مَن يَهْدِ اللّهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِي وَمَن يُضْلِلْ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Men yehdillâhu fe huvel muhtedî ve men yudlil fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne).
men | : kim, kimi |
yehdi allâhu | : Allah hidayete erdirir |
fe huve el muhtedî | : o takdirde, artık o hidayete ermiştir |
ve men | : ve kim, kimi |
yudlil | : dalâlette bırakır |
fe ulâike | : o takdirde, artık işte onlar |
hum el hâsirûne | : onlar hüsrana uğrayanlardır (nefslerini hüsrana düşürenlerdir). |
Diyanet İşleri = Allah, kimi doğru yola iletirse, odur doğru yolu bulan. Kimleri de saptırırsa, işte onlar, ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Allah, kimi doğru yola sevkettiyse odur doğru yolu bulan ve kimi yoldan çıkarırsa o ve onun gibilerdir ziyana uğrayanlar.
Abdullah Parlıyan = Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur. O'nun sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince, büyük kayıp içinde olanlar da işte böyleleridir.
Adem Uğur = Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.
Ahmed Hulusi = Allâh kime hidâyet eder ise, odur hakikate eren! Kimi de saptırır ise, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
Ahmet Tekin = Allah, kime hak yolu aydınlatıcı bilgiler verirse o doğru yolu bulup tercih eder. Kimlerin de, hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.
Ahmet Varol = Allah kimi doğru yola eriştirirse o doğru yoldadır. Kimleri de sapıklığa düşürürse onlar da ziyandadırlar.
Ali Bulaç = Allah kime hidayet verirse o artık hidayeti bulmuştur; kimi şaşırtıp saptırırsa artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Ali Fikri Yavuz = Allah’ın hidayet ettiği kimse, hak yola ulaşandır; ve kimi de adâleti ile saptırırsa, işte bunlar, ziyana uğrayanlardır.
Ali Ünal = Allah kime hidayet nasip ederse, doğru yolu bulan odur. Kimi de saptırırsa, artık öyleleri bütün bütün kaybedenlerin ta kendileridir.
Bayraktar Bayraklı = Allah'ın doğru yola yönelttiği kişi, hidayettedir. O'nun sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince, onlar kaybedenlerin ta kendileridir.
Bekir Sadak = Allah'in dogru yola sevkettigi kimse dogru yolda olur. Saptirdigi kimseler ise, iste onlar mahvolanlardir.
Celal Yıldırım = Allah kime doğru yolu gösterirse, o doğru yolu bulur; kimi de saptırırsa, işte onlar da, evet onlar, zarara uğrayanlardır.
Cemal Külünkoğlu = Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur. O'nun (inatları yüzünden) sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince; işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır!
Diyanet İşleri (eski) = Allah'ın doğru yola sevkettiği kimse doğru yolda olur. Saptırdığı kimseler ise, işte onlar mahvolanlardır.
Diyanet Vakfi = Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.
Edip Yüksel = ALLAH kimi doğruya iletirse, doğruyu bulan odur. Kimi de saptırırsa, kaybedenler de onlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Allah kime hidayet ederse hidayet bulan o, kimi de dalâlete bırakırsa husrane düşenler de işte onlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Allah kime hidayet ederse, o doğru yolu bulur; kimi de saptırırsa, hüsrana düşenler de işte onlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Allah kime hidayet ederse, o hidayete erer, kimi de dalalette bırakırsa, işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileri olurlar.
Gültekin Onan = Tanrı kime hidayet verirse o artık hidayeti bulmuştur; kimi şaşırtıp saptırırsa artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Harun Yıldırım = Allah kimi hidayete erdirirse artık o doğru yolu bulmuştur. Her kimi de saptırırsa işte onlar hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
Hasan Basri Çantay = Allah kime hidâyet ederse o doğru yolu bulmuşdur. Kimi de sapdırırsa onlar en büyük zarara uğrayanların ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat = Allah kimi (hikmetine binâen kendi lütfundan) hidâyete erdirirse, işte hidâyete eren odur. Kimi de (küfrü sebebiyle) dalâlete atarsa, işte onlar gerçekten hüsrâna uğrayanlardır.
İbni Kesir = Allah; kimi hidayete erdirirse; odur hidayete eren. Kimi de saptırırsa; işte onlardır hüsrana uğrayanların kendileri.
Kadri Çelik = Allah kime hidayet ederse, o gerçek hidayete ermiş olur; kimi de saptırırsa, artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Muhammed Esed = Allah kime yol gösterirse, gerçekten doğru yola erişen işte odur: Onun sapıklık içinde bıraktığı kimselere gelince, büyük kayıp içinde olanlar da işte böyleleridir!
Mustafa İslamoğlu = Kimin rehberi Allah olursa, doğru yola ulaşan o olur; O kimi de sapıklığa terk ederse, işte gerçekten kaybeden de onlar olurlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Allah Teâlâ kime hidâyet ederse işte hidâyete eren odur. Kimleri de dalâlete düşürürse işte felakete uğrayanlar da onlardır.
Ömer Öngüt = Allah'ın hidayet edip doğru yola sevk ettiği kimse doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa, işte onlar mahvolanlardır.
Şaban Piriş = Allah kimi doğru yola yöneltmişse / hidayet etmişse o hidayet bulmuştur. Kimi de sapıklıkta bırakmışsa, onlar mahvolanların ta kendisidir.
Sadık Türkmen = Allah kime (Hz. Muhammed gibi elçi seçerek) yol gösterirse, hidayete eren işte odur! Ve kimi, (Kur’an ile düzelmek istemeyip yanlış hayat tarzını seçenleri) de sapıklığında bırakırsa, işte hüsrana uğrayanların kendileri onlardır.
Seyyid Kutub = Allah kime hidayet verirse o artık hidayeti bulmuştur; kimi şaşırtıp saptırırsa artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Suat Yıldırım = Allah kime hidâyet ederse işte doğru yolu bulan odur; kimi de şaşırtırsa işte onlar da kaybedenlerin ta kendileridir.
Süleyman Ateş = Allâh kime yol gösterirse, işte yolu bulan odur. Kimi de saptırırsa, işte ziyana uğrayanlar onlardır.
Tefhim-ul Kuran = Allah kime hidayet verirse o artık hidayeti bulmuştur; kimi de şaşırtıp saptırırsa artık onlar da hüsrana uğrayanlardır.
Ümit Şimşek = Allah kime hidayet verirse, işte o doğru yoldadır. Kimi saptırırsa, onlar da hüsrana düşmüş olanlardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Allah'ın yol gösterdiği, gerçeğe varmıştır; saptırdıkları ise hüsrana batıp kalmıştır.
İskender Ali Mihr = Allah kimi hidayete erdirirse (kendisine ulaştırırsa), artık o hidayete ermiştir. Ve kim dalâlette bırakılırsa, işte onlar, onlar artık hüsrana uğrayanlardır (nefslerini hüsrana düşürenlerdir).
İlyas Yorulmaz = Allah’ın ayetleriyle yol gösterdiği kimse, doğru yol üzerindedir. Kimide sapıklık içinde bırakırsa, işte onlar kendilerine yazık eden kimselerdir.