إِنَّمَا ذَلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءهُ فَلاَ تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
İnnemâ zâlikumuş şeytânu yuhavvifu evliyâehu, fe lâ tehâfûhum ve hâfûni in kuntum mu’minîn(mu’minîne).
innemâ | : ancak, sadece, fakat |
zâlikum | : böylece |
eş şeytânu | : şeytan |
yuhavvifu | : korkutur |
evliyâe--hu | : kendi dostları (onu dost edinenler) |
fe lâ tehâfû-hum | : artık onlardan korkmayın |
ve hâfû-ni | : ve Ben’den korkun |
in kuntum | : eğer sizler ... iseniz, .. olduysanız |
mu’minîne | : mü’minler |
Diyanet İşleri = O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun.
Abdulbaki Gölpınarlı = Şüphe yok ki Tanrı dostlarını korkutan ancak ve ancak Şeytan'dır. Onlardan korkmayın, benden korkun inanmışsanız.
Abdullah Parlıyan = İşte o şeytan sizi ancak dostlarıyla veya şeytan ancak kendi dostlarını korkutur. Eğer, gerçekten mü'min kimselerseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Adem Uğur = İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Ahmed Hulusi = O şeytan (haberi getiren), ancak kendi dostlarını korkutur. . . O hâlde onlardan korkmayın; benden korkun, eğer iman ehliyseniz.
Ahmet Tekin = Size o haberi getiren kesinlikle şeytandır, şeytan tıynetli ahlâksız azgınların takımıdır. Kendisini veli-otorite edinenleri korkutabilir; dostlarını grup grup üstünüze salar. Onların velayeti-otoritesi altına, kontrolüne girmeyin. Onlardan korkmayın, eğer mü’minseniz bana isyandan korkun.
Ahmet Varol = Şüphesiz şu şeytan, kendi dostlarını korkutur. Eğer mü'minler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Ali Bulaç = İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü'minlerseniz, Ben'den korkun.
Ali Fikri Yavuz = (Ebû Süfyan sizin için ordu toplamıştır, diye) sizi kendi dostlarından korkutmakta olan o şeytandır. Siz, onlardan korkmayın da bana isyan etmekten korkun, eğer müminlerseniz.
Ali Ünal = Size, (“Düşmanlarınız olan insanlar üzerinize gelmek için ordu topladılar; onlardan korkun ve geri durun!”) diyenler ancak şeytandır ki, sizi dostlarıyla korkutmak istiyor. Fakat siz, gerçekten mü’minler iseniz, onlardan korkmayın, sadece Ben’den korkun.
Bayraktar Bayraklı = İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayınız, benden korkunuz.
Bekir Sadak = Iste o seytan ancak kendi dostlarini korkutur, inanmissaniz onlardan korkmayin, Benden korkun.
Celal Yıldırım = (Size o haberi getiren) ancak şeytandır; kendi dostlarını (savaş ve ölümle) korkutur. Mü'min iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Cemal Külünkoğlu = (Ebu Süfyan sizin için ordu toplamıştır, diye) sizi kendi dostlarından korkutmakta olan o şeytandır. Siz, eğer inanıyorsanız onlardan korkmayın da benden (bana isyan ederek azabıma uğramaktan) korkun!
Diyanet İşleri (eski) = İşte o şeytan ancak kendi dostlarını korkutur, inanmışsanız onlardan korkmayın, Benden korkun.
Diyanet Vakfi = İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Edip Yüksel = Şeytan ancak kendi dostlarına korku verir. Onlardan korkmayın, benden korkun; gerçekten inanmışsanız.
Elmalılı Hamdi Yazır = size o haberi getiren Şeytan sade kendi dostlarını korkutur, siz ondan korkmayın da bana ısyandan korkun eğer mü'minlerseniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Size o haberi getiren şeytan, yalnızca kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, bana isyandan korkun, eğer inanıyorsanız!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (Size o haberi getiren) ancak şeytandır, (sadece) kendi dostlarını korkutabilir. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun.
Gültekin Onan = İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer inançlılarsanız benden korkun.
Harun Yıldırım = İşte o şeytandır ki ancak kendi velilerini korkutur; eğer mü’min iseniz onlardan korkmayın, benden korkun!
Hasan Basri Çantay = (Size o haberi getiren adam) mutlakaa (sizi) kendi dostlarından korkutmakda olan o şeytandır. Öyle ise siz onlardan (onun dostlarından) korkmayın, benden korkun, eğer îman etmiş (kimse) lerseniz.
Hayrat Neşriyat = İşte (size haber getiren) o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Eğer îmân eden kimseler iseniz, artık onlardan korkmayın da (ancak) benden korkun!
İbni Kesir = O şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Mü'min iseniz onlardan korkmayın, Benden korkun.
Kadri Çelik = İşte o şeytan ancak kendi dostlarını korkutur, iman etmişseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Muhammed Esed = Kendi dostlarından korkmayı (içinize) yerleştiren Şeytandan başkası değildir: Öyleyse onlardan değil, yalnızca Benden korkun, eğer gerçek müminler iseniz!
Mustafa İslamoğlu = Başkası değil, işte o şeytandır kendi dostlarıyla (sizi) korkutan. O halde onlardan korkmayın, sadece benden korkun, gerçekten inanıyorsanız eğer.
Ömer Nasuhi Bilmen = O şeytan, sizi mutlaka dostlarından korkutuyor. Binaenaleyh onlardan korkmayınız Benden korkunuz eğer mü'min kimseler iseniz.
Ömer Öngüt = O şeytan ancak kendi dostlarını korkutur. O halde mümin iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Şaban Piriş = Şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Eğer müminseniz onlardan korkmayın, benden korkun.
Sadık Türkmen = O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz Benden korkun.
Seyyid Kutub = O şeytan sizi yardakçıları ile korkutur, o halde eğer gerçekten mümin iseniz onlardan değil, benden korkunuz.
Suat Yıldırım = Size o haberi getiren adam şeytanın tekidir. O sizi kendi dostları ile korkutmak ister. Fakat siz mümin iseniz onlardan korkmayın, Ben’den korkun!
Süleyman Ateş = O şeytân sizi kendi dostlarından korkutuyor, eğer inanmış iseniz, onlardan korkmayın, benden korkun!
Tefhim-ul Kuran = İşte bu şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, eğer mü'minlerseniz, Ben'den korkun.
Ümit Şimşek = İşte bu ancak şeytandır ki, dostlarını böylece korkutur. Siz ondan korkmayın; eğer mü'min iseniz Benden korkun.
Yaşar Nuri Öztürk = İşte size şeytan. O yalnız kendi dostlarını korkutur. Eğer inananlarsanız onlardan korkmayın, benden korkun.
İskender Ali Mihr = Fakat şeytan, böylece ancak kendi dostlarını (onu dost edinenleri) korkutur. Artık onlardan korkmayın ve eğer sizler mü’min iseniz, (sadece) Ben’den korkun.
İlyas Yorulmaz = Şeytan, ancak ve ancak kendi yandaşlarını korkutur. (Ey inananlar!) Siz onlardan korkmayın, eğer inanıyorsanız benden korkun.