Önceki Ayet Sonraki Ayet  
37. Sûre Sâffât/18

 قُلْ نَعَمْ وَأَنتُمْ دَاخِرُونَ

  Kul neam ve entum dâhırûn(dâhırûne).

Kelime Karşılaştırma
kul : de
neam : evet
ve entum : ve siz
dâhırûne : zelil olanlar, hor ve hakir olanlar
Meal Yazanlar
Ayet Mealleri

 Diyanet İşleri = De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).”

 Abdulbaki Gölpınarlı = De ki: Evet ve siz hor hakir bir halde dirileceksiniz.

 Abdullah Parlıyan = De ki: “Evet üstelik boyun bükmüş, aciz ve çaresiz bir vaziyette diriltileceksiniz.

 Adem Uğur = De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).

 Ahmed Hulusi = De ki: "Evet! Siz de boyun bükmüş zavallılar olarak (bâ's olunacaksınız). "

 Ahmet Tekin = Onlara: 'Evet, sizler, hem de aşağılanarak, hakaret edilerek diriltileceksiniz.' de.

 Ahmet Varol = De ki: 'Evet hem de küçük düşürülmüş olarak.'

 Ali Bulaç = De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)."

 Ali Fikri Yavuz = (Ey Rasûlüm), de ki: “- Hem hepiniz zelîl ve hakîr olarak (diriltileceksiniz).”

 Ali Ünal = “Evet,” de, “hem de hor–hakir bir halde diriltileceksiniz.”

 Bayraktar Bayraklı = De ki: “Evet, siz hem de aşağılanarak diriltileceksiniz.”

 Bekir Sadak = De ki: «Evet hem de zelil ve hakir olarak.»

 Celal Yıldırım = De ki: Evet, hem de aşağılanıp rüsvay olduğunuz halde...

 Cemal Külünkoğlu = De ki: “Evet, hem de siz aşağılanmış kimseler olarak (diriltileceksiniz).”

 Diyanet İşleri (eski) = De ki: 'Evet hem de zelil ve hakir olarak.'

 Diyanet Vakfi = De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak (diriltileceksiniz).

 Edip Yüksel = De ki, 'Evet, hem de horlanarak.'

 Elmalılı Hamdi Yazır = De ki: evet, hem siz çok hor, hakîr olarak

 Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Deki: «Evet! Hem de çok aşağılanmış olarak!»

 Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = De ki: «Evet, hem de sizler çok aşağılanmış olarak (dirileceksiniz).»

 Gültekin Onan = De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş kimseler olarak (diriltileceksiniz)."

 Harun Yıldırım = De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak.

 Hasan Basri Çantay = Sen de ki: «Evet (diriltileceksiniz). Hem siz (hepiniz) hor ve hakıyr olarak».

 Hayrat Neşriyat = (Ey Resûlüm!) De ki: 'Evet! Hem de siz zelîl kimseler olarak (diriltileceksiniz)!'

 İbni Kesir = De ki: Evet, hem de hor ve hakir olarak.

 Kadri Çelik = De ki: “Evet, hem de siz hor ve hakirler olarak (diriltileceksiniz).”

 Muhammed Esed = De ki: "Elbette, hem de en perişan ve zavallı şekilde!"

 Mustafa İslamoğlu = "Evet" de, "Hem de rezil rüsva bir halde!"

 Ömer Nasuhi Bilmen = (18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan sandığınız ayırmak günüdür.

 Ömer Öngüt = De ki: "Evet, hem de hor ve hakir olarak!"

 Şaban Piriş = De ki: -Evet, hem de hor ve hakir olarak!

 Sadık Türkmen = De ki: “Evet, hem de aşağılanmış, boyun bükmüş kimseler olarak!”

 Seyyid Kutub = De ki; «Evet, hem de hor ve hakir olarak dirileceksiniz.»

 Suat Yıldırım = De ki: "Evet, diriltilecek, hem de zelil ve perişan bir vaziyette diriltileceksiniz!"

 Süleyman Ateş = De ki: "Evet siz aşağılanarak (diriltileceksiniz)!"

 Tefhim-ul Kuran = De ki: «Evet, üstelik sizler boyun bükmüş kimseler olarak.»

 Ümit Şimşek = De ki: Evet. Hem de horlanmış şekilde diriltileceksiniz.

 Yaşar Nuri Öztürk = De ki: "Evet! Ve, siz de! Aşağılanmış, ezilmiş olarak."

 İskender Ali Mihr = "Evet ve siz (yeniden yaratıldığınız zaman) hor ve hakir olacaklarsınız." de.

 İlyas Yorulmaz = Evet, siz aşağılanmış olarak.