlar?)
Şaban Piriş = Süs içinde yetiştirilen, bunun üzerine kendini apaçık olmayan bir çatışmanın içinde bulanı mı? (Allah’a yakıştırıyorlar)
Sadık Türkmen = “süs içinde yetiştirilen, savaşta kendini gösteremeyecek olanı mı?”
Seyyid Kutub = Demek süs içinde yetiştirilerek mücadele gücü olmayanı mı Allah'a isnad ediyorsunuz?
Suat Yıldırım = Onlar -iddialarınca- süs içinde yetişen ve tartışmada meramını kuvvetle anlatamayan kızları mı Allah’a isnad ediyorlar? (Oysa insanın en değerli saydığı şeyi Mâbud’una vermesi gerekir).
Süleyman Ateş = Süs içinde yetiştirilip, mücâdelede açık olmayanı (tartışmayı ve kavgayı beceremeyeni) mi (Allâh'ın çocuğu yaptılar)?
Tefhim-ul Kuran = Onlar, süs içinde büyütülüp de mücadelede açık olmayan (kızlar)ı mı (Allah'a yakıştırıyorlar)?
Ümit Şimşek = Süs içinde yetişip de mücadelede kendisini savunamayanı mı Allah'a yakıştırıyorlar?
Yaşar Nuri Öztürk = Süs içinde yetiştirilen, fakat çekişme ve savaşta yetersiz kalanı, öyle mi?
İskender Ali Mihr = Ziynet için yetiştirilen ve mücâdeleye gücü yetmeyeni mi (Allah’a isnad ediyorlar)?
İlyas Yorulmaz = Açık olmayan bir kararsızlık içerisinde (olan kız çocuğu için) “Süs için yetiştirilecek birisi mi” der.