وَرَفَعْنَا فَوْقَهُمُ الطُّورَ بِمِيثَاقِهِمْ وَقُلْنَا لَهُمُ ادْخُلُواْ الْبَابَ سُجَّدًا وَقُلْنَا لَهُمْ لاَ تَعْدُواْ فِي السَّبْتِ وَأَخَذْنَا مِنْهُم مِّيثَاقًا غَلِيظًا
Ve rafa’nâ fevkahumut tûra bi mîsâkıhim ve kulnâ lehumudhulûl bâbe succeden ve kulnâ lehum lâ ta’dû fîs sebti ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).
ve rafa’nâ | : ve biz yükselttik |
fevka-hum | : onların üstüne |
et tûra | : Tur’u, Tur dağını |
bi mîsâkı-him | : onların misakları sebebiyle, misaklarından dolayı |
ve kulnâ | : ve biz dedik |
lehum | : onlara |
udhulû | : dahil olun, girin |
el bâbe | : kapı |
succeden | : secde ederek |
ve kulnâ | : ve biz dedik |
lehum | : onlara |
lâ ta’dû | : hakka tecavüz etmeyin, hudutları aşmayın |
fî es sebti | : cumartesi gününde |
ve ehaznâ | : ve biz aldık |
min-hum | : onlardan |
mîsâkan | : misak, kesin söz |
galîzan | : sağlam, çok kuvvetli |
Diyanet İşleri = Verdikleri sağlam söz(ü yerine getirmemeleri) sebebiyle “Tûr”u üzerlerine kaldırdık ve onlara, “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara, “Cumartesi (yasakları) konusunda haddi aşmayın” dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Abdulbaki Gölpınarlı = Ettikleri ahdi yerine getirsinler diye Tur dağını, oldukları yerin üstünde yüceltmiş ve onlara, şehrin kapısından secde ederek girin demiştik ve cumartesi günü demiştik, haddi aşmayın ve onlardan pek kuvvetli bir söz almıştık.
Abdullah Parlıyan = Söz vermeleri sebebiyle Tûr Dağını üzerlerine yükseltmiş, onlara kapıdan secde ederek girin, cumartesi günü yasağını aşmayın, diye uyarmış ve kendilerinden de sağlam bir söz almıştık.
Adem Uğur = Söz vermeleri (ni takviye) için Tûr'u başlarına diktik de onlara, "Baş eğerek kapıdan girin" dedik, "Cumartesi günü sınırı aşmayın" dedik. Kendilerinden sağlam söz aldık.
Ahmed Hulusi = Verdikleri söze bağlanmaları için Tur'u üzerlerine kaldırmıştık da onlara "Secde ederek o kapıdan girin" demiştik. Hem de "Cumartesi günü hürmetini ihlâl etmeyin" dedik de, onlardan kesin ahd aldık.
Ahmet Tekin = Kesin sözlerini, taahhütlerini aldığımız sırada Tûr’u üstlerine kaldırdık. Onlara:'Kapılardan, şehrin giriş noktalarından saygıyla, birlikte secde ederek girin' dedik. Onlara:'Cumartesi yasağını çiğnemeyin' dedik. Onlardan ağır, sorumluluklar gerektiren bir taahhüt almıştık.
Ahmet Varol = Kesin söz vermeleri için Tur dağını üzerlerine yükselttik ve: 'Secde ederek kapıdan girin' dedik. Onlara yine: 'Cumartesi günleri sınırı aşmayın' dedik ve kendilerinden sağlam bir söz aldık.
Ali Bulaç = Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve onlara: "Bu kapıdan secde ederek girin" dedik ve onlara: "Cumartesinde haddi aşmayın" da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.
Ali Fikri Yavuz = Verdikleri sözü kuvvetlendirmek ve ona bağlanmak için, Tur dağını üstlerine kaldırdık da kendilerine: “- O şehrin kapısından secdeye kapanarak girin”, dedik. Hem: “- cumartesi günü av yaparak hududu geçmeyin” (diye) söyledik. Böylece kendilerinden (bu hususta) ağır bir misak (te’minât) aldık.
Ali Ünal = (Bu kadar da değil: Tevrat’a kuvvetle tutunmaları konusunda ) vermiş oldukları sözü sağlama almak için Tur’u (yerinden söküp) üzerlerine kaldırdık (ve düşüverecek gibi başları üzerinde öylece tuttuk. Ayrıca, çölde dolaşıp dururlarken kendilerini yönlendirdiğimiz beldenin) kapısından “Âdeta secde halinde, mütevazı ve emirlerimize boyun eğmiş olarak girin!” buyurduk. Yine, kendilerine “Sebt Günü’nün hürmetine riayetle, o günle ilgili yasağı çiğnemeyin!” diye emrettik ve (bu hususta ve Allah’tan başkasına ibadet etmeyecekleri, birbirlerinin kanını akıtmayacakları gibi daha pek çok hususta) kendilerinden çok sağlam bir söz aldık.
