وَلَوْلَا إِذْ سَمِعْتُمُوهُ قُلْتُم مَّا يَكُونُ لَنَا أَن نَّتَكَلَّمَ بِهَذَا سُبْحَانَكَ هَذَا بُهْتَانٌ عَظِيمٌ
Ve lev lâ iz semi’tumûhu kultum mâ yekûnu lenâ en netekelleme bi hâzâ subhâneke hâzâ buhtânun azîm(azîmun).
ve lev lâ | : ve olmasaydı, olmaz mıydı, olması gerekmez miydi |
iz | : olduğu zaman |
semi’tumû-hu | : onu işittiğiniz |
kultum | : dediniz |
mâ yekûnu | : olmaz |
lenâ | : bize, bizim için |
en netekelleme | : bizim söylememiz |
bi hâzâ | : bunu |
subhâne-ke | : sen sübhansın |
hâzâ | : bu |
buhtânun | : uydurulmuş iftira |
azîmun | : büyük |
Diyanet İşleri = Bu iftirayı işittiğiniz vakit, “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu, çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!
Abdulbaki Gölpınarlı = Duyduğunuz vakit, buna dair bir söz söylemek, bize düşmez; hâşâ, bu, pek büyük bir iftirâ deseydiniz.
Abdullah Parlıyan = Duyduğunuz zaman, bu konuda konuşmak bize düşmez, kudret ve yüceliğinde sınırsız olan sensin ey Rabbimiz! “Bu büyük ve çok kötü bir iftiradır” demeniz gerekmezmiydi?
Adem Uğur = Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?
Ahmed Hulusi = Onu (o yalanı) işittiğinizde: "Bunu konuşmak bizim işimiz değildir! Subhaneke (Seni tenzih ederiz)! Bu, aziym bir iftiradır!" demeniz gerekmez miydi?
Ahmet Tekin = Onu duyduğunuzda:'Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu çok büyük bir iftiradır.' demeli değil miydiniz?
Ahmet Varol = O'nu isittiginizde: «Bu konuda konusmamiz yakisik almaz; hasa, bu buyuk bir iftiradir» demeniz gerekmez miydi?
Ali Bulaç = Onu işittiğiniz zaman: "Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?
Ali Fikri Yavuz = Onu (Hz. Aişe’ye iftirayı) işittiğiniz zaman: “- Bunu söylemek bize caiz olmaz. Haşa! Bu büyük bir iftiradır.” desenizdi ya...
Ali Ünal = Onu duyduğunuzda, “Böyle bir şeyi ağzımıza almak bize yakışmaz. Aman Allah’ ım, bu çok büyük bir iftira!” diyerek kestirip atmanız gerekmiyor muydu?
Bayraktar Bayraklı = Bu iftirayı duyduğunuzda, “Bunu dilimize dolamak bize yakışmaz; bu, büyük bir iftiradır” demeliydiniz.
Bekir Sadak = O'nu isittiginizde: «Bu konuda konusmamiz yakisik almaz; hasa, bu buyuk bir iftiradir» demeniz gerekmez miydi?
Celal Yıldırım = Onu işittiğiniz vakit, (Peygamberin eşiyle ilgili) böyle bir konuşmamız bize uygun olmaz; Hakk'ı tenzîh ederiz, bu en büyük bir iftiradır, deseydiniz ya..
Cemal Külünkoğlu = Bu iftirayı işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) sen yücesin! Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?
Diyanet İşleri (eski) = O'nu işittiğinizde: 'Bu konuda konuşmamız yakışık almaz; haşa, bu büyük bir iftiradır' demeniz gerekmez miydi?
Diyanet Vakfi = Onu duyduğunuzda: «Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır» demeli değil miydiniz?
Edip Yüksel = Onu işittiğinizde, 'Bunu konuşmamız doğru değil. Sen Yücesin. Bu büyük bir iftiradır,' demeniz gerekmez miydi?
Elmalılı Hamdi Yazır = Onu işittiğiniz vakıt: bunu söylemek bize gerekmez, hâşâ bu bir büyük bühtandır deseniz ya
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Onu duyduğunuz da: «Bunu söylemek bize yakışmaz, haşa bu büyük bir iftiradır.» deseydiniz ya!
