وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ
Ve innâ le nahnus sâffûn(sâffûne).
ve innâ | : muhakkak ki biz |
le | : elbette, mutlaka |
nahnu | : biz |
es sâffûne | : saf halinde, saf saf duranlar |
Diyanet İşleri = “Şüphesiz biz (orada) saf duranlarız.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Ve şüphe yok ki biz, saf saf dizilmişiz elbet.
Abdullah Parlıyan = Biziz o saf saf dizilenler, biz.
Adem Uğur = Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz.
Ahmed Hulusi = "Muhakkak ki biz, evet biziz o saf saf dizilenler (varlıkta boyutları ve içindekileri meydana getirenler). "
Ahmet Tekin = 'O sâf sâf dizilenler, emir bekleyenler biziz.'
Ahmet Varol = Şüphesiz, o saflar halinde dizilenler biziz.
Ali Bulaç = "Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."
Ali Fikri Yavuz = Gerçekten biz, (Allah’ın emri karşısında) saf bağlayanlarız.
Ali Ünal = “(O’nun emirlerini alıp yerine getirmek için) sıra sıra dizilip bekleyenleriz biz.
Bayraktar Bayraklı = “Biz saf tutarız.”
Bekir Sadak = (164-16) 6 Melekler soyle derler: «Bizim herbirimizin bilinen bir makami vardir. suphesiz biz sira sira duranlariz, suphesiz biz Allah'i tesbih edenleriz.»
Celal Yıldırım = Ve bizler mutlaka saf saf dururuz,
Cemal Külünkoğlu = (164-166) Melekler derler ki: “Bizim her birimiz için belli bir makam (görev yeri) vardır. Biz orada saflar halinde duranlarız. Bizler elbette O'nun sınırsız şanını yüceltenleriz.”
Diyanet İşleri (eski) = (164-166) Melekler şöyle derler: 'Bizim her birimizin bilinen bir makamı vardır. Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız, şüphesiz biz Allah'ı tesbih edenleriz.'
Diyanet Vakfi = (164-166) (Melekler şöyle derler:) Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır. Şüphesiz biz, orada sıra sıra dururuz ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz.
Edip Yüksel = Biz, dizenleriz,
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve biz elbette biz o saf dizenleriz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Elbette biziz o saf saf dizilenler, biziz ;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = (164-166) (Melekler): «Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz! Biziz o tesbih edenler, biziz!» derler.
Gültekin Onan = "Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz."
Harun Yıldırım = " Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz."
Hasan Basri Çantay = Biziz o saf saf dizilenler mutlak biz.
Hayrat Neşriyat = 'Ve şübhesiz ki, (emrolunacağımız herşey için) saf saf duranlar elbette ancak biziz.'
İbni Kesir = Ve muhakkak ki biz; saf bağlayıp duranlarız.
Kadri Çelik = “O saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.”
Muhammed Esed = biz de (ibadetlerimizde O'nun önünde) saf tutarız;
Mustafa İslamoğlu = evet biziz (emre amade olup) saf saf duranlar, elbette biz;
Ömer Nasuhi Bilmen = (165-166) Ve şüphe yok ki, bizleriz, elbette bizleriz, o saf beste olanlar. Ve muhakkak ki, bizleriz, o tesbih ediciler.
Ömer Öngüt = "O saf saf dizilenler biziz biz!"
Şaban Piriş = Biz, elbette biz dizi dizi olanlarız.
Sadık Türkmen = Şüphesiz biz, saf saf dizilenleriz.
Seyyid Kutub = Şüphesiz biz sıra sıra duranlarız.
Suat Yıldırım = Saf saf dizilenler biziz.
Süleyman Ateş = "Biziz, o saf saf dizilenler, biz."
Tefhim-ul Kuran = «Biziz, o saflar halinde dizilmiş olanlar, gerçekten biziz.»
Ümit Şimşek = 'Biz saf saf dizilenleriz.
Yaşar Nuri Öztürk = O saf saf dizilenler elbette biziz.
İskender Ali Mihr = Ve muhakkak ki biz, mutlaka (Allah’ın huzurunda) saf saf duranlarız.
İlyas Yorulmaz = Ve bizde O’nun huzurunda saf tutanlarız. ”