Bayraktar Bayraklı = Sînâ Dağı'nı, verdikleri sözün delili olarak üzerlerine yükseltmiştik. Onlara “Kapıdan tevazu içinde giriniz” demiş ve “Sebt kanununu/Cumartesi yasağını ihlâl etmeyiniz” diye uyarmıştık ve kendilerinden sağlam bir söz almıştık.
Bekir Sadak = (153-15) 4 Kitap ehli, senin kendilerine gokten bir kitap indirmeni isterler. Musa'dan bundan daha buyugunu istemislerdi ve «Bize Alah'i apacik goster» demislerdi. Zulumlerinden oturu onlari yildirim carpmisti. Belgeler kendilerine geldikten sonra da, buzagiyi tanri olarak benimsediler, fakat bunlari affettik ve Musa'ya apacik bir huccet verdik, soz vermelerine karsilik Tur dagini uzerlerine kaldirdik ve onlara: «Kapidan secde ederek girin» dedik, «Cumartesileri asiri gitmeyin» dedik, onlardan saglam bir soz aldik.
Celal Yıldırım = Söz vermeleri sebebiyle (ve ona bağlı kalmaları için) üzerlerine Tûr'u yükseltip kaldırdık ve: «Bu kapıdan secde ederek girin!» dedik. Cumartesi gününde de (ilâhî yasağı) aşmayın diye emrettik ve (bu hususta) onlardan sağlam ve sıkı bir söz aldık.
Cemal Külünkoğlu = Ve Tur (Sina) Dağını verdikleri sözün delili olarak (tehdit için) tepelerine kaldırmıştık. Onlara: “(O Kudüs şehrinin) kapısından baş eğerek (hürmet içinde tevazu ile) girin ve Cumartesi yasağını ihlal etmeyin!” demiştik ve kendilerinden sağlam bir taahhüt almıştık.
Diyanet İşleri (eski) = (153-154) Kitap ehli, senin kendilerine gökten bir kitap indirmeni isterler. Musa'dan bundan daha büyüğünü istemişlerdi ve 'Bize Allah'ı apaçık göster' demişlerdi. Zulümlerinden ötürü onları yıldırım çarpmıştı. Belgeler kendilerine geldikten sonra da, buzağıyı tanrı olarak benimsediler, fakat bunları affettik ve Musa'ya apaçık bir hüccet verdik, söz vermelerine karşılık Tur dağını üzerlerine kaldırdık ve onlara: 'Kapıdan secde ederek girin' dedik, 'Cumartesileri aşırı gitmeyin' dedik, onlardan sağlam bir söz aldık.
Diyanet Vakfi = Söz vermeleri (ni takviye) için Tûr'u başlarına diktik de onlara, «Baş eğerek kapıdan girin» dedik, «Cumartesi günü sınırı aşmayın» dedik. Kendilerinden sağlam söz aldık.
Edip Yüksel = Kendilerinden söz alırken Sina Dağını üzerlerine kaldırdık. Onlara, 'Kapıdan alçak gönüllü olarak girin,' dedik. Onlara, 'Cumartesi yasağını çiğnemeyin,' dedik; onlardan sağlam bir söz aldık.
Elmalılı Hamdi Yazır = Ve misaka bağlanmaları için Turu üstlerine kaldırdık da «girin secdelere kapanarak o kapıya» dedik onlara, hem «sebt günü tecavüz etmeyin» dedik de onlara kendilerinden ağır bir misak aldık
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = söz vermeleri için Tur'u üstlerine kaldırdık ve onlara: «Secdelere kapanarak o kapıya girin!» dedik. «Cumartesiye saygısızlık etmeyin!» diye kendilerini uyardık ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Söz vermeleri için Tur dağını üzerlerine kaldırdık. Onlara: «O kapıdan secde ederek girin» dedik. Yine onlara: «Cumartesi yasağını çiğnemeyin» dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Gültekin Onan = Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve onlara: "Bu kapıdan seçde ederek girin" dedik ve onlara: "Cumartesinde haddi aşmayın" da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.
Harun Yıldırım = Kesin söz vermiş oldukları için Tur’u onların üzerine kaldırmıştık. Onlara: “O kapıdan secde ederek girin!” dedik. Ayrıca onlara: “Cumartesi gününde taşkınlık etmeyin!” diyerek onlardan kuvvetli, sağlam bir söz aldık.
Hasan Basri Çantay = (Ahd-ü) misâka bağlanmaları için «Tuur» u üstlerine kaldırmış, onlara: «O (şehrin) kapı (sından) hepiniz secdeye kapanır halde girin» demiş, cumartesi günü hakkında da «(Av yaparak haddi) aşmayın» (diye) söylemiş, kendilerinden (bu hususlarda) ağır te'minât almışdık.
Hayrat Neşriyat = Ve sağlam söz vermeleri için Tûr’u üzerlerine kaldırdık da onlara: '(Şehrin)kapı(sın)dan secde eden kimseler olarak (hürmetle başınızı eğerek) girin!' dedik ve kendilerine: 'Cumartesi günü (balık avlayarak) haddi aşmayın!' buyurduk ve onlardan pek sağlam bir söz aldık.
