إِنَّمَا يُؤْمِنُ بِآيَاتِنَا الَّذِينَ إِذَا ذُكِّرُوا بِهَا خَرُّوا سُجَّدًا وَسَبَّحُوا بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَهُمْ لَا يَسْتَكْبِرُونَ*
İnnemâ yu’minu bi âyâtinellezîne izâ zukkirû bihâ harrû succeden ve sebbehû bi hamdi rabbihim ve hum lâ yestekbirûn(yestekbirûne). (SECDE ÂYETİ)
innemâ | : fakat, sadece, ancak |
yu’minu | : mü’min olurlar, inanırlar, îmân ederler |
bi âyâti-na | : âyetlerimize |
ellezîne | : o kimseler, onlar |
izâ | : o zaman |
zukkirû | : zikredildiler |
bihâ | : ona |
harrû | : yere kapandılar |
succeden | : secde ederek |
ve sebbe-hû | : ve onu tesbih ettiler |
bi hamdi | : hamd ile |
rabbi-him | : onların Rabbi, Rab’leri |
ve hum | : ve onlar |
lâ yestekbirûne | : büyüklük taslamazlar, kibirlenmezler |
Diyanet İşleri = Bizim âyetlerimize ancak, kendilerine bu âyetlerle öğüt verildiği zaman secdeye kapanan, kibirlenmeksizin Rablerine hamd ederek tespih edenler inanırlar.
Abdulbaki Gölpınarlı = Âyetlerimize, ancak kendilerine anılıp öğüt verildiği zaman yerlere kapanıp secde edenler ve Rablerine hamd ederek onu tenzîh edenler ve hiç ululanmaya kalkışmayanlar, inanırlar.
Abdullah Parlıyan = Bizim ayetlerimize o kimseler inanırlar ki, ayetlerle kendilerine öğüt verildikçe derin bir hayranlık ve saygıyla secdeye kapanırlar ve Rablerinin sınırsız güç ve kuvvetini hamd ile yüceltenler ve asla büyüklük taslamazlar.
Adem Uğur = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Ahmed Hulusi = Bizim işaretlerimize sadece şunlar iman ederler ki, onlarla hatırlatma yapıldığında, secde ile yere kapandılar; benliksiz, Rablerinin Hamdi olarak tespih (işlevlerini yerine getirdiler) ettiler. (15. âyet secde âyetidir. )
Ahmet Tekin = İtaati gurur-kibir meselesi yapmayanlar, âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, âyetlerimize kesinlikle iman ederler. Sübhânallahi ve bihamdihî diyerek secdeye kapanırlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Ahmet Varol = Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine, ayetlerimiz hatırlatıldığında hemen secdeye kapanan, Rablerini hamd ile tesbih eden ve büyüklük taslamayanlar inanırlar.
Ali Bulaç = Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder.
Ali Fikri Yavuz = Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere (*) kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler.
Ali Ünal = Bizim âyetlerimize ancak, (öğüt verme ve gerçeği anlatma münasebetiyle) o âyetler kendilerine okunduğunda, hatırlatıldığında hiçbir büyüklük duygusuna kapılmadan secdeye kapanan ve Rabbilerini hamd ile tesbih edenler inanır.
Bayraktar Bayraklı = Bizim âyetlerimize ancak, onlar hatırlatıldığında secdeye kapanan, Rabblerini övgü ile tesbih eden ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar.
Bekir Sadak = (15-16) SÙ Ayetlerimize ancak, kendilerine hatirlatildigi zaman secdeye kapananlar, buyukluk taslamayarak Rablerini overek yuceltenler, vucudlarini yataklardan uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar ve verdigimiz riziklardan sarfedenler inanir.
Celal Yıldırım = Âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki, onlar kendilerine âyetlerimiz hatırlatıldığı vakit secdeye kapanırlar ; Rablarına hamd ile tesbîh edip (kulluk görevlerini yerine getirirken) büyüklük taslamazlar.
Cemal Külünkoğlu = Bizim ayetlerimize ancak, kendilerine bu ayetlerle öğüt verildiği zaman hemen secdeye kapanan, kibirlenmeksizin Rablerine hamd ederek tespih edenler inanırlar.
Diyanet İşleri (eski) = (15-16) Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rablerini överek yüceltenler, vücudlarını yataklardan uzak tutup korkarak ve umarak Rablerine yalvaranlar ve verdiğimiz rızıklardan sarfedenler inanır.
Diyanet Vakfi = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Edip Yüksel = Ayet ve mucizelerimize gerçekten inananlar, onları işittikleri zaman secdeye varırlar ve büyüklük taslamadan Rab'lerini yüceltirler.
