لَكُنَّا عِبَادَ اللَّهِ الْمُخْلَصِينَ
Le kunnâ ibâdallâhil muhlasîn(muhlasîne).
le | : elbette, mutlaka |
kunnâ | : biz olduk, olurduk |
ibâdallâhi (ibâde allâhi) | : Allah’ın kulları |
el muhlasîne | : muhlis olanlar, muhlisler |
Diyanet İşleri = (167-169) Müşrikler) şunu da söylüyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilere verilen kitaplardan bir kitap olsaydı, elbette biz ihlâslı kullar olurduk.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Elbette biz de ihlâsa eren Allah kulları olurduk.
Abdullah Parlıyan = kesinlikle Allah'ın öz ve temiz kullarından olurduk.”
Adem Uğur = Mutlaka Allah'ın ihlâslı kulları olurduk!.
Ahmed Hulusi = "Elbette biz de Allâh'ın ihlâsa (samimiyete, saflığa) erdirilmiş kulları olurduk. "
Ahmet Tekin = 'Elbette biz de Allah’ı ilâh tanıyan, candan müslüman samimi kullar olurduk.'
Ahmet Varol = Muhakkak biz de Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.'
Ali Bulaç = "Gerçekten bizler de, Allah'ın muhlis olan kullarından olurduk."
Ali Fikri Yavuz = Herhalde Allah’ın ihlas sahibi kullarından olurduk.”
Ali Ünal = “Hiç kuşkusuz Allah’ın ihlâsa erdirilmiş has kulları olurduk.”
Bayraktar Bayraklı = (167-169) Müşrikler, “Öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah'ın ihlaslı kulları olurduk!” diyorlardı.
Bekir Sadak = (167-16) 9 Putperestler: «Oncekilerde oldugu gibi bizde de bir kitap olsaydi, Allah'in O'na icten baglanan kullari olurduk» derlerdi.
Celal Yıldırım = (167-168-169) Her ne kadar müşrikler, «yanımızda öncekilerden kalma bir kitap bulunsaydı, elbette bizler, Allah'ın hâlis kullarından olurduk» dlyorlardıysa da,
Cemal Külünkoğlu = (167-169) Onlar (inkârcılar) ise şöyle deyip duruyorlardı: “Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş olsaydı elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk.”
Diyanet İşleri (eski) = (167-169) Putperestler: 'Öncekilerde olduğu gibi bizde de bir kitap olsaydı, Allah'ın O'na içten bağlanan kulları olurduk' derlerdi.
Diyanet Vakfi = (167-169) Putperestler: Eğer öncekilere verilenlerden bizde de bir kitap olsaydı, mutlaka Allah'ın ihlâslı kulları olurduk! diyorlardı.
Edip Yüksel = 'Kendimizi ALLAH'a adar, sadece O'na kul olurduk.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Her halde Allahın ıhlâs ile seçilmiş kullarından olurduk
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = herhalde Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (167-169) (Müşrikler) şöyle diyorlardı: «Eğer yanımızda önceki (ümmet)lerden bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk.»
Gültekin Onan = "Gerçekten bizler de, Tanrı'nın muhlis olan kullarından olurduk."
Harun Yıldırım = "Mutlaka Allah'ın ihlâslı kulları olurduk!" .
Hasan Basri Çantay = «Elbet biz de Allahın ihlâsa erdirilmiş kullarından olurduk».
Hayrat Neşriyat = (167-169) Ve (o müşrikler) doğrusu diyorlardı ki: 'Eğer şübhesiz bizim yanımızda(da) öncekiler(e verilenler)den bir kitab olsaydı, (biz de) elbette Allah’ın ihlâsa erdirilmiş kulları olurduk.'
İbni Kesir = Biz de elbet Allah'ın ihlasa erdirilmiş kulları olurduk.
Kadri Çelik = “Biz de elbet Allah'ın ihlâsa erdirilmiş kulları olurduk.”
Muhammed Esed = kesinlikle Allah'ın halis kulları olurduk!"
Mustafa İslamoğlu = elbet biz de imanını saf ve temiz tutma çabasını Allah'ın desteklediği halis kullarından olurduk!"
Ömer Nasuhi Bilmen = (167-169) Ve elbette ki, (kâfirler, evvelce) diyorlardı ki: «Eğer bizim yanımızda evvelkilerden bir kitap bulunmuş olsa idi. Elbette ki, biz Allah'ın ihlâsa nâil olmuş kullarından olur idik.»
Ömer Öngüt = "Elbette Allah'ın ihlâslı kullarından olurduk. "
Şaban Piriş = Elbette Allah’ın ihlaslı kulları olurduk.
Sadık Türkmen = Elbette biz de, Allah’ın temiz olan kullarından olurduk.”
Seyyid Kutub = Elbette biz Allah'ın temiz kulları olurduk.
Suat Yıldırım = (167-169) Müşrikler önceleri: "Eğer, derlerdi, daha önceki milletlere verilen kitap gibi bir kitap bizde de olsaydı, Biz de yalnız Allah’a ibadet eden halis kullarından olurduk."
Süleyman Ateş = "Elbette biz, Allâh'ın hâlis kulları olurduk!"
Tefhim-ul Kuran = «Gerçekten bizler de, Allah'ın muhlis kullarından olurduk.»
Ümit Şimşek = 'Biz de Allah'ın ihlâsa erdirdiği kullardan olurduk.'
Yaşar Nuri Öztürk = Elbette biz de Allah'ın samimi kullarından olurduk."
İskender Ali Mihr = (O zaman) mutlaka biz, Allah’ın muhlis kullarından olurduk.
İlyas Yorulmaz = Bizde Allah’ın salih kullarından olurduk.