İbni Kesir = Söz vermelerine karşılık Tur dağını üzerlerine kaldırdık. Ve onlara; Şehrin kapısından secde ederek girin, dedik. Cumartesileri aşırı gitmeyin, dedik. Onlardan ağır bir te'minat aldık.
Kadri Çelik = (Muhalefet ettikleri) Sözleşmelerine karşılık Tur dağını üzerlerine yükselttik de onlara, “Kapıdan secde ederek girin” dedik ve “Cumartesi günü aşırı gitmeyin” uyarısında bulunduk da onlardan (bu hususta) sağlam bir söz aldık.
Muhammed Esed = ve Sina Dağını verdikleri sözün delili olarak üzerlerinde yükseltmiştik. Onlara "kapıdan tevazu içinde girin" demiş ve "Sebt Kanununu ihlal etmeyin!" diye uyarmıştık ve kendilerinden sağlam bir taahhüt almıştık.
Mustafa İslamoğlu = ve Yüce Dağı söz vermeleri için üzerlerine yükseltmiştik. Kendilerine "Kapıdan (şükür) secdeleriyle girin!" demiş ve "Seb'i ihlal etmeyin!" uyarısında bulunmuştuk; üstelik kendilerinden sağlam bir taahhüt de almıştık.
Ömer Nasuhi Bilmen = Ve ahidlerine riayet etmeleri için üstlerine Tûr'u kaldırdık ve onlara, «Secde eder olduğunuz halde o kapıdan girin,» dedik ve onlara «Cumartesi günü haddi tecavüz etmeyin,» dedik ve onlardan ağır bir ahid aldık.
Ömer Öngüt = Söz vermeleri sebebiyle Tur dağını üzerlerine kaldırmış ve kendilerine: “Kapıdan secde ederek girin. ” demiştik. “Cumartesi gününde aşırı gitmeyin!” diyerek, kendilerinden ağır bir söz almıştık.
Şaban Piriş = Söz vermeleri sebebiyle dağı onların tepesine kaldırdık. Onlara: - Kapıdan secde ederek girin dedik. Onlara, Cumartesi günü yasağını çiğnemeyin! diyerek onlardan kesin bir söz aldık.
Sadık Türkmen = Verdikleri sağlam söz(ü yerine getirmemeleri) sebebiyle, Tur’u üzerlerine kaldırdık ve onlara; “Tevazu ile kapıdan girin” dedik. Yine onlara; “Cumartesi (yasakları) konusunda haddi aşmayın” dedik ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Seyyid Kutub = Kesin söz vermeleri üzerine, başları üzerinde asılı duran kayayı yukarı çektik. Kendilerine, o kasabanın kapısından secde ederek içeri giriniz ve 'Cumartesi yasağını çiğnemeyiniz' dedik, bu konularda onlardan sağlam bir söz aldık.
Suat Yıldırım = Verdikleri sözde durmalarını pekiştirmek için, dağı üzerlerine kaldırdık da onlara: "Secdelere kapanarak o kapıdan girin!" dedik. Bir de onlara: "Cumartesi günü av yaparak, ilâhî yasağı aşmayın" deyip bu hususta kendilerinden ağır teminat aldık.
Süleyman Ateş = Söz vermeleri için Tûr'u üzerlerine kaldırdık ve onlara: "Secde ederek kapıdan girin!" dedik. Ve onlara: "Cumartesi(yasakları)nı çiğnemeyin!" dedik. Ve onlardan sağlam bir söz aldık.
Tefhim-ul Kuran = Kesin söz vermeleri dolayısıyla Tur'u üstlerine yükselttik ve onlara: «Bu kapıdan secde ederek girin» dedik ve onlara: «Cumartesinde haddi aşmayın» da dedik. Ve onlardan kesin bir söz aldık.
Ümit Şimşek = Bir de, ahitlerini pekiştirmek için, üzerlerine Tur Dağını yükseltmiş, onlara 'Kapıdan secde ederek girin' demiş, ayrıca 'Cumartesi yasağını çiğnemeyin' diye onlardan kuvvetli bir ahit almıştık.
Yaşar Nuri Öztürk = Kesin söz vermeleri için Tûr'u üzerlerine kaldırdık ve onlara: "Kapıdan secde ederek girin." dedik. Onlara şunu da söyledik: "Cumartesi gününde azgınlık yapmayın." Onlardan sapasağlam bir söz almıştık.
İskender Ali Mihr = Ve misaklarından dolayı Tur’u (Tur dağını) onların üstüne yükselttik (kaldırdık). Ve onlara: "Bu kapıdan secde ederek girin." dedik. Ve onlara: "Cumartesi gününde hudutları aşmayın." dedik ve, onlardan “çok kuvvetli misak (kesin söz)” aldık.
İlyas Yorulmaz = Onları, Allah’la yaptıkları ahitleşmeden dolayı, toplum olarak ayağa kaldırdık (esaretten kurtardık) Onlara “Rabbinize secde ederek (şu yere) girin” dedik. Sonra cumartesi günü yasaklarına uyacaklarına dair kuvvetli bir söz aldık.