Elmalılı Hamdi Yazır = Bizim âyetlerimize öyle kimseler iyman ederler ki onlarla kendilerine nasıhat verildiği vakıt secdelere kapanırlar ve rablarına hamd ile tesbih ederler de kibirlenmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) = Bizim ayetlerimize öyle kimseler iman ederler ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş-2) = Bizim âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki, onlarla kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar ve Rablerine hamd ile tesbih ederler de büyüklük taslamazlar.
Gültekin Onan = Bizim ayetlerimize, ancak kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar inanır.
Harun Yıldırım = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, bunlarla kendilerine öğüt verildiğinde, büyüklük taslamadan secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Hasan Basri Çantay = Bizim âyetlerimize ancak öyle kimseler îman eder (ler) ki bunlarla kendilerine öğüt verildiği zaman, onlar büyüklük taslamayarak, yüzü üstü secdeye kapanırlar ve Rablerini, hamd ile, tesbîh (ve tenzîh) ederler.
Hayrat Neşriyat = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler îmân ederler ki, bunlarla kendilerine nasîhat edildiği zaman, secde eden kimseler olarak yere kapanırlar; ve Rablerine hamd ile tesbîh ederler, hem onlar kibirlenmezler.
İbni Kesir = Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rabblarını hamd ile tesbih edenler inanırlar.
Kadri Çelik = Bizim ayetlerimize, ancak onlarla kendilerine hatırlatıldığı zaman hemen secdeye kapananlar, rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayanlar iman eder.
Muhammed Esed = Bizim mesajlarımıza (gerçekten) inananlar, ancak, kendilerine tebliğ edildiği zaman önünde derin bir hayranlık ve saygıyla eğilenlerdir; (onlar,) Rablerinin sınırsız ihtişamını hamd ile yüceltenler ve asla büyüklük taslamayanlardır;
Mustafa İslamoğlu = Bizim ayetlerimize iman edenler, ancak kendilerine duyurulduğunda saygıyla yerlere kapanıp teslim olanlar ve Rablerinin aşkın yüceliğini hamd ile ananlardır: zira onlar asla büyüklük taslamazlar.
Ömer Nasuhi Bilmen = Bizim âyetlerimize ancak öyle kimseler imân eder ki, onlar ile kendilerine nasihat verildiği zaman secde ediciler olarak yüzüstü (yere) kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler. Ve onlar büyüklük taslamazlar.
Ömer Öngüt = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanırlar ki, âyetlerimiz kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapanırlar, büyüklük taslamadan Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Şaban Piriş = Ayetlerimize ancak, kendilerine hatırlatıldığı zaman secdeye kapananlar, büyüklük taslamayarak Rab’lerini hamd ile tesbih edenler inanırlar.
Sadık Türkmen = Bizim ayetlerimize ancak, o kimseler inanırlar ki; onlara hatırlatıldığı zaman secdeye kapanırlar. Rablerini övgü ile tesbih ederler ve büyüklük taslamazlar!
Seyyid Kutub = Bizim ayetlerimize inanan kimselere, ayetlerimiz hatırlatıldığı zaman hemen secdeye kapanırlar. Rabb'lerini överek tesbih ederler, büyüklük taslamazlar.
Suat Yıldırım = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler inanır ki kendilerine o âyetler hatırlatıldığında, derslerini hemen alır, secdeye kapanır, Rab’lerine hamd, O’nu takdis ve tenzih ederler, asla kibirlenmezler.
Süleyman Ateş = Bizim âyetlerimize o kimseler inanırlar ki onlar, kendilerine öğüt verildiği zaman derhal secdeye kapanırlar; Rablerini överek tesbih ederler, büyüklük taslamazlar.
Tefhim-ul Kuran = Bizim ayetlerimize, ancak onlarla kendilerine hatırlatıldığı zaman, hemen secdeye kapananlar, Rablerini hamd ile tesbih edenler ve büyüklük taslamayan (müstekbir olmayan)lar iman eder.
Ümit Şimşek = Bizim âyetlerimize ancak o kimseler iman eder ki, o âyetlerle kendilerine öğüt verildiğinde hiç büyüklenmeksizin secdeye kapanırlar ve Rablerini hamd ile tesbih ederler.
Yaşar Nuri Öztürk = Bizim ayetlerimize o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamt ile tespih ederler.
İskender Ali Mihr = Fakat Bizim âyetlerimize îmân edenler (âmenû olanlar) onlardır ki, (âyetlerimiz) zikredildiği zaman (hemen) secde ederek yere kapanırlar. Ve Rab’lerini hamd ile tesbih ederler ve onlar kibirlenmezler.
İlyas Yorulmaz = Ayetlerimize inananlar ise, kendilerine ayetlerimiz hatırlatıldığında hemen secdeye kapanırlar. Onlar asla kibirlenmeden, Rablerini överek, O nun, bütün eksikliklerden uzak olduğunu tasdik ederler.