أَأَمِنتُم مَّن فِي السَّمَاء أَن يَخْسِفَ بِكُمُ الأَرْضَ فَإِذَا هِيَ تَمُورُ
E emintum men fîs semâi en yahsife bikumul arda fe izâ hiye temûr(temûru).
e emintum | : emin mi oldunuz |
men | : kim, kimse, kişi |
fî es semâi | : semada, gökyüzünde |
en yahsife | : (yere) geçirmek |
bikum(u) | : sizi |
el arda | : arz, yeryüzü, yer |
fe izâ | : o zaman olunca |
hiye | : o |
temûru | : sarsılır, sallanır |
Diyanet İşleri = Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor.
Abdulbaki Gölpınarlı = Kudreti ve emri, gökte bulunan, yüce olan mâbûdun, sizi yerle berâber batırmayacağından emin misiniz? O vakit görürsün ki o sâkin yeryüzü, çalkanıp durmada, titreyip kıvranmada.
Abdullah Parlıyan = Ey inkârcılar! Gökte olan Rabbinizin sizi yere batırıp göçürmesinden emin misiniz? O zaman yeryüzü ansızın sallanıp çalkalanmaktadır.
Adem Uğur = Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
Ahmed Hulusi = Semâdakinin sizi arzınıza geçirmesinden güvencede misiniz? Birden o harekete geçip çalkalanmaya başlar!
Ahmet Tekin = Gökte olanın, sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? İşte o zaman, o boyun eğen yer, ıstırapla sarsılır, çalkalanır.
Ahmet Varol = Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman yer birden çalkalanmaya başlar.
Ali Bulaç = Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp çalkalanmaktadır.
Ali Fikri Yavuz = Göklerde olan (ve âlemin idaresine memur bulunan) meleklerin, sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? (Ey Mekke’liler!) O vakit bir de bakarsınız, arz çalkalanıp duruyor.
Ali Ünal = Yoksa, her şeyin üzerinden her nesneyi gören ve kontrol eden Zât’ın sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? Oysa bir de bakmışsınız, yer titriyor ve çalkalanıp duruyor.
Bayraktar Bayraklı = Göktekinin sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? O zaman yer şiddetle sarsılır.
Bekir Sadak = Gokte olanin sizi yerin dibine gecirmesinden guvende misiniz? O zaman, yer, sarsildikca sarsilir.
Celal Yıldırım = Göktekilerin sizi yere göçürüvermesinden emin misiniz ? O takdirde bakarsınız ki, ansızın yer sallanıp çalkalanır.
Cemal Külünkoğlu = Göklerde olanın, (yaptıklarınız yüzünden) sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? (Ey Mekkeliler!) O vakit bir de bakarsınız, arz çalkalanıp duruyor.
Diyanet İşleri (eski) = Gökte olanın sizi yerin dibine geçirmesinden güvende misiniz? O zaman, yer, sarsıldıkça sarsılır.
Diyanet Vakfi = Gökte olanın, sizi yere batırıvermeyeceğinden emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
Edip Yüksel = Yoksa, aniden sallanmaya başlayacak olan yerin dibine sizi batırmayacağına dair göktekinden güvence mi aldınız?
Elmalılı Hamdi Yazır = Emîn misiniz o Semâdekinden; sizinle Arzı göçürüvermesinden? O vakıt bakarsınız ki o Arz çalkalanıyordur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Emin misiniz o göktekinden; sizinle yeri göçürüvermesinden? O zaman bakarsın ki, o yer çalkalanıyor!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Her şeyi kuşatmış olan Allah'ın yeri sizinle birlikte göçürüvermesinden emin misiniz? O zaman yer çalkalanıyordur.
Gültekin Onan = Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden güvencede (emin) misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp çalkalanmaktadır.
Harun Yıldırım = Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman, o birden çalkalanır.
Hasan Basri Çantay = (Bu âlemin tedbîrine müvekkel olan) gökdeki (melek) lerden, (Allahdan), sizi yere batırıvermesinden emîn mi olduunz? O vakit bakarsınız ki o (arz durmayıb) çalkanmakdadır.
Hayrat Neşriyat = Gökte olanın (kâinâtın tedbir ve idâresine vekil kılınan meleklerin) sizi yere batırmasından emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız ki o (yer) sarsılıyordur!
İbni Kesir = Gökte olanın; sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? O zaman yer, sarsıldıkça sarsılır.
Kadri Çelik = Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir de bakmışsınız, o (yeryüzü) çalkalanıp duruyor.
Muhammed Esed = O Gökteki'nin, yeryüzünün bir gün gelip sarsılmaya başladığında sizi yutmasına izin vermeyeceğine emin olabilir misiniz?
Mustafa İslamoğlu = Gökte olanın, sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin misiniz? O zaman bir de bakarsınız ki (arz) çalkalanmaya başlamış.
Ömer Nasuhi Bilmen = Emin mi oldunuz, gökte olanın sizi yerin dibine geçirivermesinden? O vakit o yer, çalkanıverir.
Ömer Öngüt = Gökte olanın sizi yere batırıvermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
Şaban Piriş = Gökte olanın sizi yere batırmayacağından güvende misiniz, O sarsıldığı zaman?
Sadık Türkmen = Emin mi oldunuz? Gökte olan(Allah)ın sizi yere batırmayacağından! O zaman bakarsın ki, yer çalkalanıyor.
Seyyid Kutub = Gökte olanın sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer sarsıldıkça sarsılır.
Suat Yıldırım = Yüceler yücesi olan Allah’ın sizi yerin dibine geçirmesinden emin mi oldunuz? O zaman bir de bakarsınız yer çalkalanıp duruyor.
Süleyman Ateş = Gökte olanın, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer, birden sallanmağa başlar (ve siz yerin dibine geçersiniz).
Tefhim-ul Kuran = Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki, o (yeryüzü) sallanıp çalkalanmaktadır.
Ümit Şimşek = Yoksa semâdakinin, sizi yerin dibine geçirmeyeceğinden emin mi oldunuz? Bir de bakarsınız, yer sallanıp duruyor...
Yaşar Nuri Öztürk = O göktekinin, sizi yere batırmayacağından emin misiniz? O zaman yer aniden çalkalanmaya başlar.
İskender Ali Mihr = Gökyüzündeki Kişinin (Allah’ın), o (yer) sallandığı zaman sizi, yere geçirmesinden (geçirmeyeceğinden) emin mi oldunuz?
İlyas Yorulmaz = Gökyüzünde olanın, sizi yerin dibine geçirmesinden güvende mi oldunuz? O azap birdenbire harekete geçer.