قَالُوا إِنَّمَا أَنتَ مِنَ الْمُسَحَّرِينَ
Kâlû innemâ ente minel musahharîn(musahharîne).
kâlû | : dediler |
innemâ | : ancak, sadece |
ente | : sen |
min | : den, dan |
el musahharîne | : büyülenmiş kimseler, büyülenenler |
Diyanet İşleri = Dediler ki: “Sen ancak büyülenmişlerdensin.”
Abdulbaki Gölpınarlı = Sen dediler, ancak büyülenmiş kişilerdensin.
Abdullah Parlıyan = Salih'in kavmi: “Sen, mutlaka büyülenmiş birisin” dediler.
Adem Uğur = Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!
Ahmed Hulusi = Dediler ki: "Sen büyülenmişsin (etki altına girmişsin). "
Ahmet Tekin = Kavmi: 'Sen, kesinlikle büyülenerek aklı etki altına alınanlardan birisin' dediler.
Ahmet Varol = Dediler ki: 'Sen ancak büyülenmişlerdensin.
Ali Bulaç = Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."
Ali Fikri Yavuz = Onlar (Salih peygambere) dediler ki: “- Sen çok büyülenmişlerdensin.
Ali Ünal = “Salih,” dediler, “sen, büyülenmiş birisin.
Bayraktar Bayraklı = Onlar şöyle dediler: “Şüphesiz sen sadece büyülenenlerden birisin.”
Bekir Sadak = (153-15) 4 «Ben suphesiz buyulenmisin birisin; bizim gibi bir insandan baska birsey degilsin. Eger dogru sozlu isen bir belge getir» dediler.
Celal Yıldırım = Dediler ki: «Elbette sen büyülenenlerden birisin.
Cemal Külünkoğlu = (153-154) Dediler ki: “Sen ancak büyülenmiş kişilerdensin. Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen haydi bize bir mucize getir!”
Diyanet İşleri (eski) = (153-154) 'Sen şüphesiz büyülenmişin birisin; bizim gibi bir insandan başka birşey değilsin. Eğer doğru sözlü isen bir belge getir' dediler.
Diyanet Vakfi = Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!
Edip Yüksel = Dediler ki, 'Sen büyülenmişsin.'
Elmalılı Hamdi Yazır = Sen dediler: çok büyülenmişlerdensin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Dediler: «Sen iyice büyülenmişlerden birisisin;
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = «Sen dediler, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!»
Gültekin Onan = Dediler ki: "Sen ancak büyülenmişlerdensin."
Harun Yıldırım = Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!
Hasan Basri Çantay = «Sen, dediler, ancak (hızlı) büyülenmişlerdensin»!
Hayrat Neşriyat = (Onlar) dediler ki: 'Sen ancak iyice sihirlenmiş kimselerdensin!'
İbni Kesir = Dediler ki: Şüphesiz sen, ancak büyülenmişlerdensin.
Kadri Çelik = Dediler ki: “Sen ancak büyülenmişlerdensin.”
Muhammed Esed = (Salih'in kavmi:) "Sen mutlaka büyülenmiş birisin!" dediler.
Mustafa İslamoğlu = Onlar dediler ki: "Sen, büyülenmiş birinden başkası değilsin.
Ömer Nasuhi Bilmen = Dediler ki: «Şüphe yok sen çok büyülenmişlerdensin.»
Ömer Öngüt = Dediler ki: “Sen olsa olsa iyice büyülenmiş birisin. ”
Şaban Piriş = -Sen, ancak büyülenmiş birisin, dediler.
Sadık Türkmen = Dediler ki: “Sen büyülenmiş kimselerdensin!
Seyyid Kutub = Semudoğulları dediler ki; «Sen büyüye çarpılmış birisin.»
Suat Yıldırım = (153-154) "Sen" dediler, "bir sihirin etkisine kapılmışlardan birisin. Hem bize hiçbir üstünlüğün yok, bizim gibi bir insansın. Yok eğer böyle değil de, iddianda doğru isen mûcize göster bize!"
Süleyman Ateş = "Dediler: "Sen, iyice büyülenmişlerdensin."
Tefhim-ul Kuran = Dediler ki: «Sen ancak büyülenmişlerdensin.»
Ümit Şimşek = Dediler ki: 'Anlaşılan sen büyülenmişsin.
Yaşar Nuri Öztürk = Dediler: "Sen, adamakıllı büyülenmişsin."
İskender Ali Mihr = “Sen, sadece büyülenenlerdensin.” dediler.
İlyas Yorulmaz = Kavmi ona “Sen birilerinin etkisinde kalmışsın (sihre uğramışsın). ”