يَتَجَرَّعُهُ وَلاَ يَكَادُ يُسِيغُهُ وَيَأْتِيهِ الْمَوْتُ مِن كُلِّ مَكَانٍ وَمَا هُوَ بِمَيِّتٍ وَمِن وَرَآئِهِ عَذَابٌ غَلِيظٌ
Yetecerrauhu ve lâ yekâdu yusîguhu ve ye’tîhil mevtu min kulli mekânin ve mâ huve bi meyyit(meyyitin), ve min verâihî azâbun galîz(galîzun).
yetecerrau-hu | : onu yutmaya çalışır (çalışacak) |
ve lâ yekâdu | : ve olmayacak, olamayacak |
yusîgu-hu | : onu boğazdan kolayca geçirir |
ve ye’tî-hi el mevtu | : ve ona ölüm gelecek |
min kulli mekânin | : heryerden, her mekândan |
ve mâ | : ve olmaz, olamaz |
huve | : o |
bi meyyitin | : ölü |
ve min verâi-hi | : ve onun arkasından |
azâbun | : bir azap |
galîzun | : ağır, galiz |
Diyanet İşleri = Onu yudumlamaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecektir. Ona her yönden ölüm gelecek fakat ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap gelecektir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Yudum-yudum içmeye çalışacak, fakat bir türlü boğazından geçmeyecek; her taraftan ölüm gelecek ona, fakat ölmeyecek de ve ilerde daha da ağır bir azap var.
Abdullah Parlıyan = Onu yudum yudum içer, fakat boğazında kalır, yutamaz. Her tarafından ölüm gibi felaketler sarar, fakat yine ölmez, ileride daha ağır biz azap var.
Adem Uğur = Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.
Ahmed Hulusi = Onu yudum yudum içmeye çalışır, (fakat) neredeyse boğazından geçiremez. . . Kendisine her taraftan ölüm gelir fakat o ölmez! Onun ardından da ağır bir azap!
Ahmet Tekin = Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek. Zorbayı, diktatörü her taraftan ölüm sıkıntısına benzer felâketler kuşatacak. Ölmeyecek, peşinden de, daha ağır bir cezaya çarptırılacak.
Ahmet Varol = Onu yutkunmaya çalışır ama bir türlü boğazından geçiremez. Her yandan kendisine ölüm geldiği halde yine ölmez. Ardından da çok katı bir azap vardır.
Ali Bulaç = Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. Ardından daha katı bir azab olacak.
Ali Fikri Yavuz = Onu yutmağa çalışacak, fakat boğazından geçiremiyecek ve her taraftan kendisine ölüm gelecek; halbuki ölmiyecektir. Arkasından da şiddetli ve ağır bir azab, cehennemde ebedî kalış vardır.
Ali Ünal = Bu suyu az az yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek; ayrıca, ölüm her bir yandan kendisini saracak, fakat ölemeyecektir. Bundan başka, onu bekleyen pek ağır bir azap daha vardır.
Bayraktar Bayraklı = Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir. Bundan öte şiddetli bir azap da vardır.
Bekir Sadak = Onu yudum yudum alacak fakat yutamiyacaktir. lum ona her taraftan geldigi halde, olemiyecek, arkasindan da cetin bir azap gelecektir.
Celal Yıldırım = Yudum yudum içmeye çalışacak, hiç de boğazından rahat geçmeyecek. Ölüm her yandan gelecek, ama o yine ölmiyecek. (Bunun) arkasından da büyük bir azâb vardır.
Cemal Külünkoğlu = Onu zorla yutmaya çalışacak fakat boğazından geçiremeyecek ve her taraftan ona ölüm gelecek fakat yine de ölmeyecek, arkasından da ağır bir azaba uğratılacak.
Diyanet İşleri (eski) = Onu yudum yudum alacak fakat yutamıyacaktır. Ölüm ona her taraftan geldiği halde, ölemiyecek, arkasından da çetin bir azap gelecektir.
Diyanet Vakfi = Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.
Edip Yüksel = Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır = Öyle ki o, bunu zoraaki içmiye çalışacak, bir türlü boğazından geçiremeyecek, her yandan kendisine ölüm gelecek, halbuki ölmeyecek de. Önünden de daha ağır (zorlu ve ebedî) bir azâb gelib çatacak.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Yutmaya çalışacak, boğazından geçiremeyecek, her taraftan ona ölüm gelecek, oysa ölmeyecek, arkasından da şiddetli bir azap!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onu yutmaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve her yandan ona ölüm gelecek, fakat o ölemez. Arkasından da çetin bir azab gelecektir.
Gültekin Onan = Onu yudum yudum alacak ve boğazından rahatlıkla geçirmeyi başaramayacak ve ona her yandan ölüm geldiği halde o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan öte şiddetli bir azap vardır.