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Onu duyduğunuzda «Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Haşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır...» demeli değil miydiniz?
Gültekin Onan = Onu işittiğiniz zaman: "Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Tanrım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?
Harun Yıldırım = Onu duyduğunuzda: "Bunu konuşup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır" demeli değil miydiniz?
Hasan Basri Çantay = Onu duyduğunuz zaman: «Bunu söylememiz bize yakışmaz. Haaşâ. Bu, büyük bir iftiradır» demeniz (lâzım) değil miydi?
Hayrat Neşriyat = Hem onu duyduğunuz zaman: 'Bu hususta konuşmamız bize yakışmaz! Hâşâ! Bu büyük bir iftirâdır!' demeniz gerekmez miydi?
İbni Kesir = Onu duyduğunuz zaman: Bunu söylememiz bize yakışmaz. Haşa bu, büyük bir iftiradır, demeniz gerekmez miydi?
Kadri Çelik = Onu işittiğiniz zaman, “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allahım!) Sen münezzehsin! Bu, büyük bir iftiradır” demeniz gerekmez miydi?
Muhammed Esed = Ve (bir kez daha): Böyle bir (söylentiyi) işittiğiniz zaman "Bu konuda konuşmak bize düşmez; kudret ve yüceliğinde sınırsız olan Sensin; şüphesiz bu çok kötü bir iftiradır!" demeniz gerekmez miydi?
Mustafa İslamoğlu = İşte bu yüzden, onu işitir işitmez: "Bu konuda konuşmak bize düşmez! (Allah'ım, böyle bir iftiradan) Senin yüce zatına sığınırız! Bu dehşet bir iftiradır!" demeniz gerekmez miydi?
Ömer Nasuhi Bilmen = Onu işittiğiniz zaman, «Bunu söylemek bize layık olmaz, hâşâ bu, pek büyük bir iftiradır,» demeli değil mi idiniz?
Ömer Öngüt = Onu duyduğunuz zaman: “Bunu söylemek bize yakışmaz. Hâşâ! Bu büyük bir iftiradır. ” demeniz gerekmez miydi?
Şaban Piriş = Onu duyduğunuz zaman “Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa, bu büyük bir iftiradır.” demeniz gerekmez miydi?
Sadık Türkmen = Bu iftirayı işittiğiniz vakit; “Böyle sözleri ağzımıza almamız bize yaraşmaz. Seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!
Seyyid Kutub = Onu işittiğiniz zaman «Bu konuda konuşmak bize yakışmaz. Haşa Allah'a! Bu ağır bir iftiradır» demeniz gerekmez miydi?
Suat Yıldırım = Nasıl oldu da onu işitir işitmez: "Böylesi iftiraları ağzımıza alamayız, böyle şeyler bize yakışmaz. Hâşa! Bu pek büyük, pek çirkin bir bühtandır." demediniz!
Süleyman Ateş = Onu işittiğiniz zaman, "Bunu konuşmamız bize yakışmaz, hâşâ, bu, büyük bir iftirâdır." demeniz gerekmez miydi?
Tefhim-ul Kuran = Onu işittiğiniz zaman: «Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah'ım) Sen yücesin; bu, büyük bir iftiradır» demeniz gerekmez miydi?
Ümit Şimşek = Onu işittiğiniz zaman 'Bunu söylemek bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır' deseydiniz ne olurdu!
Yaşar Nuri Öztürk = Onu duyduğunuzda, "Bu konuda söz söylememiz bize yakışmaz; hâşâ, bu büyük bir iftiradır" demeniz gerekmez miydi?
İskender Ali Mihr = Ve onu işittiğiniz zaman: “Bizim bunu konuşmamız olmaz (bize yakışmaz), sen Sübhan’sın (Allah’ım Sana sığınırız). Bu büyük bir bühtan (uydurulmuş bir iftira)dır.” deseydiniz olmaz mıydı (demeniz gerekmez miydi)?
İlyas Yorulmaz = Siz bu iftirayı işittiğinizde “Bu olay karşısında bizim konuşmamızı gerektirecek bir delil yok. Sen bu kötülüğü yapmazsın, bu büyük bir iftiradır” demeliydiniz.