فَكَانَ عَاقِبَتَهُمَا أَنَّهُمَا فِي النَّارِ خَالِدَيْنِ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاء الظَّالِمِينَ
Fe kâne âkıbetehumâ ennehumâ fîn nâri hâlideyni fîhâ, ve zâlike cezâûz zâlimîn(zâlimîne).
fe kâne | : böylece oldu |
âkibete-humâ | : onların akıbetleri |
enne-humâ | : onların ikisinin olduğu, olması |
fî en nâri | : ateşin içinde |
hâlideyni | : (ikisi) devamlı kalacak olanlar |
fî-hâ | : orada, içinde |
ve zâlike | : ve işte bu |
cezâû | : ceza |
ez zâlimîne | : zalimler |
Diyanet İşleri = Nihayet ikisinin de (azdıranın da azanın da) akıbeti, ebediyen ateşte kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası budur.
Abdulbaki Gölpınarlı = Derken ikisinin de sonları şu olur: Şüphe yok ki ikisi de, ebedî kalmak üzere ateşe girerler ve budur zulmedenlerin cezâsı.
Abdullah Parlıyan = Nihayet şeytanın da, aldattığı kişinin de, münafıkların ve Yahudilerin sonu da mutlaka içinde devamlı kalacakları cehennem ateşidir. İşte bu da, yaratılış gayesi dışında yaşayanların cezasıdır.
Adem Uğur = Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedî kalacakları ateş olacaktır. İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
Ahmed Hulusi = Bu yüzden ikisinin de sonu, içinde sonsuz yaşamak üzere ateş oldu! İşte bu zâlimlerin cezasıdır.
Ahmet Tekin = Nihayet aldatan şeytanla aldanan insanın sonu, içinde ebedî kalacakları ateş olacaktır. İşte bu, inkârda, isyanda ısrar eden, baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen zâlimlerin cezasıdır.
Ahmet Varol = Sonuçta her ikisinin de sonları, sonsuza kadar ateşin içinde kalmaları oldu. İşte zalimlerin cezaları budur.
Ali Bulaç = Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Ali Fikri Yavuz = Sonra ikisinin (şeytan ile o adamın) akıbeti, ebedî olarak cehennemin içinde kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası budur.
Ali Ünal = Neticede (şeytanın da, kandırıp küfre düşürdüğü kimsenin de) âkıbeti, içinde sonsuzca kalmak üzere Ateş’e girmektir. Budur zalimlerin cezası.
Bayraktar Bayraklı = Böylece her ikisinin de âkıbeti, süreli olarak kalacakları ateş olur. İşte bu, zâlimlerin cezasıdır.
Bekir Sadak = Ikisinin sonucu da, icinde temelli kalacaklari ates olacaktir. Zalimlerin cezasi budur. *
Celal Yıldırım = İkisinin de sonu, mutlaka içinde devamlı kalacakları Cehennem ateşidir. İşte bu, zâlimlerin cezasıdır.
Cemal Külünkoğlu = Nihayet ikisinin de (azdıranın da azanın da) sonu, ebediyen ateşte kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası budur.
Diyanet İşleri (eski) = İkisinin sonucu da, içinde temelli kalacakları ateş olacaktır. Zalimlerin cezası budur.
Diyanet Vakfi = Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedî kalacakları ateş olacaktır. İşte bu, zalimlerin cezasıdır.
Edip Yüksel = Her ikisi de ebedi kalacakları ateşte son buldular. Zalimlerin cezası işte böyledir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Böylece, sonunda ikisi de, (hem hakikati inkar edenler, hem de ikiyüzlüler,) kendilerini yerleşip kalacakları bir ateşte bulacaklar, çünkü zalimlerin cezası budur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Sonra ikisinin de sonu, sonsuza dek ateşte kalmaları oldu. İşte zalimlerin cezası budur,
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Nihayet ikisinin sonu, ebedi olarak ateşte oldu. Zalimlerin cezası budur.
Gültekin Onan = Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Harun Yıldırım = Akibetleri, şüphesiz ikisinin de ateşte kalıcı olmalarıdır. İşte zalimlerin cezası budur.
Hasan Basri Çantay = Nihayet ikisinin de aakıbeti hakıykaten ateşin içinde ebedî kalıcı (insanlar) olmalarıdır. İşte bu, o zaalimlerin cezasıdır.
Hayrat Neşriyat = Böylece ikisinin de âkıbeti, gerçekten kendilerinin, onun içinde ebedî kalıcı kimseler olarak ateşte olmalarıdır. İşte zâlimlerin cezâsı budur!
İbni Kesir = Nihayet ikisinin de akıbeti; içinde ebediyyen kalacakları ateştir. İşte zalimlerin cezası budur.
Kadri Çelik = Nihayet ikisinin de sonu, içinde temelli kalıcılar oldukları ateş olacaktır. İşte bu zalimlerin cezasıdır.
Muhammed Esed = Böylece, sonunda ikisi de, (hem hakikati inkar edenler, hem de ikiyüzlüler,) kendilerini yerleşip kalacakları bir ateşte bulacaklar, çünkü zalimlerin cezası budur.
Mustafa İslamoğlu = Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de süresiz olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Ömer Nasuhi Bilmen = Artık onların akibetleri, muhakkak ki ateşte, onun içinde ebedî kalıcılar olmaktan ibaret oldu ve işte bu da zalimlerin cezasıdır.
Ömer Öngüt = İkisinin de âkibeti cehennemdir. Her ikisi de içinde ebedi kalacaklardır. İşte zâlimlerin cezası budur.
Şaban Piriş = Böylece her ikisinin de sonu, içinde ebedi kalacakları ateştir. İşte zalimlerin cezası budur.
Sadık Türkmen = Nihayet ikisinin de akıbeti; içinde ebediyyen kalacakları ateştir. İşte zalimlerin cezası budur.
Seyyid Kutub = Nihayet ikisinin de sonu, içinde ebedi kalacakları ateş olacaktır. İşte bu zalimlerin cezasıdır.
Suat Yıldırım = Neticede ikisinin âkıbeti de, ebedî kalmak üzere cehenneme girmek oldu. İşte zalimlerin cezası budur.
Süleyman Ateş = Nihâyet ikisinin de sonu, ebedi olarak ateşte kalmaları oldu. Zâlimlerin cezâsı budur.
Tefhim-ul Kuran = Sonunda onların akibetleri, şüphesiz ateşin içinde ikisinin de ebedi olarak kalıcı olmalarıdır. İşte zalim olanların cezası budur.
Ümit Şimşek = İkisinin de sonu, ebediyen kalmak üzere ateştir. Zalimlerin cezası işte budur.
Yaşar Nuri Öztürk = Bu yüzden ikisinin de sonu, içinde sürekli kalacakları ateşe girmek oldu. Zalimlerin cezası işte budur.
İskender Ali Mihr = Böylece ikisinin (münafıkların ve şeytanın) akıbeti orada, ateşin içinde ebediyyen kalmak oldu. Ve işte bu, zalimlerin cezasıdır.
İlyas Yorulmaz = O ikisinin de sonuçta gideceği yer, sürekli kalmak üzere, kesinlikle ateştir. Bu zulmedip haksızlık yapanların cezasıdır.