Harun Yıldırım = Onu yudumlamaya çalışacak, fakat boğazından geçiremeyecek ve ona her yandan ölüm gelecek, oysa o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan ötede şiddetli bir azap da vardır.
Hasan Basri Çantay = Onu (yutmak için) yutkunacak fakat bir türlü yutamayacaktır. Derken ölüm(den beter bir hal) her yandan gelip onu kuşatacak, ne ki o ölüm imkanından mahrum olacaktır. Ve onun da ötesinde, çok daha ağır bir azap onları bekleyecektir.
Hayrat Neşriyat = Onu yutmaya çalışır, fakat onu neredeyse boğazından geçiremez. Hem ölüm ona her taraftan gelir, hâlbuki o ölecek bir kimse değildir (ki kurtulsun)! Ardından da ağır bir azab vardır.
İbni Kesir = Onu yudum yudum alacak ama yutamayacaktır. Her taraftan ona ölüm geldiği halde ölemeyecektir. Ve arkasından şiddetli bir azab gelip çatacaktır.
Kadri Çelik = Onu yudum yudum alacak ve boğazından rahatlıkla geçirmeyi başaramayacak ve ona her yandan ölüm geldiği halde o ölecek değildir (ki azaptan kurtulsun). Bundan öte şiddetli bir azap vardır.
Muhammed Esed = onu (içecek olan) yutkunacak, yutkunacak ama bir türlü yutamayacaktır. Ve orada insanı ölüm her yandan kuşatacak, ama insan, kendisini daha zorlu bir azap beklediğinden, bir türlü ölemeyecek.
Mustafa İslamoğlu = Onu (yutmak için) yutkunacak fakat bir türlü yutamayacaktır. Derken ölüm(den beter bir hal) her yandan gelip onu kuşatacak, ne ki o ölüm imkanından mahrum olacaktır. Ve onun da ötesinde, çok daha ağır bir azap onları bekleyecektir.
Ömer Nasuhi Bilmen = Onu yudum yudum içer ve onu boğazından geçiremeyecektir ve ona her taraftan ölüm gelecek. Halbuki, o ölmüş olmayacaktır, ve onun arkasından da ağır bir azap vardır.
Ömer Öngüt = Yutmaya çalışır, fakat boğazından geçiremez. Her yandan ölüm geldiği halde yine ölemez. Bunun arkasından da daha çetin bir azap vardır.
Şaban Piriş = Onu yudumlayacak fakat bir türlü yutamayacaktır. Ölüm ona her yerden geldiği halde, ölemeyecek, arkasından ise ağır bir azap gelecektir.
Sadık Türkmen = O irinli suyu yutmaya çalışır, fakat onu kolayca yutup boğazından geçiremez. Her yandan ona ölüm geldiği halde, yine de ölemez. Ardından da daha kaba bir azap vardır.
Seyyid Kutub = Bu irinli suyu yutkunarak içer, normal biçimde içemez. Her yandan ölümün saldırısına uğradığı halde ölemez. Önünde çetin bir azap vardır.
Suat Yıldırım = (15-17) Resuller Allah’tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı, zorba zalim hüsrana uğradı. İş bununla bitmeyecek, ardından o zorba, cehenneme girecek. Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek. Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır.
Süleyman Ateş = O suyu yutmağa çalışır, fakat boğazından geçiremez ve her yandan ona ölüm geldiği halde yine ölemez. Bunun ardından da kaba bir azâb!
Tefhim-ul Kuran = Yutkunmaya çabalayacak ve boğazından geçirmeyi başaramıyacak, ona her yandan ölüm gelecek, oysa ölmeyecek de. Ardından daha katı bir azab olacak.
Ümit Şimşek = Onu yudumlar, fakat yutamaz. Her taraftan onu ölüm kuşatır; fakat ölü de değildir. Bunun arkasından da ağır bir azap vardır.
Yaşar Nuri Öztürk = Onu yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek. Ölüm her yandan üstüne gelecek de bir türlü ölmeyecek. Arkasından da dehşetli bir azap.
İskender Ali Mihr = Onu yutmaya çalışacak ve (fakat) onu boğazından kolayca geçiremeyecek. Bütün mekânlardan ona ölüm (öldürücü sebepler) gelecek ve (fakat) o ölemeyecek (ölmek istediği halde ölmesi mümkün olmayacak). Ve onun arkasından galiz (ağır) bir azap vardır.
İlyas Yorulmaz = O suları yutkunacak ama, bir türlü boğazdan geçmeyecek. Ölüm ona her taraftan gelecek, fakat onun için ölmek yok ve bunların ardından müthiş bir azap gelecek.