كَلَّا إِنَّهَا لَظَى
Kellâ, innehâ lezâ.
Diyanet İşleri = (15-16) Hayır (ne mümkün)! Şüphesiz cehennem, derileri kavurup çıkaran alevli ateştir.
Abdulbaki Gölpınarlı = Fakat imkânı yok; şüphe yok ki cehennem alev alev yanmadadır.
Abdullah Parlıyan = Ama hayır! Kurtulmak ne mümkün, onu alev saçan bir ateş beklemektedir.
Adem Uğur = Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.
Ahmed Hulusi = Hayır, asla! Muhakkak ki o Leza'dır (dumansız alev).
Ahmet Tekin = Ne mümkün! Cehennem inkâr edenleri, suçluları yakarak alevlenmektedir.
Ahmet Varol = Hayır. Doğrusu o şiddetle yanan bir ateştir.
Ali Bulaç = Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:
Ali Fikri Yavuz = Hayır (Allah onu azabdan kurtarmaz). Çünkü, o cehennem alevli bir ateştir.
Ali Ünal = Ama ne mümkün! O, alev alev yanar bir ateştir,
Bayraktar Bayraklı = Hayır, hayır; o cehennem, alevli bir ateştir.[675]
Bekir Sadak = (15-18) Hayir, olmaz... Orada sirtini cevirip yuzgeri edeni, malini toplayip kimseye hakkini vermeden saklayani cagiran, deriyi soyup kavuran, alevli ates vardir.
Celal Yıldırım = Hayır (bu mümkün değil), doğrusu Cehennem alev alev köpürüp duran yerdir..
Cemal Külünkoğlu = Hayır, (hiçbiri kabul edilmeyecek). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.
Diyanet İşleri (eski) = (15-18) Hayır, olmaz... Orada sırtını çevirip yüzgeri edeni, malını toplayıp kimseye hakkını vermeden saklayanı çağıran, deriyi soyup kavuran, alevli ateş vardır.
Diyanet Vakfi = Fakat ne mümkün! Bilinmeli ki, o (cehennem) alevlenen bir ateştir.
Edip Yüksel = Hayır, o alevli ateştir.
Elmalılı Hamdi Yazır = Hayır, çünkü o salgın bir lezâ,
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Hayır, çünkü o salgın alevli bir ateştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Hayır, o alevlenen bir ateştir.
Gültekin Onan = Hayır; (hiçbiri kabul edilmez). Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.
Harun Yıldırım = Hayır, hayır; doğrusu o alevli bir ateştir,
Hasan Basri Çantay = Fakat ne mümkin! Çünkü o (ateş) (kâfirler için hazırlanmış) haalis alevdir,
Hayrat Neşriyat = (15-16) Hayır! Çünki o (ateş), derileri kavurup soyan, şiddetli bir alevdir!
İbni Kesir = Fakat ne mümkün, çünkü o; halis alevdir.
Kadri Çelik = Hayır! (Böyle fidyeler kabul edilmez.) Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir.
Muhammed Esed = Ama hayır! (Onu bekleyen) tek şey alev saçan bir ateştir,
Mustafa İslamoğlu = Fakat ne mümkün! (Onu bekleyen) dediğini çarpan tarifsiz bir alevdir;
Ömer Nasuhi Bilmen = (15-16) Hayır. Asla. Şüphe yok ki o bir mühim ateştir. Nâsın derisi için bir soyup dağıtıcıdır.
Ömer Öngüt = Fakat ne mümkün! O cehennem, alevlenen bir ateştir.
Şaban Piriş = Asla, şüphesiz O, alev almıştır.
Sadık Türkmen = Hayır hayır! Doğrusu o, alevlenen/yalın bir ateştir;
Seyyid Kutub = Hayır! O alevden bir ateştir.
Suat Yıldırım = Lâkin ne mümkün! O cehennem alev alev yanan bir ateştir.
Süleyman Ateş = Hayır! O (ateş), alevlenen bir ateştir.
Tefhim-ul Kuran = Hayır; (böyle fidyeler kabul edilmez.) Doğrusu o (cehennem), cayır cayır yanmakta olan ateştir:
Ümit Şimşek = Heyhat! O alev alev yanan ateştir.
Yaşar Nuri Öztürk = Hayır, hayır! O, alevlenen bir ateştir.
İskender Ali Mihr = Hayır, asla! Muhakkak ki o (kurtulmak istediği), alev alev yanan ateştir.
İlyas Yorulmaz = Hayır, o tutuşmuş.